29

On yaşındaydı. Birilerinin çıkardığı kirli savaş yüzünden ülkesinden, evinden, sıcak yatağından kopmak zorunda kaldı. Dilini, örfünü, adetini bilmediği insanların arasında mecburen yaşam savaşına katıldı. Çocuktan gelin çıkarabilecek acımasızlıkta bir kültürün çocuktan işçi çıkarması pek şaşırtıcı değil. Mustafa Halil ayakkabıcıda çalışıyordu. İşyerine gitmek için bindiği, daha önce de bir insanın ayaklarını koparmış olan bir asansörde korkunç şekilde hayatını kaybetti. Mustafa yalnız değil, son üç buçuk yılda 194 çocuk hayatını kaybetmiş; isimlerinin sonuna da işçi kelimesini eklemişler.
Bir de Aleyna var. 16 yaşında, yaptığı şarkıyla geniş bir hayran kitlesi yaratmayı başardı kendine.
Gece kulüplerinde sahne almış. Ama kahraman Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu olaya bizzat el koymuş, “Söz konusu duruma hoşgörüyle bakılamaz” demiş. Bu kadarla da kalmamış, İçişleri Bakanlığı’yla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da devreye girmiş.
Peki ya Mustafa? Ya diğer ölen, hayatta iken sömürülen çocuklarımız?
Onlar Aleyna kadar değerli değil mi?
Ucuz ve rahatça sömürülebilir işgücüne, bu ülkenin çocuklarına sahip çıkmak çok mu zor Sayın Bakan?

12


Adalete güven mi kalır bu şartlarda?


Twıtter’da çok güzel bir hesabı var gazetemizin; adı da ‘Sözcü Unutturmaz’. Bu hesapta SÖZCÜ gerçekten unutturmamaya çalışıyor. Malum biz toplum olarak çok çabuk unutuyoruz bize atılan kazıkları, dökülen kanları, adaletsizlikleri...
İşte dün o hesapta gördüm, 29 Nisan’da Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, “Yargıya güven yüzde 70’ti, şimdi yüzde 30’lara düştü” demiş.
Önceki gün tekmeci Abdullah Çakıroğlu mahkemedeki halkı birbirine karşı kin ve nefret dolduracak ifadesine rağmen serbest bırakıldı.
Bu, hepimizin adalet duygusunu bir kez daha derinden sarstı.
Dün savcı tahliyeye itiraz etti.
Yani adeta birileri Türk adaletine olan güvenimizi, kalan o minicik yüzdeyi de bitirmek için canla başla çalışıyor sanırım.
Şiddet ödüllendiriliyor, sonra itirazlarla filan bizi oyalamaya çalışıyorlar.
Güven yerini korkuya bırakıyor ki bu insanların kendi adaletlerini sağlama yolunu seçmelerine kadar gidebilecek çok ama çok tehlikeli bir yol!