buyuk

İstediğiniz kadar süsleyin; ‘diyet’ sevimsiz bir sözcüktür. Sizi aniden acıktıracak denli sinyaller yollayabilen, hakkında planlar yaptığınız, uğruna acı çektiğiniz bir sürece işaret eder.
O yüzden yıllardır diyet yerine ‘sağlıklı beslenmeye geçme süreci’ tanımlamasını kullanıyorum. Peki başlamak bile bu kadar zorken diyeti sürdürmek nasıl mümkün olabilir? İşte size bu sorunun cevabı olabilecek dört kare as…

Kilo kaybetme amacınızı asla unutmayın!

amacınızı-unutmayın

Nasıl kilo verebileceğinizden önce, ne kadar kilo vereceğinize odaklanın… Yanlış bir metoda yönelmeden önce hemen uzmanınızı seçin. Kilo aralığınıza bakarak, içinde bulunduğunuz durumu isimlendirin. Normal kiloda mısınız? Aşırı kilolu musunuz? Yoksa obezite sınırına mı kapılarına mı dayandınız? Porsiyon ölçünüzü belirleyin ve günden güne yediklerinizi azaltın… Sizin için doğru olan porsiyon miktarını, size ancak sizin medikal geçmişinizi bilen ve yorumlayacak denli donanımlı bir doktor söyleyebilir. Sıkı sıkıya inandığınız yahut kısa vadede sonuç aldığınız yanlış bilgiler diyete dair başarınızı bloke ediyor olabilir. Hareket, sağlıklı beslenme sürecindeki bir insanın hayatına dahil etmesi gereken unsurlar arasında yer alır. Her zaman jimnastik salonlarına gidemeyebilirsiniz. Bunun yerine televizyon başından kalkmanız ve yarım saatinizi ev içinde bile olsa yürüyüşe ayırmanız size fayda sağlar. Ancak düzenli bir spor ve diyet programı da işinin ehli olan kişilerin rehberliğinde başarılı bir sonuca ulaşacaktır.

shutterstock_307761686

Kilo kaybınızı ‘kişisel gerçekleriniz’ çerçevesinde yönetin...

Kişilik, yiyeceklere yönelimlerimizde doğrudan rol oynar. Eğilimlerinizi bilmek sizi kendi zaaflarınıza karşı korumanın ilk adımıdır…
Atak: Eğer ataksanız yani fevri davranışlara yatkınsanız, elinizin hemen altında duran ve bir çırpıda ağzınıza atabileceğiniz tehlikelileri kendinizden uzaklaştırın. Tek lokmalık kurabiyeler, buzdolabında hazır bekleyen börekler, dondurucunun elinden beş dakikada kurtulabilecek hazır pizzalar gibi…
Unutkan: Eğer yediklerinize dikkat etmeyen biriyseniz, (örneğin, heyecanla bir program seyrederken önünüze gelen yiyeceğe bakmadan ya da önemsemeden ağzınıza atıyorsanız…) sizi o an için vayıltacak bir uyarana ihtiyacınız var. Belki de siz her defasında, “Hey! Bu yediğim faydalı mı?” diye kendisine sorması gerekenlerdensiniz.
Gergin: Eğer ileri düzeyde kaygılı bir insansanız, yeme-içme konusu sizin için ayrı bir tepki alanı yaratır. Çoğu kişi kendisini yiyerek yatıştırır, bazıları ise kendisine zarar verecek kadar aç kalır.
İnatçı: Keskin kişilikler, kilo verme konusunda diğer gruplardan daha başarılıdırlar. Çünkü kural koyucular kendileridir. Zamanlama, organize olma, öğrenme ve ayarlama konularında bu kişilik gurubunun üzerine yoktur.
Sosyal: Bu gruptakiler ortamın rengine ve ritmine göre yiyecek belirleyen kimselerdir. Yalnızca dışarıya dönük değil ama kendi evleri dahilinde sosyalize olan kimseler mönülerini misafirlere göre belirlediklerinden düzenli bir liste uygulamaları zorlaşır. Böyle durumlarda kendilerini amaçlarından saptırmayacak alternatifleri sofralarında bulundurmaları önerilir.

shutterstock_239760265

Çifte güç: Diyet ve egzersiz

Sıklıkla karşılaşılan bir soru vardır:

“Önce diyet mi gelir egzersiz mi?” Diyet, en başta da söylediğimiz gibi sevimsiz bir sözcüktür. Egzersiz ise caydırıcı ve korkutucu bir özelliğe sahiptir. Ancak siz sağlıklı olmaya karar verdiğinizde, yaşam tarzınızla ilgili bir şeyleri gözden geçirme niyetini beslemektesinizdir. O halde birini diğerine tercih etmektense, onları etkileştirmek en doğrusu olacaktır. Öyleyse, doğru beslenme ve egzersizin kombine olmuş hali form tutmak için eşsiz bir birleşimdir.

diyet-egzersiz

Kendinize verdiğiniz sözü tutun 

- Başarılı olmak için kendinizi anlamalı ve kilo kaybetmeyi hedeflediğiniz süreci anlamlandırmalısınız. Öyleyse, başlamadan önce kendinize bazı sorular sormak, kendi gerçeklerinizle yüzleşmeniz gerekir.
- Bunu yapmaya hazır mıyım?
- Bu içten gelen bir motivasyon mu?
- Aksiliklerle ve olumsuzlarla baş ederek bu süreci devam ettirebilecek miyim?
- Tamamen hedefime odaklanabilecek bir süreçte miyim?
(Şayet iş değiştirmek üzereyseniz yahut dikkatinizi dağıtacak bu türde geçiş dönemlerinin arifesindeyseniz, söz gelimi, çözülmemiş uzun vadeli kişisel sorunlarınız varsa bu sizin kilo kaybetme disiplinimi doğrudan etkiler) Sonuç olarak, kendinize hazır olduğunuzu her anlamda taahhüt etmelisiniz. Birileri istedi, baskı yaptı yahut sizi zorladı diye değil, buna ihtiyacınız olduğunu ‘kendiniz’ düşündüğünüz için… Ve hazır olana dek, ihtiyacınız olan sabrı kendinize gösterin… Hiçbir şeyin jet hızıyla gerçekleşmeyeceğini, uzun süren başarıların uzun süren hazırlık ve çalışmaların ürünü olduğunu daima anımsayın… Tabii en önemlisi, kendinizle sözleşin... Çünkü insanın kendisine verdiği sözü tutması kadar nefis bir şey yoktur!