SÖZCÜ olmasaydı Türkiye, AKP'nin gönlündeki laiklik karşıtı başkanlık anayasasının ayrıntılarını öğrenmeyecekti.
Meclis Başkanlığı koltuğunda oturan İsmail Kahraman adlı şahsın başında olduğu sırada Birlik Vakfı'nca hazırlanan Anayasa taslağında Atatürk'ten hiç söz etmediği gibi, Cumhuriyet'in kalbi Ankara'nın başkent olarak görülmediği, laikliğe "pranga" denildiği, buna karşın dini ifadelere çokca yer verildiği ortaya çıkmayacaktı...

* * *

Bu şahıs şimdi de 2014 yılında yaptığı bir konuşma nedeniyle tartışılıyor.
O konuşmada, halen işgal ettiği koltuğu borçlu olduğu Cumhuriyet'in ve TBMM'nin kurucusu Büyük Önder Atatürk'ün "dinsiz" olduğu iddiasında bulunuyor.
Birlik Vakfı'nın etkinliğindeki o konuşmada Atatürk ve silah arkadaşlarına bir yığın iftira yağdırıyor.

* * *

Daha önce de yazdım.
İsmail Kahraman'ın kim olduğunu, ideolojisini bildiğim için anayasalarına da, Atatürk düşmanlığı olarak yorumlanabilecek o sözlerine de hiç şaşırmıyorum.
Ama...
1 Kasım seçimleri sonrasında Meclis Başkanı seçimindeki tavrıyla bu şahsın önünü açan, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin o videoyu seyrettikten sonra ne düşündüğünü çok merak ediyorum!
Ayrıca Kahraman'a dolaylı destek sayılabilecek tavrı sergilerken, Birlik Vakfı'nın 2012'de Meclis'e sunduğu laiklik karşıtı anayasa metninden ve 2014'te Atatürk'ü dinsizlikle suçladığı koruşmadan haberi var mıydı?
bu soruya vereceği cevabı da çok merak ediyorum.

* * *

Çünkü...
Eğer CHP'siyle, MHP'siyle TBMM'deki muhalefet partileri o seçim öncesinde "Başkanı olduğu vakfa laiklik karşıtı anayasa hazırlatan, Atatürk'e "dinsiz" iftirasını atan bir kişi Meclis'e başkan olamaz" diyerek ayağa kalkmış, Muharrem İnce ve arkadaşlarının dünkü suç duyurusunu o günlerde yapabilmiş, laikliğe ve Cumhuriyete gönül vermiş bir aday üzerinde uzlaşabilmiş olsalar, ne bu şahıs o koltuğa oturabilir, ne de Türkiye kan gölüne dönerdi!
Ne yazık ki yapmadılar!
Bu nedenle tarih önünde çok ağır bir vebal altında kaldılar...

* * *

Bu yazıyı Cumhurbaşkanı Erdoğan'la, Başbakan Davutoğlu arasındaki kritik "Pelikan Dosyası" görüşmesinden önce kaleme alıyorum.
Doğrusu mide bulandıran dedikoduların ve saray entrikalarının ifşa edilip, AKP döneminde hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvetçilik hiç olmamış gibi yalanların yer aldığı "Pelikan Dosyası" beni hiç ilgilendirmiyor.
Ama Cumhuriyet'i ortadan kaldırmaya yemin edenlerin yer aldığı "Akbabalar Dosyası" fena halde ilgilendiriyor!..