Sanmayın sakın sahile vuranlar
Batan geminin malları
Ganimet değil onlar
İnsan yavrusu
Uygarlığın utanç tablosu
Üzülme günahsız çocuk
Unutmayacak insanlık
Yaşadığın acıları


* * *


Sana göre değil bu dünya
Görmektense korkulu rüya
Kaç masum çocuk kaç
Geçir tırnaklarını
dişlerinle kopar at
Seni saran ağları
Kendine bir yol aç


* * *


Canın daha çok yanmadan
Dal derinlere kulaç kulaç
Dalabildiğince dal
Denizler ülkesinin
Issız kuytularında kal


* * *


Yatağın olsun yumuşacık kumlar
Köpüklü dalgalar salıncağın
Sana renkli rüyalar iyi uykular
Yosunlar okşasın tenini
Süremesin kimse sana elini


* * *


Balıklar öpsün pembe
yanaklardan
Süslesin inciler saçının tellerini
Silemesin fırtınalar
coşkun dalgalar
Yüreklere damga vuran izlerini


* * *


Rüzgarın ıslığı hoş
gelse de uzaklardan
Gözünü kulağını dört aç
Kaç çocuk kaç tuzaklardan
Kaç, acımasız dünyadan
Kaç...

Sevgili okurlarım,
İnci Germenliler’in dizeleri vicdanlara ok gibi saplanıyor.
Çünkü çocuklar ölüyor, çocuklar...
Masum, birbirinden güzel, bahtsız, tertemiz ve günahsız çocuklar...
Ama durun!
Sadece onların cansız bedenleri değildir, her sabah Ege kumsallarına vuran...
Dikkatle bakarsanız göreceksiniz,
Yitip giden insanlıktır orada duran!..

* * *

Anayasa...
Başkanlık...
Referandum...
Hepsini alsan neye yarar?
Bu masum bebeklerden birini geri getirebilir mi peşinden koştuğun hesaplar?..