Şimdilik evlerimizde hâlâ birer televizyon kumandası var. Yani paşa gönlümüz ne dilerse izleyebiliyoruz. Önce bunu bir netleştirelim.
Sonra da Altın Kelebek Ödül Töreni’ne gidelim...  Ödülü Türker İnanoğlu sunuyor ve anlamadığımız bir nedenle dizinin yapımcısı ve senaristi Mehmet Bozdağ’a teşekkür konuşması yapması için söz hakkı verilmiyor.

Bu, gerçekten insanda ciddi anlamda tepki yaratacak bir durum ve Mehmet Bozdağ tepki vermekte dibine kadar haklı.
Ama olay sonrasında yaptıklarıyla ekip kendisini adeta haklıyken haksız bir yere koydu benim gözümde.
Önce dizinin oyuncularından Cavit Çetin Güner ödülü ayağının altına koyduğu bir fotoğrafını koydu sosyal medyasına. Ki bu bence çok gereksiz bir hareketti.
cavit

Beğensin beğenmesin, o ödülü ona teşekkür etme hakkını vermeyenler değil, kendilerinin de açıklamasında belirttiği gibi halk verdi!
Ayakları altına aldığı o ödül iyi-kötü yıllardır bu ülkede düzenlenmesi başarılmış bir geleneği temsil ediyor.  Ayağının altına layık gördüğü o ödülde binlerce ‘Diriliş Ertuğrul’ dizisi hayranının oyu, övgüsü ve sevgisi var.  Bozdağ’ın açıklamasında yaratmaya çalıştığı havayı da fazla popülist buldum.  Kendisine söz verilmemesini ‘manidar’ bulduğunu belirterek meseleyi siyasi bir alana çekmeye çalışmış ve sosyal medyada gördüğüm tepkilere göre bu amacında da başarılı olmuş. İş bir anda ‘bunlar’ kafasına dönmüş. Mesele, “Osmanlı’nın dizisini bunlar anlamaz” cümlesine kadar gelmiş. Dahası, açıklamanın sonunda dizinin üç sezon ve 65 haftadır çok büyük bir kitle tarafından izlendiği, 30’dan fazla ülkede yayınlandığını belirten yazar, gecenin sunucusu Okan Bayülgen’in diziden yeni haberi olmasına müthiş bir tepki vermiş.
Olay sonrası diziyi hiç izlemediğini ancak artık izleyeceğini sarkastik bir dille belirten Bayülgen’in Güner’e göre diziden alabileceği hiçbir değer yokmuş.

Yahu yaptığınız iş popüler kültüre yönelik bir dizi. Ama bunu kutsal bir değer haline getirmek, teşekkür konuşması yaptırılmamasını ideolojik bir çatışmayı körükleyecek şekilde tehlikeli bir çizgide tutmak bu topraklardaki onca farklı dili, dini, ırkı yüzyıllarca bir arada yaşatmayı başarmış ecdadımıza haksızlık!

Başıma bir şey gelmeyecekse söylemek isterim ki ben de sadece bir bölümünü izledim bu dizinin.  Ama en başta da dedim ya, evlerde hâlâ uzaktan kumandalarımız var çok şükür. Canımız neyi isterse onu izleyebiliyoruz. Bu kadar başarılı olduğu bizzat senaristi tarafından açıklanan bir diziyi ödül töreni sunan kişinin izlememiş olmasını bu kadar ciddiye almak hiç yakışmadı.
Tabii bir de halkın oylarıyla verilen ödülü ayaklar altına almak...

Aynı törende yıllar öncesinin Malkoçoğlu’nun konuşmasını da izledik.
Cüneyt Arkın ödül vermek için gelmişti. Konuşmasında şunu söyledi: “Ben bu ödülden gençken almıştım; son aldığımda ise bir şey oldu ve Kelebek elimden düştü. Sunucu hanım, ‘Cüneyt Abi kaleler fethettin, ordular dağıttın, bir kelebeği tutamıyorsun’ dedi.
Bu kelebeği sen böyle görüyorsun. Altın Kelebek Ödülü’nün müthiş bir sorumluluğu var. Müthiş derecede ağır...”
İşte bu ağırlığı sadece ödülü veren kuruma bağlayıp oy veren yüz binleri yok sayıyorsan asıl sen önce oturup bir düşüneceksin.
Çünkü halk zaten senin yaptığın işi sırtında taşıyor!