Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Amerika seyahatinde bile Rusya’ya veryansın etmeyi sürdürdü.
Erdoğan’ın “Rus uçakları sınırımızı bir daha ihlal ederlerse, karşılığını en ağır şekilde görür” demesinden birkaç gün sonra, Suriye sınırımızda, tüm dengeleri değiştirecek vahim gelişmeler oldu.
Rus uçaklarının desteğindeki Esad’a bağlı askeri birlikler, Halep’i kuşattı ve bölgedeki muhaliflere Türkiye’den gelen yardımların ulaştırıldığı yolları kesti.
Ajanslar Ankara’ya bomba gibi düşen haberi; “Esad’ın ordusu 3 yılda kaybettiğini 72 saatte geri aldı” manşetiyle verdi.

* * *

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Rus uçaklarının bombardımanı ve Suriye ordusunun saldırısı üzerine, ellerindeki son toprakları kaybeden Türkmenlerin de aralarında bulunduğu 10 bin sığınmacının, Kilis’e dayandığını açıkladı. Başbakan, bunlara ilaveten 60-70 bin kişinin de sınırımıza doğru hareket halinde olduğunu söyledi.
Bakan Ömer Çelik de PYD güçlerinin Türkiye’nin “kırmızı çizgisi” Fırat’ın batısına geçtiklerini kabul etti.
Böylece Kürtler, kendilerini Akdeniz’e ulaştıracak koridorda büyük bir engeli daha geçti!..

* * *

Bunlar Cumhurbaşkanı’nın “Rus uçakları sınırımızı bir daha ihlal ederse karşılığını en ağır şekilde görür” demesinden sonraki 3 gün içinde yaşananlar...
Sevgili okurlarım,
Bu yaman çelişkilere artık şaşırmıyoruz! Çünkü her geçen gün olup bitenler karşısında, kendimizi şaşırmamaya biraz daha alıştırıyoruz!
Zira Suriye krizi başladıktan bu yana, Erdoğan ve Davutoğlu ne söyledilerse, tam tersinin çıktığını biliyoruz!..

* * *

Lafı uzatmadan kısaca hatırlatalım;
Esad en fazla 6 ayda gidecekti!..
Şam’daki Emeviye Camii’nde cuma namazı eda edilecekti!..
Halep komşu il haline gelecekti!..
Peki... Peki sonra? Evet sonra?..
3 milyona yakın biçare Suriyeli Türkiye’ye doldu!
Acılar, ekonomik kayıplar, ülkemizi hedef alan tehlike ve tehditler, ürkütücü boyutları buldu...

* * *

Eskiden bir Nasrettin Hoca fıkrasıydı.
“Halep oradaysa arşın burada” deyişi, ne yazık ki gerçek oldu!
Stratejik sığlık, milletin önüne çok ağır bir fatura koydu!..