16 Temmuz 2009...
Yaz tatilimizi geçirdiğimiz Çeşme’deyiz.
Öğleden sonra çocuklarımın basketbol antrenmanını izlerken sevgili Nedim Şener arıyor. Salondan dışarı çıkıp telefonu açıyorum.
“Ey yüce Zeus” diye başlayınca ben de ona “Buyur Apollon” diye karşılık veriyorum.
Bol şakalı ve kahkahalı konuşmamız yine Zeuslu, Apollonlu takılmalarla sona eriyor...

*  *  *

Peki Nedim bana niçin Yunan mitolojisinde en kudretli tanrı olan Zeus’un adıyla hitap ediyor, ben de ona neden müziğin, sanatların, güneşin, ateşin ve şiirin tanrısı Apollon diyorum?
Anlatayım:

*  *  *

O yıllarda Star TV’de haberleri birlikte hazırladığımız değerli kardeşim Yılmaz Özdil, Hürriyet Gazetesi için başarılı röportajcı Ayşe Arman’a konuşurken benden “Uğur Dündar televizyonculuğun Zeus’udur” diye söz ediyor.
O günden sonra da Nedim’le ne zaman telefonla konuşsak, birbirimize Zeuslu Apollonlu şakalar yapmadan duramıyoruz...

*  *  *

Tabii o bol şakalı günlerde FETÖ’cü polislerin, Soner Yalçın, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan gibi değerli meslektaşlarımızın tutuklandığı Oda TV kumpası kapsamında telefonlarımızı dinlediklerini bilemiyoruz!..

*  *  *

Nitekim çok geçmeden Nedim ve Ahmet Şık da gözaltına alınıp cezaevine gönderiliyor...

*  *  *

Bizim Zeus-Apollon takılmalarının dava klâsörlerine girdiğini ise, yıllar sonra, halen Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan sevgili Sedat Ergin’in başarılı bir haberiye öğreniyoruz.
“Vay canına” dedirten gerçeği de!..

*  *  *

Habere göre telefon konuşmalarımızı yazıya döken polis, Nedim’in “Ey yüce Zeus” şeklindeki hitabını kayıtlara “Ey yüce deyyus” olarak geçiriyor!..

*  *  *

Şaşırdım mı?
Hayır!
Kudretli Genelkurmay Başkanı’nı iki düzmece delille terörist ilan edebilen FETÖ’cü zihniyetin, mitolojideki en kudretli tanrı olan Zeus’u deyyus yapmasını neden yadırgayayım ki!
Zira onlar için bu türden çarpıtmalar, yalan ve iftiralar, günlük, sıradan işlerdi!..