Güneydoğu’nun bazı ilçelerinde öyle-böyle değil büyük bir mücadele sürüyor. Yaşanan olayların gelişine seyirci kalan AKP hükümeti, şimdi jandarma, polis ve askerle ilçeleri teröristlerden, yerleştirdikleri el yapımı patlayıcılardan, kurdukları barikatlardan temizlemenin, çukurları doldurmanın çabası içinde...
Cizre’de üç ay kadar süren sokağa çıkma yasağından sonra ne mi oldu? 2 bin kişi işe yerleştirildi. Evler yıkılıyor, molozlar atılıyor, TOKİ konut yapımı için çalışıyor. Valilik ve il müdürlükleri resmen olmasa da fiilen Cizre’ye taşındı. Şırnak’ı terk edenler ilçeye yerleşti. Cizre bir anda yine ticaretin merkezi oldu. Yıllarca devletin yanında yer alan Şırnak’taki Tatar ailesi ise her zamanki gibi askerin, polisin yanında... Bazı yetkililerin olumsuz tutumlarına rağmen Tatar ailesini devletten uzaklaştırmaya kimsenin gücü yetmedi.

DESTEK İÇİN ORADALAR

Anlaşılıyor ki önümüzdeki dönem Güneydoğu’nun birçok ilçeleri tam anlamıyla polis ve Jandarma Özel Harekat timlerinin merkezi olacak. Halen 8 bin civarında olan polis sayısı yaza kadar 15 bine, olayların bu hale gelebileceğini önceden değerlendiren Jandarma komuta kademesi de zamanında önlem aldı.
Özel Harekat taburlarını 20’ye, komando taburlarını ise 50’ye çıkarıp sayıyı 20 bine yükseltti. İlçelerin güvenliğinde alınacak yeni önlemlerle yakın bir gelecekte sorun yaşanmayacağı belirtiliyor. Bugün durumun ne olduğunu Mardin’in Kızıltepe ilçesinden bir psikoloğa gönderilen iletiden okuyalım:
“Nusaybin’deki malum operasyonlar canımızı ciddi şekilde yakıyor. Burada özellikle Jandarma Özel Harekât ve Polis Özel Harekât’tan her gün şehitler veriyoruz. Lojmanlarda erkek kalmadı desem yanlış söylemiş olmam; hepsi Nusaybin’de operasyonda ve son 15-20 gündür sadece Kızıltepe Jandarma Özel Harekât ekibinden Nusaybin’deki operasyonlarda 12 şehidimiz var.
Tabii ki bunun diğer aileler üzerinde özellikle çocuklar üzerinde yıkıcı etkileri oluyor. Biz de gönüllü olarak bir şeyler yapmak istiyoruz. Açıkçası iletişime geçip yardım da istediler. Ama içimizdeki acı, profesyonel ve soğukkanlı düşünmemize ve davranmamıza izin vermiyor. Düşünsek bile yine de sizin gibi kıymetli hocalarımızın desteklerine her zaman ihtiyacımız var.”

ŞIRNAK’TA NELER OLUYOR?

Şırnak’ta, Nusaybin’de, Yüksekova’da
sokağa çıkma yasağı iki gün sonra bir ayını dolduruyor. İl merkezindeki son durumu
oradaki bir görevliden dinliyorum:
“Operasyon, şehrin üst tarafından,
aşağıya doğru hilal şeklinde devam ediyor. Şehrin Nuh, Bahçeli, Dicle, İsmetpaşa,
Yeşilyurt ve Atatürk mahallelerinin belli kısımlarında temizlik yapıldı. Aydınlıkevler, Vakıfkent, Cumhuriyet ve Yenimahalle’de ise ağır silahlarla yapılan atışlara karşılık veriliyor. Şu ana kadar güvenlik güçleri kentin ancak yüzde 35’ini kontrol altında alabildi. 132 terörist etkisiz hale getirildi, 23 terörist canlı ele geçirildi. Toplam 89 barikat yıkıldı, 12 çukur kapatıldı, 397 el yapımı patlayıcı imha edildi. Bu dönemde 9 şehit verdik, 57 arkadaşımız yaralandı.”
Teröristler, polisevi, çevik kuvvet şube müdürlüğü ve polis merkezine sürekli taciz atışları yapıyor. Değişik illerden gelen polisler izin yapamıyor, kendilerini de sahipsiz hissediyorlar. O yüzden morallerinin yerinde olduğu söylenemez. Benzer durum askerlerde de var ama yaşanan bazı olumsuzluklara rağmen asker, jandarma, polis kararlı bir biçimde mücadeleyi sürdürüyor.

TELSİZ KONUŞMALARI ARTTI

Şırnak’ın Silopi ilçesi de kaosun en çok yaşandığı ilçelerimizden. Bu ilçemizde de en büyük eksikliklerden biri olarak istihbarat noksanlığı gösteriliyor. 90 bin nüfuslu ilçede istihbarat büro amirliğini polis memuru yürütüyor. Biz, Silopi’nin teröristlerden tam anlamıyla temizlendiği, “terörün kırıntısının bile kalmadığı”nı sanıyorduk. İlçedeki son durumu dinliyorum:
“4 Nisan’da yaklaşık 40-50 kişilik PKK dağ kadrosu 3 ayrı yerden eş zamanlı roketli, el bombalı saldırı düzenledi. Bir polis
memuru şehit oldu, 30 memur yaralandı, 10 araç kullanılamaz hale geldi. Bunun üzerine yeniden sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Teröristlerin saldıracağına ilişkin istihbarat raporlarında hiçbir bilgi yoktu.”
Bölücü örgütün dağ kadrosunun, yaz
üslenmesini bitirip şehirlere saldırıda bulunacağı uzun süredir konuşuluyor. Askerlerin raporunda kırsaldaki teröristler arasında
telsiz konuşmalarının arttığı, Cizre ve İdil
ilçelerinde de Silopi benzeri eylemler olabileceği değerlendiriliyor.
Açıkçası Güneydoğu’dan hiç de iyi haberler gelmiyor. Ülkenin bu hale gelmesine yıllarca seyirci kalanlar içiniz rahat mı?