Fransız siyaset bilimci Philippe Moreau Defarges, ekonomi kanalı BFM Business'de katıldığı bir programda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında açıklamada bulundu.

Fransız haber ve ekonomi kanalı BFM Business tarafından yayınlanan "Dünyada 7 Gün" isimli programa konuk olan Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IFRI) siyaset bilimi uzmanı Philippe Moreau Defarges, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin mümkün olmayacağını, üyelikle ilgili bir anlaşma imzalansa bile 27 üye ülkeden her birinin bunu onaylaması gerektiğini söyledi.

'GERİYE YA İÇ SAVAŞ YA DA...'

Defarges, "Türkiye'deki halk oylaması hakkında da referandum sonuçlarına itiraz edilmesi için hukuki yolların kapandığını savunarak itirazların sonuçsuz kalacağını" ifade etti. "Türkiye'de bir tıkanıklığın olduğunu" söyleyen Defarges, "O zaman geriye ya iç savaş ya da bunu söylemek zor ama onun (Erdoğan) öldürülmesi kalıyor" dedi.

Sunucunun "Bir cinayeti meşru gösteremezsiniz." şeklindeki itirazına Defarges, "bu yöntemin ve tartışmalarının yüzyıllardan beri sürdüğünü, büyük dinlerde bile bu yönde tartışmaların yaşandığını" savundu. Defarges'in sözleri Fransa'da tartışma yarattı.

ÖZÜR AÇIKLAMASI YAPTI

Philippe Moreau Defarges, sözlerinin kamuoyunda tepki toplaması ve Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği'nin IFRI nezdindeki girişimleri sonrası özür dilemek zorunda kaldı. Defarges, Twitter hesabından şu açıklamayı paylaştı:

"22 Nisan Cumartesi, 'Dünyada 7 Gün' yayını çerçevesinde (BFM Business), Türkiye'deki duruma ilişkin görüşlerimi ifade etmek için tartışmaya davet edildim. Bazı ifadelerim uygunsuz oldu ve yanlış anlaşıldı. Derin üzüntümü ifade etmek istiyorum ve kırmış olabileceğim kişi ve gruplardan içtenlikle özür diliyorum. Sözlerim hiçbir şekilde IFRI'yi bağlamamaktadır ve tamamıyla kişiseldir."

Program bittikten sonra sosyal medyada Defarges'e ve BFM Business kanalına tepki gösteren Türkler, televizyon ekranlarından cinayet çağrısı yapıldığını dile getirmişti. Fransa'da yaşayan çok sayıda Türk sosyal medyada bu konuda paylaşımlarda bulunarak, mesajlarıyla Fransa Televizyon ve Radyo Yayınlarını Denetleme Yüksek Konseyine (CSA) şikayette bulunduklarını ifade etmişlerdi.