“Terör örgütüyle görüştüğümüzü söyleyen şerefsizdir” deyip de görüştüğü ortaya çıkan o!..

*  *  *

“PKK”lılar ellerinde Kanaslarla, Doçkalarla, her türlü silahla geçecekler, benim askerim, polisim onları seyredecek! Olmaz, mutlaka o silahları gömüp sınırdan öyle gidecekler. Aksi takdirde güvenlik görevlilerim suç işlemiş olur” diyen ama silah bırakmayacağını açıklayan terör
örgütüyle devleti müzakere masasına oturtan da o!..

*  *  *

Açılım denilen ne idüğü belirsiz süreci Meclis’in çatısı altından ısrarla kaçıran ama Oslo’daki bir otel çatısının altında gerçekleşen pazarlığı İngiltere Devleti’nin tanıklığında yapmayı kabul eden de o!..

*  *  *

Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve hayatlarını terör örgütüyle mücadeleye adayan diğer kahraman subaylar “Terörist” yaftasıyla tıkıldıkları Silivri Zindanı’nda ölüm kalım savaşı verirlerken, İmralı’daki teröristbaşı Abdullah Öcalan’a konforlu bir yaşam ve arkadaş sağladığını açıklayan da o!..

*  *  *

Askerin terörle mücadeledeki başarısında büyük etkisi olan Genelkurmay Elektronik İstihbarat Sistemi’nin (GES) bir gecede MİT’e devredilmesine, böylece ordunun elinin kolunun bağlanmasına onay veren de o!..

*  *  *

Habur’da teröristlerin kahramanlar gibi karşılandığı rezil olayda şehitlerin kemiklerini sızlatan görüntüler yetmiyormuş gibi bir de Türk yargısının PKK’lıların ayağına kadar gönderilmesine seyirci kalan da o!..

*  *  *

Terör örgütüyle “Kürt Sorunu”, “Açılım”, “Çözüm Süreci” ve “Kardeşlik Projesi” gibi adlar altında gerçekleşen müzakereler sürerken, Güneydoğu kentlerinin birer patlayıcı deposu haline getirildiğini, PKK’nın adı konulmamış özerklik ilan ettiğini, mahkemelerini, gümrük kapılarını kurduğunu,
“Özgüvenlik Teşkilatı (!)” adını verdiği silahlı birimlerle yol kesip, kimlik sorduğunu ve vergi topladığını bildiren istihbarat raporlarını sümen altı ettirerek, askere ve polise operasyon yaptırmayan “irade”
de o!..

*  *  *

Operasyonların engellenmesi, kentlerin patlayıcılardan ve teröristlerden arındırılmaması, PKK’nın giderek güçlenmesine göz yumulması nedeniyle yüzlerce asker ve polisimizin şehit düşmesi, terörist saldırılarda çok sayıda masum insanımızın hayatlarını kaybetmesiyle noktalanan sürecin en büyük sorumlusu da o!..

*  *  *

Yüreğimizi yakan olayları sıralamaya devam etmek yerine sözün özüne geliyorum:
Koltuğu kaybettiğinde kendisinden hesap sorulacağını bildiğinden, her adımını gücünü ve iktidarını ölünceye kadar sürdürmek için atan, bundan dolayı başkanlık için yanıp tutuşan da o!..

*  *  *

Başka kimsenin başına gelmesini istemem ama şehit cenazesinde yuhalanan, çelengi parçalanan ve önüne mermi bırakılarak ölümle tehdit edilen ise; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu!..
Ne yaman çelişki değil mi?

*  *  *

Gördüğünüz gibi durum, akıl ve vahim ötesi!..
Son kitabımın adı gibi;
“Vah Ülkem Vah!..”