BAŞLANGIÇ’ının son bölümünde, önceki bölümlere yollama yaparak “..anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatla yorumlanıp uygulanmak üzere TÜRK MİLLETİ tarafından demokrasiye âşık Türk evlâtlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur” denilen; 11. maddesinde bağlayıcılığı ve üstünlüğüyle yasaların kendisine aykırı olamayacağı belirtilen; milletvekili andında kendisine sadakat, cumhurbaşkanı andında bağlılık yemini içilen; sık sık tartışma konusu yapılıp kendisinden söz edilen ANAYASA’nın bilinçlerde yeterli yer edindiğini savunmak güçtür.
Bir bakanın aylar önce “..Anayasa’yı tanımıyorum” sözü bir yana, anlayış, yorum ve uygulamada Anayasa’ya aykırılıkların her ortamda sürdüğü gerçeği gözetilirse üzücü saptamamızı paylaşanlar az olmayacaktır. Ulusal tümlüğün ve birliğin hukuksal güvencesini oluşturmaktan öte, ulusal varlığın kaynağı ve dayanağı olan Anayasa, geleceğe ilişkin ulusal yönelişin de pusulasıdır.
Hukuk bilginleriyle Anayasa uzmanlarının genelde “Toplumsal uzlaşma, toplumsal sözleşme belgesi, yasaların anası...” olarak özetle tanımladıkları Anayasa, ULUSAL YAŞAM ANDI’dır. Nasıl devletin tapusu Lozan’da tanınmış ve onanmışsa Anayasa da devletin kuruluş projesi, plânı ve uygulama rehberidir. Devletin hukuksal yapısını, yetkilerini ve yükümlülüklerini belirleyerek gücünü sınırlar, böylece halkın güvencesini oluşturan hukuksal bir çerçeve niteliğini taşır. Bu durumuyla devletin yönetim senedi sayılır. En üstün hukuk metni ve çizelgesidir. Toplumsal barışın, ulusal dayanışmanın yüreğidir. Yasaların yürürlüğü biçimsel, geçerliği Anayasa’ya uygunluklarına bağlıdır.
Anayasa, ulusal hukukun kaynağıdır, yasaların dayanağıdır. Yukarıda değindiğimiz, yurttaşlık niteliği için çok önemli ulusal bilincimizin hukuksal ışığıdır. Ulusun kendi kendine verdiği en anlamlı, en değerli sözdür. Ulusal özlemleri, amacı, öngörüleri içeren ulusal istencin anıtıdır. Geçmişle geleceği kucaklayarak yarınların beşiği olur. Yurttaşların hak ve özgürlüklerini güvenceye alması nedeniyle baş yasadır, büyük yasadır, temel düzenleyicidir. Hukuk mimarlığının, hukuk ustalığının en görkemli yapıtıdır. İlk dört maddesi dışındakilerin değişmesine çalışılır ama değişinceye değin özenle uyulur. Sadakat, budur.

ÖYLEYSE BÖYLEYSE

Ayrıntılarına girmeden özetle değinerek değerini ve önemini anlatmaya çalıştığımız Anayasa’nın en üst ulusal belge olduğu tartışılamaz. (X)
Yanılıp onu iktidara, muhalefete, bir partiye, bir kesime mal ederek sınırlamanın anlamsızlığı açıktır. Anayasa, tüm ulusun malıdır, ortak değeridir, onuru, erdemidir. Bu anlayış ona içtenlikle bağlılığı, özeni, saygıyı gerektirir. Ne yazık ki özellikle siyasal kesimden gelen aykırı tutum ve davranışlar, sakıncalı sözler bu soylu ve yurtsever yaklaşımla bağdaşmamaktadır. Herkes kendi amacına uygun, kendi partisinin beklentilerini okşayan Anayasa ister ve bunun gerçekleşmesine çabalar, yasamadaki siyasal çoğunluğuna, halkoylamasında inandırma olanak ve ustalıklarına güvenerek Anayasa oluşturmaya kalkarsa dayanılan değerlerden hiçbirinin önemi kalmaz. İçtenlik, özveri, gerçekçilik, hukuksallık, yurtseverlik istenir. Doyurucu bir Anayasa, toplumsal aydınlığın ve erincin güneşidir.
Siyasal alanda çalışanların anlayışlı, yurttaşlara örnek olacak çabalarla öne çıkmaları, bencillikten ve partizanlıktan uzak kalmaları, yurttaşların da tüm ayrılık nedenlerini bırakıp ulusal yaşamı renklendirip sağlıklı kılacak metin üzerinde birleşmeleri gerekir. İşine gelince Anayasa’dan söz edilmemeli. “Anayasa..” denip geçilmemeli.
Anayasa’nın “toplumsal namus” sayıldığını asla unutmamalıyız. Devletin hukuk göstergesi, düzen bildirgesidir. Ona yaraşır olmak, başlıca mutluluk olduğu gibi ulusa ve devlete karşı en büyük sorumluluktur, yükümlülüktür. Terörün azgınlığı karşısında yürekten benimsenen Anayasa, bunun sağladığı yaşam mutluluğu ulusun yenilmez gücüdür, hukukun bayrağıdır. Aykırı tutum ve davranışlar Türk Ceza Yasası’nda yaptırıma bağlanmış olup Cumhurbaşkanları için “vatana ihanet suçu” sayılır. Uymak, saygı göstermek kişilik, geçerlik ve güvenirlik koşuludur.
(X) Geniş bilgi için bkz.: Prof. Dr. Erdoğan TEZİÇ, Anayasa Hukuku 20. basım. BETA Basım Yayım Dağıtım A.Ş., İstanbul.