Asrın liderimiz hemen her gün konuşuyor.
Önce Türkiye’deki muhalefete verip veriştiriyor, sonra da hızını alamayıp, Suudi Arabistan ve Katar hariç, tüm dünyaya meydan okuyor.
Örneğin Saray’daki muhtarlar toplantısında “Birleşmiş Milletler”de 196 ülke var, ama hepsinin kaderi 5 ülkenin ağzında! O 5 ülkeden bir tanesi ‘hayır’ diyorsa siz oradan karar çıkaramazsınız! Bu 5 daimi üyenin 5’i de Hristiyan! İçlerinde bir tane Müslüman yok, hani adalet” dedi.
Muhtarlardan büyük alkış alan Erdoğan’ın bu sözleri yeri göğü inletti!..

*  *  *

Ama...
İddiasının doğruluğunu araştıran Dogrulukpayi.com adlı haber sitesi söylediklerinin doğru olmadığını belirledi!
Site, 5 daimi üye ülkenin Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin olduğunun altını çizdikten sonra şu sonuca vardı:
“Çin halkının yüzde 18.2’si Budizme, yüzde 5.1’i Hristiyanlığa, yüzde 1.8’i İslamiyete, yüzde yüzde 21.9’u ise yerli geleneksel dinlere inanıyor...”
Yani Çin’i “Hristiyan” ülke kategorisinde değerlendirmek kesinlikle mümkün değil. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iddiasında doğruluk payı bulunmuyor!..

*  *  *

Önceki günkü konuşmasında da ana muhalefeti yerden yere vurduktan sonra NATO’yu kınadı!
Karadeniz’in Rus gölüne dönüşeceğini öne sürerek, Türkiye’nin de üyesi olduğu NATO’yu göreve davet etti.

*  *  *

Bunun üzerine Odatv için bir yazı kaleme alan emekli Amiral Türker Ertürk, “NATO’yu Karadeniz”e davet etmek ülkemizin çıkarına değildir. Karadeniz, büyük güçler için rekabet ve çatışma alanı olmamalıdır. NATO’yu Karadeniz’e davet etmek, NATO’nun Karadeniz’deki faaliyetlerini az bulmak, yangına körükle gitmek demektir” dedi.
Ertürk yazısının devamında şu görüşü dile getirdi:
“Ne yazık ki bugün iktidar; uyguladığı yanlış ve kökü dışarıda politikalarla Karadeniz’de gerginliği artırmakta, ülkemiz için hayati önemde olan Montrö’nün tartışılmasına, masaya gelmesine ve bu sözleşme ile Karadeniz’de çıkarlarımız ve güvenliğimiz lehine kurulan statükonun bozulmasına yol açabilecek yanlışlar peşinde koşmaktadır...”

*  *  *

Suriye’de neyse, BM’ye kafa tutarken, ya da NATO’yu Karadeniz’e davet ederken de o!
Yani yanlış üstüne yanlış!..
Tüm kritik konularda bilgiden yoksun, ama sadece cesaretle bezenmiş meydan okuyucu bir bakış!
Uğur Mumcu’nun dediği gibi; bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayı alışkanlık haline getiren bir anlayış!..
Çünkü çevresindeki -okuduğu metinlerdeki yanlışları düzeltmekten bile aciz- yağcıların gazıyla, gerçekten dünya lideri olduğuna inanmış!

*  *  *

Acaba bilge Eflatun erdemleri sıralarken “cesareti” niçin sona saklamış?..