Varlığımız varlığına armağan oldu Whatsapp!



Önceki gün Whatsapp kullanıcılarının telefon ekranına bir mesaj düştü.
Sevgili, sevgiliyle-eşle-dostla yazışma hatta sevgili gece sizden çok sonra bu platformda görüldüyse haşlama, olay çıkarma programı Whatsapp kullanıcı sözleşmesinde önemli bir değişikliğe gidiyordu.
Facebook 19 milyar dolara satın aldığında hepimizin tek ortak korkusu vardı: “Ya kişisel bilgilerimiz üçüncü partilerle paylaşılırsa.”
Şimdi o endişe gerçek oluyor.
Artık Whatsapp tüm kişisel bilgilerimizi, kontaklarımızı, gezdiğimiz yerleri, telefon numaralarımızı yani kısaca bildiği ne varsa Facebook’la paylaşacak.
Facebook bunu muhteşem bir haber gibi pazarlamaya çalışıyor. Efendim iş yaptığımız, çalıştığımız şirketlerin haberlerini, kampanyalarını paylaşacakmış bizimle. Öyle ilgisiz reklamlar yollamaktan vazgeçecekmiş. Bu, yazdıklarımızı okuyup, bahsettiğimiz kelimelerle ilgili bize reklam göndermesi anlamına geliyor. Yok işte, diyecek hiçbir şey yok. İki uçtan şifreleme sistemine geçtiğinden beri, dünyanın ileri gelen devletlerinin tepkisini çeken ve insanların kişisel bilgi güvenliğini sağlamak konusunda attığı bu adımla gurur duyan şirket artık bu prensibini Facebook reklamları için bozuyor.
Ve muhtemelen Whatsapp için reklam günleri de geliyor.
Şimdilik ayarlar sekmesinde ‘bilgilerimi Facebook ile paylaşma’ düğmesi var. Düğme kalkmadan kapatın derim. Yarın bir gün ne olacağı belirsiz çünkü.
Bizim ise bu konuda yapacak hiçbir şeyimiz yok. Küresel teknoloji şirketleri artık ne derse o!
Bu nedenle ülkenin döktüğü betonla gurur duyamıyorum. Yabancıları çağırıp yaptırdığımız beton eserlerle empati ve coşku dolu bir ilişkiye giremiyorum.
Çoktan yerimizi almış olmamız gereken teknoloji savaşında adımızın hiç geçmeyişi ve küresel şirketler canları ne isterse yaparken bizim elimizden gelen tek şeyin ise sadece devlet istediğinde internet yavaşlatmak olmasına yanıyor içim...

Üçüncü köprü gözlemleri

- Doğaya verilen hasar gerçekten çok ama çok fazla. Üstelik bu daha başlangıç. Şimdilik etrafta görülen yeşil ormanlar birkaç yıla tıpkı zamanında Sarıgazi, Sultanbeyli gibi yerlerde yaşanan nüfus patlamasına tanık olup betona kesecek. Bu durum, insanın boğazını düğümlüyor yolun her kilometresinde…
- Şehir hayatının yoğun olduğu yere girmek için fazla uzak. Ben Göktürk’te yani üçüncü köprü girişlerinden birine çok yakın oturuyorum. Buna rağmen Çekmeköy 75 km tuttu. Gidiş-geliş 160 km yol sürdü ve çeyrek depo yakıt tükettim. Bu sayısal veriler birçok insan için üçüncü köprüyü kullanmayı imkansızlaştıracak. Ayrıca 10 liraya bir kalmış geçiş ücreti çok yüksek.
- Köprü gerçekten şık ve tasarımı çok güzel. Ama muhtemelen yüksek rüzgarı engellemek için kenarlara konulmuş olan mikamsı bariyerler yüzünden pek bir manzarası yok.
- Kamyonların bu köprüyü zorunlu olarak kullanacak olması iyi bir haber ama bunun şehir trafiğine katkısının ne olacağını kestirmek güç. Çünkü sonuçta köprüye girmeden yine bağlantı yollarında dolaşacaklar. Zamanla göreceğiz ama otomobil trafiği açısından ciddi bir rahatlama beklemiyorum kendi adıma.
- Umarım verilen günlük araç garantisi sağlanır da hiç değilse cebimizden para ödemeyiz.