Önce... Kızılay’da PKK canlı bombası sivilleri hedef aldı.
Sonra... Taksim’de IŞİD canlı bombası sivilleri hedef aldı.
Tesadüf mü?..
Ağaçları/canlı bombaları değil, ormanı/Ortadoğu’yu görmek gerekir...
Sınırları çizecek cetveller masa üstüne yine çıkarılmıştır; ve Türkiye’ye yine “hasta adam” rolü verilmiştir.
“Hasta adam” üzerinde durmak gerekir. Çünkü Türkiye’de “ne olduğuyla” ilgili atladığımız asıl konu budur.
Sürekli medyada duyuyor/okuyorsunuzdur:
Diyorlar ki, “Erdoğan’ı yıkmak için ülkeyi kaosa sürüklüyorlar!”
Yanlış. Tersini düşünüyorum:
“Erdoğan’ı yerinde tutmak için ülkeyi kaosa sürüklüyorlar!”
Kafanız karışmasın...
17-25 Aralık operasyon süreci; Erdoğan’ı yıkma değil, güçsüzleştirme-teslim alma planıydı.
Şöyle düşününüz:
Cemaat, Erdoğan’ı yıkmak istiyorsa; 17-25 Aralık operasyonlarının arkasını niye getirmedi? Ne yani...
Bilal Erdoğan ve “havuzcu işadamları” hapse atılınca Erdoğan’ın istifa edeceği ve böylece yıkılacağını mı sandılar?
Çocuk oyunu mu bu?
Erdoğan böyle iktidardan düşürülebilir mi?
Peki. Öyle değilse, 17-25 Aralık operasyonlarının arkası niye gelmedi? Ekmeleddin İhsanoğlu’yla mı Erdoğan’ı yıkacaklarını düşünüyorlardı?
Evet. Çocuk oyunu mu bu?
Erdoğan’ı yıkacak tek hamle Gezi Direnişi’yle ortaya çıktı. O günlerde ise Cemaat, çocuklarımızı katlederek Erdoğan’a en büyük desteği verdi!
Yani... Şunu demek istiyorum:
17-25 Aralık operasyonlarını yaptıran uluslararası gücün amacı, Erdoğan’ı yıkma değil teslim almaktı!
Süreç bugün canlı bombalarla sürüyor.
Bilinir ki:
Güçsüz iktidarlara/” hasta adama” her şeyi yaptırırsınız.
Ayrıntı vereyim...

Amaç, düşürmek değil

Evet, Erdoğan’ın iktidardan düşmesini hiç istemediler/istemiyorlar.
Kim mi?..
Bakınız... 7 Haziran 2015 genel seçimi Erdoğan’ı iktidardan indirmenin büyük fırsatını ortaya çıkardı. Ama yaşadık, “birileri” Erdoğan’ı yine korudu!
Seçimden sonra IŞİD ve ardından PKK -aynı bugün olduğu gibi- düğmeye basıverdi! (TBMM Başkan seçimi ve koalisyon kurmayı engelleyen muhalefetin siyasi aktörlerine hiç girmeyeyim!)
Terör ve siyasi istikrarsızlık sonucu AKP, 1 Kasım’da oy patlaması yaşadı. Fakat...
İstenen güçlü iktidar değil, “hasta adam” Türkiye idi.
Türkiye’yi teslim almak idi! İşte bu nedenle...
1 Kasım genel seçiminin hemen ardından Rusya’nın uçağının düşürülmesi 17-25 Aralık operasyonunun benzeridir!
Erdoğan’ın “uçağı düşürdük” demesi, operasyonun gerçek niyetini “okuyamamasından” ileri geliyor. Hiç bilmiyor; ve bilmediğini de bilmiyor.
Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi -ki yazdıklarını Ahmet Davutoğlu yazdırıyor gibi de okunabilir- Rusya uçağıyla ilgili 8 Aralık 2015’te
şunu yazdı:
“Rus uçağı düşürüldüğünde, ‘Neden şimdi’ ve ‘Neden Rus uçağı’ diye düşünmemin nedeni ise önemli bir operasyon öncesi olması. Ruslara ait savaş uçağı 24 Kasım Salı günü düşürüldü. Oysa o akşam Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Türkiye’de olacaktı. Daha da önemlisi Türkiye açısından stratejik öneme sahip olan Cerablus Operasyonu için düğmeye basılmak üzereydi. TSK, ‘İhtimalat Planları’nı hazırlamış, ABD ile koordinasyon sağlanmış, operasyonun hangi tarihte bitirileceği bile belirlenmişti. Operasyonunun önündeki en büyük engel olarak gözüken Rusya ile anlaşma sağlanmıştı. Putin’e G-20
Zirvesi için geldiği Antalya’da operasyon hakkında bilgi verilmiş, ‘Kameraların karşısında tepki gösteririz ama operasyonu engelleyici bir şey yapmayız’ güvencesi alınmıştı. Kafamdaki soru işaretini artıran ise operasyon hakkında harita üzerinde bilgi verilen Putin’in, ‘Amerikalılar orayı Kürtlere vermeyi planlıyor’ sözleri oldu.”
Türkiye, yine bir operasyonla teslim alındı...

Amaç, “topal ördek”

17-25 Aralık operasyonlarıyla Erdoğan; “topal ördek”/bir şey yapamayan yapılmıştır.
O gün Erdoğan iktidardan düşmüştür.
O günden itibaren Erdoğan Türkiye’yi yönetememektedir.
Rusya uçağının düşürülmesi bu operasyonların devamıdır.
Ortadoğu’da dünya enerji merkezlerine göz dikenlerin istediği; “Erdoğan iktidardan düşmesin ve ‘hasta adam’ olmaya devam etsin!”
Bu kadar yeteneksiz ve beceriksiz AKP’yi, bir daha bulamayacaklarını iyi biliyorlar.
Karşılarında bir İsmet İnönü... Bir Demirel, Ecevit, Erbakan yok.
Zaten AKP’yi; aşırı abartıyla iktidara getirmeleri bu nedenleydi.
Her istediklerini “sıkıştırıp-sıkıştırıp” yaptırdılar. Hangisini yazayım:
Şangay Beşlisi’ne üye olmak mı? Zinhar!
Çin’le füze anlaşması mı? Zinhar!
Rusya ile ekonomik anlaşmalar mı? Zinhar!
Suriye’de tampon bölge mi? Zinhar!
TSK içindeki Paralel Yapı’ya dokunma mı? Zinhar!
PKK/PYD terör örgütü mü? Zinhar!
Bugün... Şiddet’le/canlı bombalarla, “hasta adam” Erdoğan’a, yine “yeni yaptırımlarını” kabul ettirmeye çalışıyorlar:
Kürdistan!..
Unutmayınız... Musul ve Kerkük’ü Şeyh Sait isyanıyla bırakmak zorunda kaldık.
Sur, Cizre, Nusaybin “iç savaşı” ve peşi peşine patlayan IŞİD-PKK canlı bombaları tesadüf değildir.
Dolmabahçe’deki masanın yıktırılmasının nedeni cetvel eksikliğidir. Şimdi, masaya cetvel getirmeye çalışıyorlar!
Bu yeni sınır çizimlerini ancak güçsüz/”hasta adama” kabul ettireceklerini çok iyi biliyorlar.
Halkı da korkutarak teslim almak istiyorlar. Ki “getirilen teklifi” can güvenliği kalmayan halk kabul etsin! Sokağa çıkamaz hale getirilmenizin sebebi budur.