Almanya ile Türkiye arasında gerilim sürerken, 15 Temmuz darbe girişimden sonra bu ülkeye kaçanların hukuki durumları da yavaş yavaş netleşiyor.

Kaçaklardan 249 kişinin diplomatik pasaportlu olduğu ve sığınma istediği açıklandı. Şu ana kadar, iltica işlemlerine bakan birimlerce, FETÖ'cü olduğu bilinen bu kişilerden 196’sının durumunun netleştirildiği ve bunlara iltica hakkı tanındığı açıklandı.

Böylece, kırmızı diplomatik pasaportla gelip Almanya’dan sığınma isteyenlerden, bu hakkı alanların oranı yüzde 80’i buldu. Diğer yandan, diplomatik pasaportlu olmayıp da yine Almanya’dan sığınma isteyen yüzlerce kişinin işlemlerinin de devam ettiği bildirildi. Başvurusu kabul edilenlerin bir çoğıunun yüksek rütbeli ordu mensubu olduğu, yurt dışında görev yapan ataşelerin de aralarında bulunduğu öğrenildi. Bu yeni durumun, Türkiye ile Almanya arasındaki krizi daha da derinleştirmesi beklenirken, benzer gerekçelerle iltica talebinde bulunanların sayısının ise toplamda 962'ye ulaştığı belirtiliyor.

CİNAYET ZANLISI, AMA SERBEST

Almanya’nın terör örgütlerine kucak açar tavrı, kendi içinde de sert şekilde eleştirilmeye başlandı. Özellikle, Türkiye’de ağır suça karışmış kişilerin, bu ülkenin iltica yasalarından yararlanıp serbestçe dolaşmaları eleştiri konusu oluyor.
Aralarında cinayetten, soygun ve gasptan arananların bile yer aldığı ilticacı kişiler, böylece suçlarıyla ilgili hakim karşısına çıkmıyor ve cezasını da çekmiyor.

Örneğin bir süre önce İspanya’da gözaltına alınan yazar Erdoğan Akhanlı, Türkiye’de soygun ve cinayetten yargılanıyordu. Bu suç dosyasıyla ilgili yargılanmadan Almanya’dan iltica hakkı aldı. Aynı şekilde şu anda AKP’de siyaset yapan Ozan Ceyhun da, cinayetten yargılanıyordu. Yıllarca bu suçtan aranırken, Almanya’da iltica ve hatta vatandaşlık almıştı. Daha sonra ise, mahkemenin bir hatası yüzünden yargılanması kaldırıldı.

KANLI DARBE GİRİŞİMİ İNKAR EDİLEMEZ

Konuyla ilgili ilginç bir yazı Frankfurter Allgemeine Zeitung’da (FAZ) yer aldı. Gazetede, Alman dış istihbarat teşkilatı BND'nin Başkanı Bruno Kahl'in bu yılın Mart ayında yaptığı, "Türkiye'deki 15 Temmuz darbe girişiminden Gülen yapılanmasının sorumlu olduğundan şüphe ettiği" yönündeki sözlerine atıfta bulunulan yorum şöyle:

"Alman dış istihbarat teşkilatı BND'nin Başkanı Bruno Kahl bile, Türkiye'de kanlı bir darbe girişiminin olduğunu inkar edemez. Zanlıların bazıları yurt dışına kaçtı. Bazıları Almanya'da. Şimdi anayasa düşmanı bu darbe girişiminde bulunan bazı kişilerin Almanya'da olduğu kanıtlanırsa, biz bu durum karşısında nasıl davranmalıyız? Gerçi Alman yargısı adil bir yargılama süreci olmayacağı gerekçesiyle ‘Gülencilerin' Türkiye'ye iade edilmemesine karar verebilir. Ancak Türkiye'de muhtemelen ağır suç işlemiş, demokrasi karşıtı vatan hainlerinin kıllarına dokunulmaksızın Almanya'da yaşayabilmeleri düşüncesi, işledikleri suçun, eylemin hesabını hiçbir biçimde vermek zorunda olmamaları çelişki. Bu insanların burada yargılanmaları için hukuki bir yol yoksa, o zaman Berlin en azından bu kişilerin suçsuz olduklarını iddia etmemeli.”