TÜRKİYE’miz iyi yönetilmiyor. CUMHURİYETİMİZ, kurulduğundan bugüne en bunalımlı günlerini yaşıyor. Devlet temsilcilerinin çelişkili konuşmaları, avutma ve oyalama çabaları, partizanların oyunları kuşkuları gidermiyor, artırıyor. Kuruluş amaçları, dayanılan temel ilkeler, Anayasal nitelikler gözardı ediliyor. Toplumsal barış ve ulusal dayanışma tümüyle savsaklanıyor. İnanç sömürüsüyle iktidara gelip olanak dağıtmak, yandaşları desteklemek, ayrıcalık sağlamak, saltanat-hilâfet karması Osmanlı özenti ve özlemiyle yanıp tutuşanlara yeşil ışık yakarak kendi düzenlerini gerçekleştirmeye çalışanlar her organı, her katı, her birimi, eğitimden ekonomiye her alanı bozdular. Açık ve dolaylı neden oldukları terör sorumluluğunun gerektirdiği uygar davranışı göstermek şöyle dursun, şehitlerin acısı bile umurlarında değil. Tersine, katlanılması güç olaylardan ve durumlardan yararlanıp oy artırma çabasındalar.
Bay RTE, yargıç ve savcıların yer belirleme toplantısında hukuk devleti, adalet, bağımsızlık, yansızlık, demokrasi, hukukun üstünlüğü, lâik cumhuriyet konularına öncelik verecek yerde siyasal konuşma yapmış, izleyen gençler de onu girişte ve konuşmalarında alkışlamıştır. Bağımsızlık ve yansızlıkla anlam ve onur taşıyan yargının ulus adına karar verecek görevlilerinin siyasal bir ortamda, siyasal kişileri ayağa kalkarak karşılaması ve alkışlaması adalet ülküsünü bayrak yapacaklar için olumsuz bir başlangıç, ağır bir kusurdur. Ad çekme toplantısının sarayda yapılmasını HSYK yetkilileri istemiş ya da bu yoldaki öneriye olumlu bakmışlarsa daha ağır bir sorun söz konusudur. Geçerliği tartışmalı bir yerde yargıya adım atmak, yargıyı böyle ortamlarda etkiye hazır, talimat alır durumda bırakmak çok yanlıştır. Adalet asla gölge kabul etmez.

HER ŞEY ORTADA

MHP liderinin değişik yorumlara neden olan çıkışından sonra iktidar partisinin balıklama atladığı “Başkanlık” sistemi yeniden ülke gündemine oturdu. Bay RTE Konya konuşmasında muhtarlar toplantısı sonucu gibi “Halkımız başkanlık sistemini istiyor” diyerek bu konuda yanıp tutuştuğu izlenimini verdi. Suriye savaşına Musul dalaşı eklendi. AKP’liler aşiret, tarikat, cemaat, ağalar ve muhtarlarla siyaset dokuyor. Önceleri FETÖ’ye övgüler dizen Adalet Bakanı “KHK’ler Anayasa’ya aykırı olsa da uygulanacak” derken Başbakan Yıldırım da başkanlık sistemine çağrı yapıp “Fiilî durumu hukukî yapacağız” diyerek şimdiki durumun hukuka aykırı biçimde sürüp gittiğini açıklamış oluyor.
Anayasa bilgisi olmayanlarla, Atatürk, cumhuriyet, lâiklik karşıtlarının ve akçalı olanaklarla desteklenenlerin oylarına güvenerek halkoylaması (referandum) sözü ediliyor. Hukukta belirgin bir geri adım olan kararlardan yenisi de Anayasa Mahkemesi’nin KHK’yle ilgili son kararıdır. Düzenlemenin adı değil içeriği önemlidir. Çok tehlikeli içerikler iyi adlar konularak geçirilir. Denetim olmazsa gümrüklerden tehlikeli malzemeler böyle çıkarılıp kaçırılır. Denetimsiz hukuk olmaz.

DÜŞ KIRIKLIĞI

Atatürk ve 10 Kasım için en çirkin sözlerin sahibi Kadir Mısıroğlu’nu Bay RTE yanında oturtuyor. Lozan konusunda çelişkili konuşmalar, adalar konusundaki yalanlarla sürdürülüyor. Yandaş basın iktidar gücüne tapınırcasına yalakalık yapıyor. Meclis içinde ve dışında terbiyeye aykırı konuşmalar yapılıyor. Türkiye, muhtarlardan ibaret gösterilerek onlar yönlendiriliyor, onların oyuyla sonuç ilân ediliyor. Genelkurmay Başkanı Yenikapı mitinginde konuşma yaptı. Harbiye ve Harp Akademileri kapatıldı.
Bilim, sanat, kültür, ekonomi adamı olmayan, cezaevine girmiş çıkmış, din görevliliğinden gelme birisi siyaset adamlığının belirgin yanlılığıyla adalet görevlilerine siyasal talimat verircesine önerilerde bulunup yol gösteriyor. Buradan çıkıp göreve başlanacak. Ne günlere kaldık.
Kimilerinin iyi düşünmesi gerekir: AKP döneminde Türklük (Atatürk milliyetçiliği), Türkiye, insanlık, yurttaşlık, adalet, barış, bağımsızlık, özgürlük, hukuksallık, bilimsellik, özerklik kazanıyor mu, yitiriyor mu? Doğruluk, dürüstlük, erinç (huzur), esenlik, el emeği, göz nuru, sevgi, saygı, nasıl ve ne düzeyde? Yolsuzluk, yöntemsizlik, suç oranı nedir? Eğitimde neler oluyor? Silâhlı Kuvvetler’de ve emniyette neler yaşanıyor? TBMM nasıl çalışıyor? Cumhuriyetin kurulları, kurumları ve nitelikleri ne durumda?
Evde nasılsınız, sağlığınız iyi mi?
Hoşça kalınız!