Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimlerinde, cemaatçi yapıya karşı AKP’li, ülkücü ve sosyal demokratlar birlikte hareket etmişti. “Kendimiz için bir şey istiyorsak namerdiz” diyenler köşe başlarını tuttu. Şimdi, çıkarılmak istenen yasa ile Yargıtay’da 49, Danıştay’da 19 kişi yerinde kalacak, diğerlerinin tamamının üyelikleri son bulacak. Eğer, HSYK mevcut üyelerin yeni kontenjana göre tamamını üyeliğe getirmiş olsa bile Yargıtay’da 170, Danıştay’da 60 üye yine açıkta kalacak.
Yasa çıkmadan kimin yüksek mahkemelere, kimin birinci sınıf illere atanacağına ilişkin listeler dolaşıyor. “Cemaatçileri” temizliyoruz adı altında HSYK’da AKP ve Ülkücü üyeler işbirliğine girdi. Yargıtay’da 132 kişi “cemaatçi” diye biliniyor. Açığa çıkacak kadrolar 30’un üzerinde sosyal demokratla doldurulacak. Danıştay’da da bir o kadar sosyal demokrat üye gönderilecek. MİT’in verdiği listede “kim kimdir” belli. İşte o liste içinden saray, AKP Genel Merkezi, HSYK ayıklama yapacak.

DARBE, SOSYAL DEMOKRATLARA


Yargıtay ve Danıştay’da inanılmaz bir rahatsızlık var. Yüksek yargı mensupları darbe dönemlerinde çıkarılan yasalarla bile bu kadar rencide edilmemişken, en büyük darbeyle karşı karşıya olan Danıştay ve Yargıtay başkanları sessiz? Onları kendilerine verilen dilekçeler bile harekete geçiremiyor. Dilekçelerde “çıkarılmak istenen yasa konusunda Genel Kurul’un toplanıp görüşünü ortaya koyan bildiri yayımlanması” istekleri de karşılık bulmadı.
Yargıtay’ın halen 516 kadrosu var ama bunlardan şu anda 480’i dolu... Kanunla üye sayısı 310’a, üç yıl içinde de sayı 200’e, daire sayısı da 46’dan 24’e indirilecek. Yasa bu haliyle kabul edildiğinde boşa çıkarılan üyelerden Yargıtay üyeliğine atanma olsa bile yine 170 Yargıtay üyesi boşa çıkacak. Danıştay’da ise 195 olan üye sayısı 116’ya, daire sayısı da 17’den 10’a, üç yıl içinde üye sayısı da 90’a indirilecek. Dolayısıyla mevcut Danıştay üyeleri arasından kadrolar doldurulmaya çalışılsa bile 79 üye açıkta kalacak.
Ankara’da şu anda en büyük kulis Yargıtay ve Danıştay üyeliği için yapılıyor. AKP’liler kendi, ülkücüler de kendi kadrolarını korumanın yanı sıra cemaatçi ve sosyal demokratlardan boşalacak kadroları kendi yandaşlarıyla doldurma çabası içinde... Açıkçası en büyük darbeyi yine sosyal demokratlar yiyecek gibi gözüküyor. Onlar da sayıyı biraz düşürmenin çabası içindeler.

BUNA “AKP YARGISI” DENİR


“Cemaatçi” olarak bilinenleri yüksek yargıya doldururken AKP’nin de bir hesabı vardı. Yargıyla bu kadar oynamaya ve siyasallaştırmaya hakkı olduğunu sananların da bir gün gerçek yargıya ihtiyacı olacaktır.
Kanun çıkarmakla bu işler olmuyor. Macaristan’da yüksek yargı üyelerinin yaş haddini düşürdüler diye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bu ülkeyi mahkum etti. Keyfi kararlarla yüksek yargıyı tam anlamıyla “AKP yargısı”na dönüştürmek isteyenler de yaptıklarının İnsan Hakları Mahkemesi’nden döneceğini bilmiyorlar mı?
Yargıda Birlik Platformu üyelerinin ellerinde yüksek yargıdan kimin gönderileceği, kimlerin eski görevlerine getirileceğine ilişkin listeler var. En zorda olan da sosyal demokratlar. Bu listeler AKP Genel Merkezi’ne götürülüyor, orada ilaveler, çıkarmalar yapılıyor. Peki bizim anlı şanlı HSYK’mız hiç bundan rahatsızlık duymuyor mu?

FEYZİOĞLU: FELAKETİN BAŞLANGICI


Türkiye Barolar Birliği’nin düzenlediği “Yargı nereye?” konulu toplantıya 40’a yakın Yargıtay üyesinin katılması bile duyulan rahatsızlığı gösteriyordu. Nitekim daha yasa çıkmadan 14. Hukuk Dairesi Başkanı Ali Sezgin, üyelerden Musa Tekin, Ali Karagülmez, Osman Baş emeklilik dilekçesi verdi. “Kozmik Oda” soruşturması nedeniyle hakkında soruşturma yürütülen Kadir Kayan da dilekçe verenler arasında...
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, “Bize hakim gibi hakim, savcı gibi savcı, tarafsız-bağımsız mahkemeler lazım. Keyfi kararlar veren, siyaset yapan mahkeme istemiyoruz. Adil yargılama yapabilen, hesap verebilen yargı istiyoruz. Bunun yolu öncelikle; Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yeniden yapılandırılmasıdır” diyor.
HSYK da “senin adamın gidecek, benim adamım girecek” yarışında. Hoş, HSYK üyeleri de yargı mensupları üzerinde baskı kurularak seçilmedi mi? O zaman öncelik HSYK’nın seçim sistemini değiştirmek olmalıydı. Ülkede onca olay varken biz niçin yargı paketinden söz ediyoruz. Çünkü hepsinden daha önemli de ondan...