TBMM Başkanı sıfatlı muhteremin “kuyuya attığı taş” sonrası “laiklik” üzerine çiziktiren gerici-yobaz tayfayı izledim günlerce...
Bir insan olarak gerçekten içim parçalandı... Bir gazeteci olarak kahkahadan kırıldım... Yalanlar karşısında ise tiksinti duydum... Bu nasıl bir cehalet, bu nasıl bir gerilik, bu ne menem bir kötü ruhluluktur, inanın anlamaktan aciz kaldım!..
Konuyla ilgili ilk yazımda zaten söylemiştim; aportta bekleyen gericilerin konunun üstüne nasıl atlayacağını, ne türden bir “kumpanya” sahneleyeceklerini anlatmıştım. Haa, bir de “suret-i haktan” görünüp, “işte fırsat ayağımıza geldi, gelin laikliği tartışalım” yazıları döşenen liberal kırması “yazarlar” oldu; bu yazıda onlardan söz etmeye bile gerek yok!.. 
Dinci kesimin “eli kalem tutan” köşe yazarlarının laiklikle ilgili öyle müthiş tespitleri var ki, artık kahkahalarla güler misiniz yoksa “vah bu ülkenin düştüğü çukura” diye ağlar mısınız, orası sizin bileceği iş...
-Bizim görevimiz teşhir etmek!..

“Laiklik tasma, özgürlük ayartıcı maske”

Önce cehaleti, yalanla harmanlayan, din alimi pozlarında bir muhteremin hezeyanından söz etmem gerek; Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan...
Hazret, “laikliğin özgürlük iddiası tam anlamıyla, efsanedir, masaldır” diye başladığı yazısında, “Batılılar, farklı dinlerle, kültürlerle barış içinde nasıl bir arada yaşanacağını bilmiyorlar. Sadece “laiklik, özgürlük, demokrasi gibi ayartıcı maskelerin arkasına saklanarak dünyayı sömürgeleştirmeye, dize getirmeye devam ediyorlar” teziyle devam ediyor...
Şimdi bu muhtereme “kanmayın o zaman kardeşim” demek var ama o takdirde, o seviyeye düşme durumu doğuyor; öyleyse biraz tarih bilgisi vermek şart... Kaplan, yazısında “İslamofobi adına kaç devlet işgal edildi, kaç terör örgütü kuruldu ve sahaya sürüldü değil mi?” diye soruyor. Peki ben sorayım o zaman:
-Emperyalizm, Ortadoğu’yu pasta keser gibi bölerken en sadık uşakları kimdi?. Şimdi ağlaştığınız Filistin topraklarını Yahudilere kimler sattı?. Günümüze gelelim; Afganistan, Irak, Libya, Suriye işgal edilirken, iç savaş çıkarılırken “şeytan” Batı’ya en büyük destek kimlerden geldi?. Yemen, hangi ülkelerin elbirliğiyle bombalandı, işgale uğradı?.. ABD köpekliği hangi ülkelerde tavan yaptı?.. El Kaide, Hamas, IŞİD kimlerin eliyle, kimlerin piyonluğuyla kuruldu?.
Devam edeyim; Yıllar önce Abdurrahman Dilipak’la yaptığım radyo programında “hangi Müslüman ülke hayalinizdeki?” diye sorduğumda “hiçbiri!” diye yanıtlamıştı... Hayalindeki İslam’ın başlangıcı olan “Sahabe” devriydi!.. Dünyadaki 54 İslam ülkesini bir çırpıda silip atmıştı.. 
Bakın size acı bir örnek vereyim; İspanya’da yılda 10 bin kitap çevirisi yapılıyor. Tüm Arap Yarımadasında yer alan ülkelerin tamamında kurulduklarından bu yana daha 10 bin kitap çevirisine ulaşılamamış, bu mu İslam?.. Geriliğin, emperyalizmin uşağı despot sultanların, şeyhlerin, din alimi kılıklı yobazların elinde kavrulan 1.5 milyar Müslümandan söz ediyoruz burada!..
-Karanlığın dibindeki bu ülkeler mi karşı koyacak Batılı şeytanlara?!..

Yalanın da bir haysiyeti vardır?

Daha laikliğin anlamını bilmekten aciz, yalnızca “devletin bütün dinlere eşit durması” olarak yalan yanlış algılayan bu efendiye önce doğrusunu belletmek gerekiyor:
-Laiklik, yüzyıllar süren “Tarım Devletleri” esnasında her türlü yetkiyi Tanrı’dan aldığını iddia eden Kilise ve Halife gibi despotların elinden yönetimin özgürleştirilmesidir!. Tam 4 yüz yıl süren yüzbinlerce insanın yakılması işkenceyle öldürülmesi emirlerini veren Engizisyon canavarlığının son bulmasıdır. “Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesi Halife” palavrasının bitirilmesidir. İnsanın özgürleşmesidir... 
Şimdi gelelim paçavra kadar bile değeri olmayan yalan dolanlara; Yusuf Kaplan “yakıcı gerçek” adı altında şu iddiaları sıralıyor:
-Bu ülkede bütün cinayetler, laiklik adına işlendi! Binlerce İskilipli Atıf, laiklik adına ipe gönderildi! Darbeler, laiklik adına gerçekleştirildi! Bu toplum “irtica tehdidi” diye laiklik adına dayak yedi, sindirildi! Devlet ve toplum İslam’dan temizlendi!
Namuslu, hadi onun jargonuyla söyleyeyim “dindar” birinin ilk yapması gereken şey, bu iddialarını belgelemektir!.. Soralım; hangi bütün cinayetler laiklik adına işlendi efendi? İsim ve sayı isterim!.. Bedrettin Cömertler, Uğur Mumcular, Muammer Aksoylar, binlerce gencecik çocuk mu laikliğin kurbanı oldu?
Hangi binlerce İskilipli Atıf, ipe gönderildi. Benim bildiğim bir tane Atıf var; Şeyhülislam Mustafa Sabri hainiyle İslam-Teali Cemiyeti’ni kuran, Kurtuluş Savaşı aleyhinde en aşağılık çalışmaları yapan, buna rağmen affedilen ancak Şapka Devrimi’ni bahane edip halkı ayaklanmaya kışkırttığı için asılan yobaz... İsim ve sayı isterim efendi; Dilipak gibi “120 bin kişi asıldı“ deyip, İstiklal Mahkemeleri kitabının yazarı Ergun Aybars karşı çıkınca “rivayetler efendim” diye kıvırmak yok ama!..
Dini siyasete en iğrenç şekilde alet etmeye çalışan yobazlar dışında hangi toplum dinini yaşadığı için “dayak yedi”,  İslam toplumdan “temizlendi!”
Ayıptır, günahtır muhterem; eline geçirdiğin kalemi, mütedeyyin insanların kafasını karıştırmak için kullanmak kendisini “dindar” olarak tanıtan birine yakışır mı? 
-Elhak, yakışıyor ki yapıyorsun!..
Kendisi ABD’de yaşayıp “hepimiz İsmail kahramanız” diyerek Şeriat şakşakçılığı yapan Merve Kavakçı’dan , “laikleşme süreciyle Osmanlı ve Türkiye’ye karşı emperyalist kuşatma paralel gelişti” tezini yaratma zekasını gösteren Star başyazarından da söz edecektim ama yerim bitti!..