Savunma Bakanlığı kaynakları, Mattis'in mektubunda ülkesinin Suriye'de YPG'nin de içinde olduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile taktik bir ilişkilerinin bulunduğunu ve ABD ile Türkiye'nin ilişkisinin "IŞİD'in mağlup edilmesinin çok ötesinde bir stratejik ortaklık olduğunu" belirttiğini kaydetti.

Türkiye, ABD'nin Suriye'de IŞİD ile mücadelede PKK ile bağlantıları nedeniyle Ankara'nın "terör örgütü" olarak nitelendirdiği YPG ile işbirliği yapmasına ve YPG'ye askeri yardım sağlamasına tepki gösteriyor.

Washington Türkiye'nin Rakka operasyonunu YPG'nin de içinde bulunduğu SDG yerine Türkiye destekli ılımlı muhaliflerle yapması önerisinde bulunmuş ancak bu öneri kabul görmemişti.

Kaynaklar, Mattis'in Türkiye'nin güvenliğine ilişkin dile getirdiği endişelere yönelik yoğun ve kararlı tedbirler aldıklarını ve YPG'ye verilen malzemelerin listelerinin her ay düzenli olarak Türkiye'yle paylaşılacağını söylediğini aktardı. Kaynaklar, Mattis'in ilk envanter raporunun da bu ay gönderildiğini belirttiğini söyledi.

Verilen bilgiye göre, Mayıs sonunda YPG'ye sağlanan teçhizatla amaçlarının Rakka'nın tecrit edilmesi ve ele geçirilmesi olduğunu belirten Mattis, sağlanan bütün teçhizatın fotoğraflı kanıt ve görsel envanterinin tutulduğunu, IŞİD'in mağlup edilmesinden sonra silahların geri alınacağını ve dağıtılan silahların sadece Suriye sahasında kalmasını temin etmek için ABD'li danışmanların sahada görev yaptığını kaydetti.

Mattis'in "IŞİD'i mağlup etmek için sahada YPG ile zorunlu bir işbirliklerinin olduğunu" belirttiğini kaydeden kaynaklar, Mattis'in mektubunda "Rakka’yı ele geçirecek kuvvetin yüzde 80'ini Arapların oluşturacağını ve şehri elde tutacak kuvveti yine Araplardan teşkil edeceklerini kaydettiğini" de belirtti.