Eskiden bu sözcüklerden birini, haber veya köşe yazısı başlığı olarak kullandık mı, yer yerinden oynardı. O haber ya da yazı, günlerce konuşulurdu.
Oysa günümüzde Türkiye’de olup bitenler öylesine akıllara durgunluk verecek bir noktaya geldi ki, bırakın bu sözcüklerden birini, tümünü birden kullansanız kimsenin kılı kıpırdamıyor!..
* * *
Bakar mısınız?
Ankara’nın kalbinde gerçekleştirilen hain terör saldırısından birkaç saat sonra, intihar bombacısının kimliği, hem de en yetkili ağızlar tarafından açıklanıverdi!
Başbakan Davutoğlu’nun verdiği bilgiye göre; eylemi, ülkemize sığınmacı olarak gelen PYD-YPG’li terörist Salih Neccar yapmıştı. Kuzey Suriye’de yaşayan Neccar ailesinin bir kanadı da Beşar Esad’a bağlı askeri istihbarata çalışıyordu!..
Başbakan’ın sözlerinden, savaş sebebi olabilecek lanetlediğimiz eylemin PYD ve Esad işbirliğiyle gerçekleştiği anlamı çıkıyordu!
Böylece bir süredir Türk askerinin PYD mevzilerini bombalamakta ne kadar haklı olduğu ve PYD’yi terör örgütü olarak görmemekte ısrar eden ABD’nin ise, ne denli büyük yanılgı içinde bulunduğu mesajı veriliyordu!
* * *
Ancak birkaç gün sonra ortaya tak diye PKK uzantısı bir terör örgütü çıkıyordu!
Onların açıklamasına göre de canlı bomba Salih Neccar değil, ailesi de Van’da yaşayan Abdülbaki Sömer adlı PKK’lı teröristti!..
Adli Tıp raporu da bu iddiayı doğruluyor ve kimlik kargaşasına son noktayı koyuyordu:
Canlı bomba Salih Neccar değil, kesinlikle Abdülbaki Sömer’di!..
* * *
Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’un canlı yayında milyonlarca insanın gözlerinin içine baka baka söyledikleri ise, dinleyenleri şaşkınlıkta zirveye sürükleyecek
nitelikteydi.
Zira Prof. Kurtulmuş “Patlama yerinde bir baş parmak ve bir el bulundu. Buradaki parmak izlerinden, şahsın kimlik bilgileri o şekilde tespit edildi. Mardin’den 2014 yılı yaz ayında girdiği, daha önce PYD bölgesinden Türkiye’ye giriş yaptığı, PYD bölgesinde bulunduğu ve oradan geldiği çok açık, çok net olan bir durumla karşı karşıyayız. Bizim elimizdeki bilgi buydu, olay anında ve olay sonrasındaki araştırmalar sırasında!..” diyordu.
Peki, patlamada yaşamını yitirenlerin kimlik tespitleri bile yapılmadan Neccar ailesiyle ilgili bilgiler, onların Beşar Esad”ın askeri istihbaratıyla ilişkileriyle ilgili veriler nereden çıkmıştı?
Savaş sebebi olabilecek böyle bir açıklamaya neden gerek görülmüştü?
Başbakan’ı böyle konuşturanların asıl amaçları neydi?
Yoksa birileri Türk askerini Suriye bataklığına girerek savaşmaya mı zorluyordu?
Orası meçhuldü!..
* * *
Prof. Kurtulmuş’un bu açıklamayı yaptığı saatlerde, 28 kişinin yaşamını yitirmesine, 100 civarındaki askeri personelin de yaralanmasına sebep olan terörist Abdülbaki Sömer için Van’da taziye mekanı oluşturulmuş ve ziyaretçi akını çoktan başlamıştı.
Taziyeye giden binlerce kişi arasında Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağına, devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruyacağına namusu ve şerefi üzerine yemin etmiş HDP’li Milletvekili Tuba Hezer de bulunuyordu!
Ama HDP milletvekillerinin hiçbiri, bombalı saldırıda yaşamını yitiren kurbanlardan birinin evine taziyeye gitmiyordu!..
* * *
Rezalet!..
Skandal!..
Kepazelik!..
Sözcüklerinin tümünü birden kullansak, acaba olup biteni anlatmak mümkün olabilir mi?..
Rezalet!.. Skandal!.. Kepazelik!..
Uğur Dündar
Yayınlanma: