Neredeyse her hastalıktan kötü beslenmenin sorumlu tutulması, modern hayatın etkisiyle belimizin giderek kalınlaşması, neyi yiyip neyi yemeyeceğimizle ilgili farklı uzman görüşleri ‘ortoreksiya’ hastalığını doğurdu. Yani sağlıklı yemek yeme takıntısını…

7

Gerek güzellik kavramının ‘zayıf kadın-atletik erkek’ kalıbına sıkıştırılması gerekse diyet kavramının sağlıklı beslenme davranışı gibi algılanması insanlarda çeşitli yeme bozukluklarının oluşmasına neden oldu. Yeme bozukluğuna işaret eden, obezite (aşırı şişmanlık), bulimia (aşırı yeme hastalığı), anoreksiya nervoza (yememe hastalığı) gibi pek çok sorun varken, ‘sağlıklı yemek yeme takıntısı’ da literatüre eklendi. Sağlıklı beslenmenin insan yaşamı üzerindeki olumlu etkisi elbette tartışılmaz. Ancak bunu abartan bireylerin sayısı artıyor. Günümüzde bir tarafta vitamin açısından fakir, yağ açısından zengin fast food tipi beslenmeyle aşırı şişmanlamaya doğru giden bir bozukluk var; diğer tarafta ise zayıf ve sağlıklı kalmak için şekersiz, tuzsuz ve yağsız yiyeceklere endeksli bir yaşam. Oysa ikisi de sağlıklı değil...

8

Psikolojiyi bozuyor


Ortoreksiyayı bir başka yeme bozukluğuyla karıştırmamak gerekiyor. Tam adı ‘orthorexia nervosa’ olan bu sorunun kelime kökünü oluşturan ‘ortho’ Yunan dilinde doğru ve normal anlamına gelir. Yani doğru yemek de bir takıntıya dönüşebilir ve bu durum psikolojik olarak bireylerde sorun yaratabilir. Yeme bozukluğu, fazla yeme ve devamlı rejim yapma takıntısı şeklinde olabileceği gibi kişinin her yediğinin sağlıklı olup olmadığını kontrol etme takıntısı şeklinde de kendini gösterebilir. Bu kişiler için yiyeceklerin saf, katkısız ve işlenmemiş olması oldukça önemlidir. Bu yüzden çoğu sebze ve meyveyi çiğ yerler. Çoğu da vejetaryendir. Kendi bildiklerinin tek doğru olduğuna inanıp kafalarının dikine giderler. Bir gün gelir yaşamları kısır döngü içine girer: Bir sonraki öğünü planlamak, sağlıklı yiyecek satan marketleri dolaşmak, yemek hazırlamak ve yemek gibi... Bu nedenle sağlıklı tercihlere yönelmek alışkanlık haline gelmeli, hiçbir şeyde aşırıya kaçılmamalıdır. Yeterli ve dengeli beslenmek bu noktada oldukça önemlidir. Diyet yapabilirsiniz tabii ama sakın dozunu kaçırmayın. Tadınızı kaçıracak zorlamalarla kendinizi bunalıma sokmayın.

2

Kendinizi test edin


1- Günde üç saatten fazla zamanınızı beslenmenizi düşünmeye ayırıyor musunuz?
2- Yemeklerinizi günler öncesinden planlıyor musunuz?
3- Beslenmenizin kalitesi artarken yaşamınızın kalitesi azaldı mı?
4- Yediklerinizin besin değerleri sizce beslenme zevkinden daha mı önemli?
5- Sağlıklı beslenme kararlılığı kendinizi daha çok beğenmenizi sağladı mı?
6- Sevdiğiniz, keyif aldığınız besinlerden vazgeçip yerine sağlıklı besinler koydunuz mu?
7- Beslenme düzeniniz, sizi aile ve arkadaşlarınızdan uzaklaştıracak derecede etkiliyor mu?
8- Sağlıklı beslenme düzeninizden biraz uzaklaşınca suçluluk duyuyor musunuz?
9- Sağlıklı beslendiğinizde kendinizle barışık oluyor ve sağlığınızı iyi kontrol edebildiğinizi düşünüyor musunuz?

Bu sorulardan en az dördüne evet yanıtı veriyorsanız bu, ortoreksiya belirtisi gösterdiğiniz anlamına gelir…

1

Kişide yeme korkusuna yol açıyor


Yemek, kişinin kendini cezalandırması veya toplumdan soyutlaması için bir gerekçe olmamalı. Bu nedenle sağlıklı beslenme takıntı haline gelip sizi yiyeceklerden soğutmamalı, psikolojinizde bozukluk yaratmamalıdır. Amerikan Diyetisyenler Derneği’nin son yayınlarında bu sorunun giderek yaygınlaşacağı söylenmektedir. İngiltere’deki Beslenme Bozuklukları Derneği de (EDA) ortoreksiyanın gelecek yıllarda insanlığı tehdit edeceğine dikkat çekmektedir. Çünkü saplantı halinde sağlıklı gıdalara bağımlılık geliştiren kişilerin sürekli diyet yapan bir insandan farkı yoktur. Bu kişiler yediklerinin içinde zararlı bir madde bulma korkusundan çok seçici davranırlar. İlerlemiş vakalar tıpkı anoreksiya nervoza hastaları gibi hızla kilo kaybederler. Zararlı maddeye karşı duyulan derin korku yüzünden öyle çok yiyecekten vazgeçerler ki sonunda bir iki tür yiyeceğe kalırlar. Bu da oldukça sağlıksız bir durumdur.

9

Günün bilgisi

‘Binge eating’ de çok yaygın…


‘BInge eating’ çok fazla görülen farklı bir beslenme bozukluğu davranışıdır. Kısa sürede aşırı miktarda besin tüketilmesi ve bu esnada kişinin kendini kontrol dışı hissetmesidir. Bilimsel araştırmalar sonucu, bu tarz yeme davranışı olanların beden kitle indeksinin daha yüksek olduğu, daha erken yaşlarda kilo almaya başladıkları, ve kilo vermek için hatalı diyet yapma eğilimlerinin daha fazla olduğu bulunmuştur. Böyle bir durumunuz olduğunu düşünüyorsanız; genetik yapınızı, biyokimyasal bulgularınızı, içinde bulunduğunuz özel durumları, yaşam şeklinizi ve beğenilerinizi gözden geçirerek size özel beslenme planı hazırlayacak olan diyetisyeninizle irtibat kurmalısınız.