Hepimiz çok bunaldık.
Önümüze, geleceğe bakmak yerine hep diken üstündeyiz.
Demokrat, özgür ve laik bir ülkede yaşıyor olmanın konforuyla siyasetten uzak, ülke gündemini korkuyla takip etmek zorunda kalmadan tam verimlilikle işimize gücümüze konsantre olamıyoruz.
Ülkenin hiçbir değeri koruma altında değil. Anayasanın sözde değiştirilmesinde bile, teklif edilemeyecek maddelerin dahi güvende olmadığı bir iklimde yaşıyoruz.
İktidar canı neyi değiştirmek isterse önümüze bir kıtır atıp ortalığı yokluyor. Sonra üç-beş gün bağırıyoruz, çağırıyoruz ama sonra bir şekilde alışıyoruz.
Laiklik meselesi de böyle açıldı. Çok alakasız bir toplantıda, çok alakasız bir isim tarafından ortaya sürüldü. Sonrasında oluşan beklenmedik tepki nedeniyle geri adım atılmış gibi görünse de artık laiklik konusunun er veya geç örselenmiş şekilde karşımıza çıkacağını çok iyi biliyoruz son 14 yıldır bu ülkede yaşayan ve her gün yaşam tarzına müdahale edilen insanlar olarak…
Ama laiklik kavramının anayasadan kalkmasıyla ilgili tartışmaya gelen tepki biraz olsun umut oldu bana.
Muhafazakar kesimden de, modern kesimden de sahip çıkma sesleri yükseldi.
Ama en çok kadınlar sahip çıkıyor.
Çünkü biz kadınlar, laikliğin olmadığı bizim coğrafyadaki ülke kadınları gibi yaşamak istemiyoruz. Ülkemizden kalkan uçağa bindiğimizde başımıza zorla örtülen örtüyü atıp gözyaşlarıyla ülkemize uzaktan bakmak istemiyoruz.
İş hayatında erkeklerle aynı haklarla var olup, hayatımızı özgürce, paşa gönül kriterlerimize göre, gün ortasında ahlak polisi tarafından saçımız çekilmeden yaşamaya devam etmek istiyoruz.
Gördüğüm kadarıyla toplum laikliği benimsemiş.
Eğitim sistemi tarumar edilirken de böyle bir tepki görmedik, yargı raydan çıkarılırken de.
Bir yanım korku içinde. Evet, çok korkuyorum. Önümüzde laikliğin olmadığı, İslami kurallara göre yönetilen ülkelerdeki insanların yaşam standartları var ve biz, yani açmak gerekirse Atatürk nesli kadınlar, hayatımızı o şartlar içinde yaşamak istemiyoruz. Hayatını öyle yaşayana, yaşamak isteyene de müdahale edilsin istemiyoruz!
Biz bu ülkenin kadınları, bize Atatürk devrimleri ile verilen hakların değerini bugün çok daha iyi anlıyoruz. Yıllarca Ortadoğu ülkelerinin diktatörlerinin nefret ettiği, baskı altında tuttukları kadınlarına örnek olacak, o kadınlar da benzer hakları talep edecek diye ödlerinin koptuğu haklara şimdi ülkemiz içinden göz dikenler var.
Bir yanım korku içinde ama bir yanım da rahat.
Biliyorum ki kimse sahip çıkmasa bu ülkenin kadını laikliğe sahip çıkar!