Kayserispor önündeki Galatasaray’dan sonra dün geceki Fenerbahçe de keyif vermedi. Bu iki takıma bakınca Beşiktaş, coşkusu ve heyecanıyla, şampiyonluk yolunda rakiplerinin çok önünde gözüküyor. Bursaspor, Fenerbahçe savunmasının yan top zaafından yararlanarak, Batalla’nın yaratıcılığı ve çabukluğu ile üç puanı aldı. Neustadter, yarı boyundaki futbolcuya bu kafayı nasıl vurdurdu, o da ayrı bir soru. Rus futbolcu, Fenerbahçe’nin savunmadaki yarasına ilaç olacak gibi değil. Çok ağır ve pozisyon bilgisi zayıf. Sarı-lacivertliler bu golü kalesinde gördükten sonra Dick Advocaat gerekli müdahaleleri yaptı ancak Fenerbahçe ikinci yarı daha atak görünse de aradığı golü bir türlü bulamadı. Fenerbahçe’nin bu ataklarına Bursaspor kalecisi ve savunması müthiş bir direnç gösterdi. O eski alışık olunan tribünlerde taraftar desteği de az olunca sarı- lacivertliler, rakibi baskı altına almayı da başaramadı. Biraz Volken Şen, çabukluğu ve yaratıcılığı ile öne çıktı ve iki önemli pozisyon yakaladı. Birinde gole direk izin vermedi, diğerinde ise Bursaspor savunması topu çizgiden çıkardı. Her zaman söylediğimiz gibi Fenerbahçe’nin bu kadroyla işi zor gözüküyor. Eksik yerlere gereken futbolcular da transfer edilemeyince taraftarın beklentileri de azaldı. Bu yönetim açısı Fenerbahçe’nin en büyük dezavantajı. Sen hoca konusu başta olmak üzere yanlış işler yaparsan, tribünler de küser. Hamza Hamzaoğlu, hafta içinde yaptığı açıklamada, “Kadıköy’e üç puan için gideceğiz” demişti. Bunu da başardı. Elindeki tüm imkânsızlıklara rağmen disiplinli ve dirençli bir takım oluşturmuş. Bravo Hamza hoca. Taraftarları bir hafta önce hocayı yuhalamıştı ancak o bugün güzel bir cevap verdi. Bazı konularda acele etmemek gerek. Karşılaşmanın hakemi Bülent Yıldırım çok uzun süredir izlediğim en iyi maçını yönetti. Gördüğünü çalıp, A takımı B takımı ayırt etmeyince hakem için başarı da geliyor. Darısı bundan sonraki maçlarına ve diğer hakemlere.