Fenerbahçe böyle oynasın canımızı yesin. Her kademesinde dört dörtlük bir mücadele sergileyen sarı-lacivertliler bu maçı kazanmayı sonuna kadar hak etti. Kaleci Volkan’dan tutun en uçta oynayan oyuncusuna kadar iyi bir mücadele sergilemeleri bu maçı lehlerine çevirdi. Düşünebiliyor musunuz Pogba oyundan çıkıyor yerine Ibrahimovic giriyor. Böylesine güçlü ve önemli oyunculara sahip bir devi sahanızda net bir skorla yeniyorsunuz. Advocaat’ın sahaya çıkardığı doğru 11’in yanında oyuna müdahaleleri de yerindeydi ki Emenike biraz becerisi olabilseydi maç en az 3-0’a dönerdi. Sarı lacivertlilerde öne çıkan Hasan Ali Kaldırım, Alper ve Lens faktörü sonuca direkt etki ettiler. “Fenerbahçe’de görevini yapmayan oyuncu var mıydı” diye sorarsanız bence yoktu. Rakibin her atağında hücum oyuncuları bile savunmaya yardım ettiler. Bu görüntüyü lig maçlarında da sergilerlerse eğer, bundan sonraki maçlarda çok büyük bir avantaj elde edecekleri görünüyor. Rooney’nin atmış olduğu golde savunma oyuncularının da Volkan’ın da yapacak bir şeyi yoktu. Mourinho’nun, sahaya çıkardığı kadronun yanında oyuna yapmış olduğu müdahaleler de doğruydu ama belli ki M.United, temsilcimizi çok kolay lokma görmüş. Fenerbahçe’nin avantajı erken gol bulmuş olması ve güçlü bir taraftar desteği ile maça kazanmaya inanmış olmasıydı. Manchester’da oyuna giren Ibrahimovic de dahil olmak üzere takım arkadaşları maçta istediği görüntüyü yakalayamayınca işi gerginleştirdiler ve hakemi etkilemeye çalıştılar. Hakemin özellikle Ibrahimovic’in kendisine yaptığı sportmenlik dışı davranışlara böylesine duyarsız kalması maçın talihsiz anıydı. Ama her şeye rağmen Fenerbahçe maçı kazanmaya inanmasının yanı sıra bunu da doğru bir mücadeleye çevirince bu sonucun gelmesi son derece doğaldı. Zaferde sahada bu mücadeleyi gösteren futbolculara inanan taraftarların önemli desteğinin de büyük katkısı oldu.