Oğuz Atay’ın “Korkuyu Beklerken” adlı öykü kitabındaki kahramanlardan birine, günün birinde kim tarafından yazıldığı belli olmayan bir mektup gelir.
Meçhul kişi “evden çıkmaması” gerektiğini yazmakta, aksi takdirde başına kötü şeylerin geleceğini söylemektedir.
Bu uyarıya inanan “adam” eve kapanır.
Aç kalmayı bile göze alarak dışarı çıkmaz.
Bekler!..
Uzun süre beklemeye devam eder!
Neyi ya da kimi beklediğini bilmediği bu sürecin sonunda aldatıldığını öğrenir!
Ve nihayet dışarı çıkarak sıradan hayatını yaşamaya devam eder!..

*  *  *

Bunları niçin yazdığıma gelince;
Yıllardır hepimiz tıpkı Oğuz Atay’ın kahramanı gibi korkuyoruz.
Her geçen gün biraz daha “korku toplumu” oluyoruz.
Siz bakmayın yiğitlik söz konusu olduğunda mangalda kül bırakmayanlara!..
Onlar da korkuyorlar!..
ugur

*  *  *

İşsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk almış başını gidiyor.
Emekli memurundan, asgari ücretle çalışan işçisine, hiç kimse, gasp edilmiş haklarını almak için mücadele edemiyor, hatta sesini bile çıkaramıyor!
Çünkü işini ve aşını kaybetmekten, eşe dosta rezil olup sosyal çevresini yitirmekten
çekiniyorlar!
Onlar da korkuyorlar!..

*  *  *

Yıllarca oy verdiği, yaz kış, yağmur çamur demeden peşinden gittiği partinin yönetimindeki devlet, bir gün kendisini sorgusuz sualsiz kapı dışına koyuyor, ama o korkusundan “gık” bile diyemiyor, yasal haklarını kullanmayı aklından geçiremiyor.
Çünkü aksi takdirde her şeyini kaptıracağını biliyor.
Korkuyor!..
04ugurbeyy30cm

*  *  *

Terör hemen her gün askerimizi, polisimizi ve korucularımızı şehit ediyor.
Ama bu duruma isyan edenler bile “Yeter artık bitsin bu terör, bu bölünme, bu dökülen kanlar, yitip giden canlar” diyemiyor.
Dediği takdirde başına neler geleceğini çok iyi biliyor!
Korkuyor!..

*  *  *

Korktuğumuzu gören korku imparatorluğunun efendileri, okumak ve anlamak gereğini duymadan tarihimizi değiştiriyor, ulusal kahramanlarımızı karalayabiliyor ve kendi söylediklerini mutlak doğru olarak kabul etmemizi istiyor.
Toplum da korkusundan “Hayır, sizin söyledikleriniz değil, tarihin yazdıkları doğrudur” diyemiyor.
Şehitlik mertebesi bile istediklerine veriliyor, beğenmediklerinden alınıyor!
Dilediklerini “kahraman”, sevmediklerini kolayca “din düşmanı, vatan haini “ ilan edebiliyorlar.
Zira herkesi korkuttuklarını biliyorlar!..

*  *  *
Proje okul uygulamasında yaşananlara bakar mısınız?
Türkiye’nin en başarılı öğrencilerinin okudukları 155 eğitim kurumunun değerli öğretmenleri sürgün ediliyor, yerlerine deneyimsiz ve asıl görevleri bu liseleri AKP’lileştirmek olan eğitimciler
atanıyor!
Birkaç lisenin dışında kalan okulların mezunları, velileri ve öğrencileri, operasyonu sessizce seyrediyor.
Önceki gün 144 yıllık okullarından koparılan öğretmenlerini uğurlayan Vefa Lisesi öğrencileri, tepkilerini, tarihi binanın tepesine “elvefa” pankartı asarak gösteriyor. Vefalı çocuklarımız ‘f” harfini ‘d’ gibi yazarak, aynı zamanda ‘elveda’ demiş oluyorlar.
Peki neye elveda?
Hem üzerlerinde büyük emeği olan sevgili öğretmenlerine, hem de Atatürkçü, Cumhuriyet değerlerine ve laikliğe dayalı eğitim anlayışına!..
Ellerinden bu kadarı geliyor.
Zira korku imparatorluğunda, zekâ pırıltısı saçan korkusuz Vefalı gençler bile korkuyorlar!..
NOT: Yazıma esin kaynağı olan değerli okurumuz Erdoğan Özgenç’e teşekkür ediyorum.