Terör, cinsel istismar derken eğitim konuları bazen geri planda kalıyor. Oysa ülkenin öncelikleri arasında hatta başında eğitim-öğretim olmadığı için bu olumsuzluklar yaşanıyor. Her öğretim yılında ders kitaplarının seçiminden uygulanacak programlara kadar her şey geriye götürülüyor. Artık okul işleri de neredeyse vakıflara bırakıldı.
Pazartesi günü TBMM hareketli olacak. Ankara ve İstanbul’da meydana gelen dört ayrı terör saldırısı öncesi gerekli önlemlerin alınmadığı iddiasıyla İçişleri Bakanı Efkan Ala hakkında verilen gensoru görüşülecek. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı hakkında gensoru verilmesinin gerekçesi ise “Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin niteliğini düşürdüğü ve çocuklara yönelik istismar vakalarının artmasına neden olduğu” olarak gösteriliyor. Sonuç belli: Efkan Ala olayları önleyemediği, Nabi Avcı çocuklara yönelik istismar vakaları arttığı için AKP’li milletvekilleri tarafından tebrik edilecek ve bunun için uzun kuyruklar oluşturacaktır.

GÜLEN OKULLARININ YERİNE

Son dönemin modası her şeyi “cemaatin üzerine yıkmak” olarak gelişti. Eğitim sisteminin aksaklıklarını da “Paralel Devlet Yapılanması”na bağlayabilirler. Hükümet, bir yandan cemaat okullarını kapatırken, etkisiz hale getirirken, bir yandan da kendi okullarını oluşturmanın peşinde... Bunun için vakıflar kuruluyor, okullar açılıyor, bazı okul zincirleri hükümete yakın gruplar tarafından alınıyor. Berat Albayrak’ın Nun, Ensar Vakfı’nın Çınar, Huma Vakfı’nın okulları yayılıyor, TÜRGEV ve Diyanet Vakfı da
cemaat yurtlarının yerini devlet imkanlarıyla yurtlar açarak sürdürüyor.
Özel okulları kontrol altında tutabilmek için bağlı olduğu genel müdürlüğe, daire başkanlıklarına da haksız-hukuksuz bir biçimde atamalar, görevlendirmeler yapılıyor. İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız görevinden alınırken Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’na atanacağını sanıyordu. Ancak bir ayak oyunuyla Kurul
Başkanlığı gibi etkili görev yerine, müsteşar yardımcısı yapıldı.
Peki İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’ne kim getirildi? 3 ay memuriyeti olduğu için Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’ne asaleten atanamayan Ömer Faruk Yelkenci, yıllarca genel müdürlüğe vekalet etti. Şimdi de İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’ne atandı. Önemli bir özelliğinin olduğunu sanırsınız. Doğru, çünkü kendisi özel bir okul zincirinin kurucusu ve yayınevi sahibidir. Tabii ki İslami bazı vakıflarla da içli-dışlıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’nda atamalarda yalnız dinci vakıfların değil AKP ile birlikte büyüyen Eğitim Bir Sen’in hayli etkili olduğu da biliniyor.

“SAPIK ZİHNİYETİN ÜRÜNÜ”

Müsteşarın en yakınlarından biri de Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Yılmaz’dır. Yılmaz, bir ilçe milli eğitim müdüründen çok, genel müdür havasında... Mal varlığıyla ilgili değişik iddialar gündeme getirilse de bunların doğru olmadığını söylüyor ve İzmir’e müdür olarak atanacağı günü bekliyor. Müdürlere gönderdiği bir iletiyi okuyoruz:
“Kıymetli arkadaşlar son zamanlarda okullarınızda Eğitim Sen’in sapık bir zihniyetin ürünü olan LGBTİ (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transseksüel) komisyonlar kurdurduğu ve öğrencilerimizi de bu sapıklığın içine çekmek istediği ile ilgili bilgiler gelmektedir. Lût kavminin bugünkü temsilcileri rolüne soyunan bu sapık zihniyetin ilk hamlesi olarak okullarımızda ve kurumlarımızda sapkın gay ve lezbiyenlik gibi cinsi sapıklıkları tanıtacak afişler asmak ve okullarda örgütlenmek istemektedir.
Bu afişlerin hiçbir suretle okullarınızda asılmasına izin vermeyin. Sapkın fikirleri
savunan bu zihniyete destek verecek öğretmen ve idareciler hakkında gerekli işlemleri hiç çekinmeden yapalım. Gençliğimizi sapkın fikirlerle zehirlemek isteyen bu azgın topluluğa karşı duruş göstermemiz gerekiyor. Kıymetli müdürlerim okullarınızda bu zihniyete hizmet eden ve öğrencilerimizi zehirleyeler karşısında suç duyuruları başta olmak üzere gerekli idari tedbirleri alalım. Hepinize iyi çalışmalar diliyorum. Allah
yardımcınız olsun.”
Milli Eğitim Müdürü’nün suçladığı Eğitim Sen’in Genel Başkanı Kamuran Karaca’ya sordum, sendikalarının kasıtlı olarak hedef gösterildiğini belirtti, “Komisyon kurmadığımız gibi bu tür eğilimi olanların belirlenmesi ve bunların durumlarıyla ilgili gerekli önlemlerin alınmasın için çaba gösterilmesini istiyoruz. Açıkçası bize karşı alçakça, vicdansızca bir saldırı var. Ankara’da, müdürün iddia ettiği gibi sendikamızın bir faaliyeti de yok. Tamamen algı operasyonuyla bizi hedef gösteriyorlar” dedi.
İşte eğitimden bir kesit sunduk. Pazartesi daha çok şey söylenecektir.