Bölücü terör örgütü, AKP hükümetinin “çözüm süreci” adını verdiği o dönemi öyle bir değerlendirmiş ki, mühimmat yığınağı bir türlü bitmiyor. Tabii ki o göz yumulan silahlar, mühimmatlar askerimizi, polisimi şehit ediyor, vatandaşı öldürüyor. Üstelik yalnız çatışmakla da yetinmiyorlar. Bir de “özerklik”, “özyönetimi” gündeme getirmekten de geri durmuyorlar. Bunun için petrol başta olmak üzere zengin olduğu sanılan enerji kaynaklarına güveniyorlar. Ama sakın güvenmesinler. Durum, onların bildiği gibi değil.
“Demokratik Toplum Kongresi-DTK” adı verilen yapının bildirisinde “demokratik özerk bölgeler”in oluşturulması gerektiği belirtildi, “demokratik özerklik” isteminde bulunuldu. İstenilen özerkliğin gerçekleşmesi için yerine getirilmesi gereken koşullar 14 maddede sıralandı. Bu koşulların 11. maddesinde, “bölgedeki enerji kaynakları üretiminden, özerk bölge yönetimine pay verilmesi” yer aldı. Aslında bu söylem, daha önce de gündeme getirilmişti.

RESMİ RAPORA GÖRE DURUM


İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen, özerklik kavramının açıklığa kavuşturulmasına katkı bağlamında; enerji kaynakları üretiminden özerk bölge yönetimine pay alınması konusunda, “Üretilen Ham Petrolden Yerel Yönetimlere Pay Ayrılması” başlıklı araştırma raporunu 2012 yılında hazırlamıştı. Raporu son gelişmelere göre güncelleyen Mülkiye Başmüfettişi, bilinenin, söylenenin aksine gelişmelere dikkat çekiyor. İşte o rapordan bir özet:
2012 yılı itibarıyla yur tiçi üretilebilir petrol rezervi 43,2 milyon ton. Yeni petrol yatakları bulunmadığı takdirde, bugünkü üretim seviyesi ile yurt içi toplam ham petrol rezervinin 18 yıllık ömrü bulunuyor. 2012 yılında 2,3 milyon ton ham petrol üretildi. Bu, ülkemizdeki ham petrol talebinin ancak yüzde 9’una karşılık geliyor. Türkiye’de petrol bulunan sahalarının yüzde 93’ünün rezervi küçük saha (25 milyon varilden az), diğerleri ise orta saha sınıfında.
2012 yılında ülkemizde 2,3 milyon ton (15,7 milyon varil) ham petrol üretildi. 2012 yılı uluslararası petrol piyasası fiyatları üzerinden bunun brüt tutarı yaklaşık 2,9 milyar lira. Petrolün 2015 yıl sonu fiyatı dikkate alındığında bu miktar 1,7 milyar liraya geriliyor. Türkiye ham petrol üretiminin 1,7 milyon tonu (yüzde 73’ü) Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından gerçekleştiriliyor. Bunun yüzde 72’si Batman, yüzde 27’si Adıyaman ve yüzde 1’i ise Trakya yöresinden karşılanıyor.
2012 yılı itibarıyla yurt içi üretilebilir doğal gaz rezervi 6,84 milyar metreküp. Yeni doğalgaz yatakları bulunmadığı takdirde, bugünkü üretim seviyesi ile yurt içi toplam doğalgaz rezervinin 10 yıllık ömrü bulunuyor. Doğalgazın yüzde 96’sı Trakya, yüzde 3’ü Batman, yüzde 1’i Adıyaman’dan karşılanıyor.

DİYARBAKIR’IN GELİR-GİDERİNE BAKALIM


Aynı raporda, 2013 yılı Diyarbakır ili bazında merkezi yönetim bütçe gelir-giderlerin gerçekleşme durumuna bakalım:
- 2013 yılında Diyarbakır ili bazında merkezi yönetim bütçesi (genel, özel ve düzenleyici/denetleyici kurumların bütçeleri toplamı) 1,16 milyar lira gelir, 4,46 milyar lira gider olarak gerçekleşmiş.
- İlde genel bütçe gelirlerinin tahsilât/tahakkuk oranı yüzde 54 olup, bu vergi gelirlerinin ülkemizdeki genel bütçe vergi gelirleri toplam tahsilâtı içerisindeki payı ise yüzde 0.29’dur.
- Diyarbakır ilinde merkezi yönetim bütçe gelirleri, giderleri karşılayamıyor. Gelirlerin giderleri karşılama oranı yüzde 25 olarak gerçekleşiyor.
- 2013 yılında Diyarbakır, il bazında merkezi yönetim bütçesi 3,34 milyar lira açık vermiş.

O GELİRLER BİR ŞEHRE BİLE YETMİYOR


“Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde zengin yeraltı ve yerüstü kaynakları bulunduğu, bu kaynakların bölgede kalması halinde, bölgenin tüm ekonomik sorunlarının çözümlenebileceğini” öne sürenler var. Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen’in raporunda ise “Mevcut sorunları çözecek oranda, zengin enerji kaynakları, ülkemizde maalesef bulunmamaktadır. Ülkemizde üretilmiş ham petrol ve doğal gaz satışlarından sağlanmış olan tüm gayrisafi gelirler toplamı, aynı yılın merkezi yönetim bütçe gelirlerinin sadece yüzde 1’ine, merkezi yönetim bütçesinden yapılmış karşılıksız giderlerin de yüzde 2.6’sına denk geliyor” deniliyor.
Resmi belgelere göre; Güneydoğu’daki enerji kaynaklarından elde edilecek tüm gelirlerle, bölgenin ekonomik sorunlarının tümünün çözümlenmesi bir yana, sadece Diyarbakır ili bazında genel yönetim bütçesinin cari giderlerinin dahi karşılanmasının mümkün olmadığı net olarak görülüyor.
Güneydoğu kendi kendine yeter diyenlerin biraz hesap-kitap yapması lazım...