Kilo ve sağlık problemi olanların son çare olarak başvurdukları yöntemlerden biri de tüp mide ameliyatıdır... Bu ameliyat kalıcı bir çözüm mü? Kimler için uygun? Verilen kilolar geri alınır mı? Riskleri neler? Metabolik cerrahi nedir? Böyle pek çok soruyu Türkiye Metabolik Cerrahi Vakfı Başkanı Doç. Dr. Alper Çelik’e sordum. Beni çok şaşırtan cevaplar aldım, yorumlarınızı bekliyorum...


Ameliyat öncesi ve sonrası hastalara psikolojik destek şart


Kimler tüp mide ameliyatı olabilir? Size daha çok obezite mi yoksa farklı bir sağlık problemi nedeniyle mi başvuruyorlar?
Obezite hastaları özel hastalardır. Hastalıklarının yaşamlarına sosyal bir etkisi de vardır. Obezite ameliyatı, sağlık nedeniyle yapılması gereken bir işlemdir. Vücut kitle indeksi 35’in üzerinde olan hastalarda obezite nedeniyle damarlarda hasar başlamışsa, obezite hastanın yaşam kalitesini ve ruh halini olumsuz yönde etkiliyorsa ameliyat bir tedavi seçeneği olarak ele alınmalıdır. Ancak, uyum sorunu ve madde bağımlılığı olanlar, gebeler ve kanser hastaları ameliyat edilmemelidir. Ameliyat sonrası yaklaşık bir yıl süreyle de gebe kalınmamalıdır.
Tüp mide ameliyatı olanlar 40-50 kilo verdiklerinde iyice hırslanıyor. Sanki daha fazla kilo verebilmek için önlerine çıkan her yöntemi, diyeti denemek istiyorlar… Sizce yıllardır aşırı kilolu olarak kaybettikleri zamanı telafi etmek mi istiyorlar? Böyle kişilere ne tavsiye edersiniz?
Hastanın beklentileriyle ameliyatın getirecekleri örtüşmeli. Bu sadece obezite ameliyatlarına özgü bir durum değil. Her tedavide bu gerçek mutlaka gözden geçirilmelidir. Özellikle uyum sorunu yaşayan bireylerde bu durum psikolojik destek ve hatta psikiyatrik tedavilerle aşılabilir ki zaten bizim de yaptığımız bu. Hem ameliyat öncesi hem de ameliyat sonrası hastalarımıza psikolojik destek sağlamaktayız. Ameliyat öncesinde hastanın tüm beklentilerini detaylı bir şekilde değerlendirmekteyiz. Bu destek ameliyattan sonra da kesintisiz bir şekilde devam eder.
Ameliyattan sonra sıvı beslenmeye mi geçiliyor? Peki ya daha sonraki evreler nasıl?
Tüp mide ameliyatı sonrasında genellikle ilk 3-4 günde tamamen sıvı gıdalarla beslenilir. Daha sonra taneli sıvılara ve püreye başlamak mümkündür. Katı gıdalara geçiş genellikle dördüncü haftadan sonra gerçekleşir.


Tüpleştirilmiş mide zamanla genişler!


Tüp mide ameliyatıyla verilen kilolar geri gelmiyor mu?
Ameliyat uygun hastalarda yapıldığında çok yüksek bir başarı sağlar. Ancak tüp mide işlemi hastaların yarıdan azında kalıcı kontrol sağlıyor. Tüp mide ameliyatı olan hastaların çoğu erken dönemde çok iyi kilo vermelerine rağmen, ameliyattan beş yıl sonra verdikleri kiloların yarıya yakınını geri alıyorlar. Yani fazla kilodan kayıp oranı, ilk iki yılda yüzde 70’ler civarında iken beşinci yılda bu oran yüzde 45’lere düşer. Çünkü tüp mide, hormon trafiğinde etkisi yüksek olan bir ameliyat değildir. Kaldı ki beslenme alışkanlıklarımızı belirleyen hormonların çoğu ince bağırsaklarımızın son kısmından salgılanıyor. Yani aslında sorun midede değil ince bağırsaklardadır.
Bir diğer önemli nokta ise tüp mide ameliyatı sonrasında vücutta kalan midenin başlangıç ve son bölümlerinde bulunan yoğun kas dokusu nedeniyle iki yüksek basınç bölgesi arasında kalmış bir tüp şeklini alıyor olması. Fizik kanunları gereği, iki yüksek basınç arasında kalan her doku zaman içinde genişler. Bu yüzden, tüpleştirilmiş mide de zaman içinde genişler.
Öyleyse bu ameliyatlar neden yapılıyor? Beş sene içerisinde verilen ve alınan onlarca kilo hastayı nasıl bir ruh haline sokar? Değer mi buna?
Evet, bu ameliyatla ilgili “Hastalar verdikleri kilonun yarıya yakınını geri alacaktır” diyorum. Yine de hastalar ameliyat sonrasında önemli bir kilo kaybını koruyor olacaklardır. Herhangi bir metabolik hastalığı olmayan, sadece kilo sorunu olan bireylerde tüp mide işlemi efektif bir işlemdir. Sonuçları kalıcı olmasa bile… Hiçbir hekim hastasını kandırmaz. Olası sonuçları hastasıyla paylaşır ve ortak bir karar verilir. Hastaların üzerine düşen ise ameliyatların olası sonuçlarını güvenilir kaynaklardan araştırmaktır.


Obezitede tedavisinin kilidi ince bağırsaklarda gizli


Mide kelepçesi nedir? Bildiğimiz kadarıyla Ozan Orhon bu ameliyatı oldu ve çok ciddi komplikasyonlar yaşadı; o hatalı bir ameliyat mıydı? Hatalıysa sonrasında düzelme şansı var mı?
O dönemin geçerli uygulaması mide kelepçesiydi. Ben bugüne kadar hiçbir hastaya mide kelepçesi uygulamadım. Yöntemin temel prensibi, mide girişini bir kelepçeyle daraltıp yemek girişini azaltmak. Fakat hormonal açıdan hiçbir desteğe dayanmayan bu ameliyatlardan sonra hastalar açlık hissetmeye devam ederler ve çoğu zaman midelerini zorlarlar. Bunun sonucunda da sorunlar gelişebilir. Mide kelepçesi ciddi bir uyum gerektirir.
Özellikle kadınların problemlerinden biri olan duygusal açlık mide küçültme ameliyatından sonra devam ediyor mu?
Duygusal açlık psikolojik bileşenleri olan bir durumdur. Bizim tüp mide ameliyatı olmuş hastalarda gördüğümüz, özellikle ikinci yıldan sonra açlık ve tatlı krizlerinin tekrar ortaya çıkabiliyor olması… Şunu anlamamız gerekiyor; bizim tokluk hissimizi sağlayan, yemek tercihlerimizi ve yiyeceğe bakış açımızı belirleyen ve aynı zamanda beyindeki açlık tokluk merkezleri ile haberleşen hormonlarımız ince bağırsakların son bölümünden salgılanıyor… Yani obezitede tedavinin kilidi ince bağırsaklarda gizli... Sadece mideye müdahale ederek obezite gibi çok bileşenli bir sorunu çözemezsiniz. Bu sorunu çözmek için daha efektif ameliyatlar gerekiyor. Günümüzde bu ameliyatlar metabolik cerrahi şemsiyesi altında toplanıyor.

YARIN: Diyet ve sporla kilo vermek çok zor!