Nedendir bilmiyorum ama ülkemizdeki büyük firmaların müşteri hizmetleri giderek çok bilgisiz, iletişim kurmakta zorlanan, çalıştıkları firmanın verdiği hizmet alanı konusunda tam bilgi sahibi olmayan kişilere teslim ediliyor.

10call

Hele de teknoloji şirketlerinin call center adı verilen merkezleri gerçekten tel tel dökülüyor. Aylar önce bu konuda yine yazmıştım. Ama geçen hafta ülkenin lider iki telekom şirketi arasında aboneliğini değiştiren bir arkadaşımın yaşadıkları beni daha da şaşırttı bu konuda.

İKİSİNE DE PARA ÖDÜYOR

Daha hızlı internet için büyük bir şirketten bir başkasına geçen arkadaşımın önce yeni internetini İzmir’e, İstanbul’daki evi yerine baba evine kurmaya kalktılar ardından tekrar başvurmak zorunda kaldı.
Sonra aslında kapattırdığı eski hattının kapatılmadığı ortaya çıktı. Eski şirket, yenisinin bilgi vermediğini iddia etti, ve tüm bu macerayı gerçekten verdiği hizmetten bihaber call center görevlilerine anlatmaya çalıştı durdu arkadaşım. Sonra bir havayla ben devreye girdim. Hep içimde kalmıştır “Bir dakika ben doktorum” diye sahneye girip kahraman olmak. Ama olmadı. Her iki şirketin müşteri hizmetleri çalışanlarına teknik olarak durumu anlatmak ve anlamalarını sağlamak mümkün olmadı. Arkadaşım şimdi evinde iki şirketin de ADSL hattına sahip ve ikisine de para ödemek zorunda. Tabi Allah’tan ümit kesilmez.
Ama görünüşe göre yaratımında dominant olamadığımız teknolojileri insanların hayatına sokmak konusunda da nitelikli insan gücü yetiştirmeyi başaramadığımız için bırakın yeni icatlarla, yazılımlarla küresel anlamda söz sahibi olmayı, ödünç aldığımız teknolojileri pazarlamayı bile başaramıyoruz.

Ah ulan Black Friday!


Türkçesini yazmıyorum çünkü nedense bazılarının dini hassasiyetlerini rahatsız ediyormuş. Önceki gün yine sosyal medyada takip ettiğim uluslararası firmaların Black Friday özel indirim kampanyaları geçti durdu.
Yarı fiyatına inmiş dizüstü bilgisayarlar, yanında iki objektif, yedek batarya, çanta ile satılan fotoğraf makineleri, dörtte bir fiyatına düşmüş yazılımlara bakıp bakıp iç geçirdim. Bizde bir iki marka o da şişirilmiş fiyatları yüzde 20-30 gibi oranlarda indirip heyecan yaratmaya çalıştılar.
Ama Türk tüketicisi olarak pek yemedik. Koptuğum an, GM yani General Motors şirketinin dev pikaplarda yaptığı Black Friday indirimini bile gördüğüm o korkunç andı. Tam da bizim yükselen dolar ve aniden bastıran ÖTV bindirimi ile nakavt olduğumuz gün yaşandı bunlar.
İç çekmekten bir hal oldum. Rüya otomobillerimiz biraz daha uzaklaştı bizden, teknolojik cihazlar ise döviz zamlarının yansımasıyla ulaşılabilir olmaktan çıkacak ama bu Black Friday yok mu, iyice insanın nasırına nasırına basıyor!

Türkiye’de DJI satın almak risk!


DJI ülkemizde de ürünleriyle çok popüler. Ancak ülkemizde distribütör ve problemi yüzünden bu firmanın ürünlerini satın almak bir şans işine dönüşmüş durumda. Halihazırda firmanın Türkiye’de birden fazla distribütörü var, ve bu firmalar özellikle garanti ve servis konusunda çok tuhaf davranıyorlar. Ben DJI ürünlerimi Ankara’daki bir distribütörün İstanbul temsilcilerinden birinden satın aldım ve ne ilginç ki garanti belgesi verilmedi.

10osmo

Eğer ürünle ilgili satın aldıktan bir saat sonra bile sıkıntı yaşarsanız firmaya değil, cihazı satın aldığınız dükkana götürüyorsunuz. Cihazınız Ankara’ya yollanıyor ve gerisi Allah kerim. Firmayı aradığınızda DJI distribütörü olduğunu belirtiyor ama garanti konusunda ciddi sıkıntı çıkarıyor. Özellikle Osmo cihazlarda bu ara sık görülen bir sıkıntı yüzünden müşteriler mağdur oluyormuş. Ve satış yapan dükkan sahipleri ile karşı karşıya kalıyormuş. Ne saçma değil mi? Dünyanın en gelişmiş tüketici teknolojilerinden birini satın alıp dünyanın en kötü garanti sistemine maruz kalıyorsunuz. Yanlış anlamayın benim cihazlarım bozuk çıkmadı. Ama çıkarsa diye kara kara düşünüyorum şu an.