“Değiştim” diyordu!
Her fırsatta “gelişerek değiştiğini” söylüyordu.
Çok iddialıydı.
İktidarında kimse ötekileştirilmeyecek, din, mezhep ve etnik temelde siyaset yapılmayacaktı.
* * *
Yasaklar kalkacak, özgürlük kapıları sonuna kadar açılacak, Türkiye’nin inanç ve düşünce özgürlüğünde geldiği yer parmakla gösterilecekti.
Tüm dünyada çağdaş demokrasilerden örnekler verildiğinde, hemen Türkiye işaret edilecekti.
* * *
AB kriterleri hayata geçirilecek, hukukun üstünlüğüne dayalı evrensel yargı anlayışı egemen kılınacak ve yargının üzerindeki siyasi vesayet kalkacaktı.
* * *
Türkiye çevresindeki ülkelerin tümüyle dost olacaktı. Mevcut sorunlar hızla çözülecek, komşularla sıfır sorun politikası benimsenecekti.
* * *
Yolsuzluk kader olmaktan çıkarılacak, üretim artırılacak, ihracatta patlama yaşanacak, milli gelir hakça paylaşılacak, böylece yoksul yurttaş kalmayacaktı.
* * *
Güneydoğu’nun kalkınma sorunu hızla çözülecek, oradaki kentlerimizin Batı’dakilerden hiçbir farkı kalmayacak, terör sonlanacak ve böylece barış ve huzurun bir daha hiç bozulmamak üzere geri gelmesi sağlanacaktı.
Vesayetten, yasaklardan, yolsuzluklardan ve yoksulluktan kurtulan Türkiye, yakaladığı müthiş ivmeyle füze gibi fırlayacak ve dünyanın en gelişmiş 10 ülkesinden biri olacaktı!
* * *
Basın hürriyetinin önündeki tüm engeller yok edileceğinden, gazeteciler hayatlarının en özgür ve mutlu dönemini yaşayacaktı.
“O”na en büyük desteği veren ve tüm dünyaya referans olan “Yetmez Ama Evetçi” liboş takımına göre; Cumhuriyet tarihinde “rüya yıllar” başlayacaktı.
* * *
Bu vaat ve söylemlerle iktidar oldu.
Peki 13 yılda bunların hangisi yaşam buldu?
Hiçbiri!..
* * *
Tam tersine; üretim, ihracat durdu, gelir dağılımında adalet dibe, bireysel borçlanma tavana vurdu! Yargıya olan güven duygusu kayboldu, Anayasa’ya uyma zorunluluğu yok oldu! Komşularımızla ilişkilerimiz sorunla doldu! Kumpas davalarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’ne iğrenç tuzaklar kuruldu! Gazetecilerin kitleler halinde işten atılmalarını, sansürü bir yana bıraktık, zindanlar iktidara biat etmeyen her gazetecinin mutlaka uğraması gereken zorunlu mekanlar oldu! Yolsuzluk ve yasaklarda dünya rekorları kırıldı! Cumhuriyet’in birikimleri yandaşlara yok pahasına satılarak inanılmaz rant yağmasına sermaye yapıldı!
En korkuncu da, siyasi görüş farklılığına karşın eskiden bir arada barış ve huzur içinde yaşayan yığınlar, oy uğruna bölünüp kutuplaştırıldı!..
Terör belası milletin başına çöktü, ülkede sistem tümüyle göçtü!..
* * *
90 yıllık enkaz mı dediniz?..
Vallahi bu enkaz, 90 yılda kalkmaz!..
Bu enkaz 90 yılda kalkmaz!..
Uğur Dündar
Yayınlanma: