İki sene önce...
CHP yönetimi demokratik bir yol tercih etti, CHP milletvekillerine, il başkanlarına, belediye başkanlarına “cumhurbaşkanı adayımız kim olsun?” diye soruldu. Ezici çoğunlukla “Yılmaz Büyükerşen” çıktı. CHP genel başkan yardımcıları, Yılmaz Büyükerşen’e ayrı ayrı telefon ettiler, adaylığının kesinleştiğini bildirdiler. 15 haziran günü, CHP’nin tüm belediye başkanları Eskişehir’de buluştu. Tüm medya davet edildi. Kulaklara fısıldandı... Canlı yayında, bizzat Kılıçdaroğlu tarafından Büyükerşen’in cumhurbaşkanı adaylığı açıklanacaktı. Herkes biraraya geldi, tüm televizyonlar aynı anda canlı yayına geçti, nefesler tutuldu... Ve bitti! Aday maday açıklanmadı. En başta CHP’liler, tüm medya şaşkındı. Ne oluyor demeye kalmadı, ertesi sabah Kılıçdaroğlu çıktı, “adayımız Ekmeleddin İhsanoğlu” dedi.

*

CHP milletvekilleri, genel başkan yardımcıları bile o saniyede öğrenmişti, o saniyeye kadar kimsenin haberi yoktu.

*

Ahali internete koştu... Herkes Google’a girdi, “kim bu Ekmeleddin?” diye aramaya başladı. O an, Türkiye’deki tanınma oranı sadece yüzde 22’ydi. Vatandaşların yüzde 78’i adını bile duymamıştı.

*

Memlekette adam kalmamış gibi tee Mısır’dan bulunmuştu. Rum Ortodoks Patriği, Gökçeada doğumlu, Hahambaşı, İstanbul doğumlu, Ermeni Patriği, İstanbul doğumlu... CHP’nin cumhurbaşkanı adayı, Kahire doğumluydu!

*

Arap kültürüyle yetişmişti. Şeriat denince ilk akla gelen üniversite, El Ezher’de çalışmıştı. Türkiye’ye hayatında ilk defa 27 yaşında gelmişti. 2004’te Akp’nin desteğiyle İslam İşbirliği Teşkilatı genel sekreteri olmuştu. 2014’te bu görevinden ayrılır ayrılmaz, Türkiye Cumhuriyeti’ne talip olmuştu. Beyaz Saray’da ağırlanan ilk İslam İşbirliği Teşkilatı başkanıydı, Obama tarafından davet edilmişti, müslüman ülkelerdeki çatışmaları önlemek için “İslam ordusu” kurulmasını önermişti, ki, bu İslam ordusu aslında ABD projesiydi.

*

Babası Mehmet İhsan Efendi, cumhuriyet ilan edilir edilmez Türkiye’den ayrılmış, Mısır’a gitmişti. Mustafa Kemal hakkındaki idam fermanını bizzat kaleme alan, “Mustafa Kemal’in öldürülmesi dini vazifedir” diyen, Vahdettin’in şeyhülislamı Mustafa Sabri’nin en yakın adamıydı. Mustafa Sabri öldüğünde Kahire’de Gafir mezarlığına gömülmüştü, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun babası da ölünce, Mustafa Sabri’nin yanına gömülmüştü. Birbirlerini bu kadar seviyorlardı.

*

O günkü cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Exeter üniversitesindendi, Ekmeleddin bey de Exeter üniversitesindendi. Ne hoş tesadüftü di mi? İngiltere’nin prestijli kurumuydu, petrol zengini Arap ülkelerinden bol sıfırlı bağışlar alırdı, Arap araştırmaları enstitüsü vardı, Kürt araştırmaları enstitüsü vardı, İngiliz istihbarat servisinin elemanları, Ortadoğu uzmanı olabilmek için burada eğitilirdi.

*

Gazetecilere ilk demecini cami kapısında verdi. “Burası bereketli bir cami, Turgut Özal da burada namaz kılardı” dedi.

*

Açık açık “CHP’li değilim” diyordu. Demokrat Parti geleneğinden geldiğini söylüyordu. Turgut Özal’ın hayranı olduğunu söylüyordu. Tayyip Erdoğan için “aile dostum” diyordu. CHP’nin adayı konuştukça, CHP’liler kulaklarına inanamıyordu.

*

“Ekmek için Ekmeleddin” diye tuhaf bir slogan buldu. Sanırsın, fırıncılar odası başkanlığına adaydı. Peki, kim bulmuştu bu evlere şenlik sloganı? Reklamcı filan yoktu. Ekmeleddin beyin oğulları bulmuştu! Kampanyasını CHP değil, Ekmeleddin beyin oğulları Aziz ve Orhan, kafalarına göre yönetiyordu, basın peşlerinden koşuyor, basına konuşmuyorlardı. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Cumhuriyet Halk Partisi, kim olduklarını bilmediğimiz, tanımadığımız birileri tarafından adeta esir alınmıştı. CHP adına başkaları karar veriyordu.

*

Seçim bildirgesini okumaya, besmele ve Fatiha suresiyle başladı.

*

Ahireti bile devreye soktu. Adnan Menderes’in Turgut Özal’ın Necmettin Erbakan’ın Bülent Ecevit’in Alparslan Türkeş’in Muhsin Yazıcıoğlu’nun kabirlerini ziyaret etti, dua ederken poz verdi, Menderes’in mezarının başında konuşma yaparken ağladı.

*

Yurt gezilerinde en önce türbelere gidiyordu. Hatay’da mesela, Hızır Aleyhisselam türbesine gitti, dua etti, vatandaşları “ehlen ve sehlen” diye Arapça selamladı.

*

Güya laikliği tarif etti. “Laiklik demek, lekum diniküm veliyeddin demektir, herkesin dini kendine, bunu cenab-ı Allah söylüyor” dedi. Dinin siyasete alet edilmesinde karşı devrimcilerle yarışıyordu.

*

Cemaatin tetikçileri Halk TV ekranına doluşmuştu. “CHP’li olup da Ekmeleddin İhsanoğlu’nu eleştirenler bundan böyle Atatürkçüyüm demesinler” diye racon kesiyorlardı. CHP içinde Ekmeleddin beyin adaylığına itiraz etmek adeta suç haline gelmişti. İtiraz edene “CHP düşmanı” deniyordu, “Ekmeleddin beye karşı çıkarak Akp’nin ekmeğine yağ sürüyorsun” deniyordu, susturuluyordu.

*

Chp’de Ekmeleddin beyin adaylığını sadece Kemal Kılıçdaroğlu istiyordu... CHP dışında ise, hararetle isteyen biri daha vardı.

*

Fethullah Gülen... Seçime beş gün kala Pensilvanya’daki vaazında aynen şunları söylüyordu: “Her halimizde, her tavrımızda, iman-ı ekmel, İslam-ı ekmel, ihsan-ı ekmel, ihlas-ı ekmel, rıza-yı ekmel, yakin-i ekmel demeliyiz, hayatımızı bu atkılar arasında dantela gibi işlemeliyiz, düşsek, sürçsek bile, kalktığımızda el ihsan demeliyiz.”

*

Ve, aradan iki sene geçti...

*

Melih Gökçek cinler tarafından kandırıldığını itiraf etti.
Bülent Arınç ahmak olduğunu itiraf etti.
Hazır itiraf sezonu açılmışken...
Bi itiraf da Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bekliyoruz gari.

*

Tıpış tıpış açıklayın...
Mecburettin beyi cumhurbaşkanı adayı yapmanızı kim mecbur etti?