Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta yaptığı çağrı sonrasında, 57 İslam ülkesinin oluşturduğu İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İstanbul’da Kudüs gündemi ile olağanüstü toplandı. Dış politika uzmanlarına göre, Arap ülkelerinin İsrail ve ABD’ye karşı tek ses olmaları mümkün görünmüyor. Öte yandan uzmanlar, ABD’nin bölgede izlediği gerilim siyasetinin Rusya’yı Ortadoğu’da giderek güçlendirdiğine dikkat çekiyor.

"Arap sokağında şiddet artacak"

Kudüs krizi sonrası DW Türkçe’ye değerlendirmede bulunan emekli büyükelçi Yalım Eralp, ABD Başkanı Donald Trump’ın Müslüman ülkeleri ayağa kaldıran 'Kudüs' kararının yanlışlığına dikkat çekiyor. ABD’nin İsrail’deki büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs’e taşıma kararının diğer büyük devletler nezdinde karşılık bulmayacağını dile getiren Eralp, "Trump’ın bu tavrı Ortadoğu’da çatışma iklimini besleyecek. ABD böyle yaparak, Ortadoğu’da bundan sonra arabulucu olma şansını da yitiriyor" diye konuşuyor. İİT zirvesinde başta Mısır ve Suudi Arabistan olmak üzere bazı Arap ülkelerinin ABD ve İsrail’e sert tepki koymak konusunda çekimser kalabileceğini dile getiren Yalım Eralp, "Kudüs için Arap ülkelerinin tamamının bir araya gelmesini beklemek doğru değil. Bir bildiri yazılır ve imzalanır ama iş fiilen bir adım atmaya gelince bu gerçekleşmez. Öte yandan Arap devletleri harekete geçmese bile, Arap sokakları şiddetlenecektir. Bölgedeki gerilim tırmanacaktır" değerlendirmesinde bulunuyor. Türkiye'nin ise bölgedeki rolünün önemli olduğuna vurgu yapan Eralp’a göre, Türkiye’nin sonuç alıcı bir diplomasi yürütebilmesi için Kudüs sorununun 'milli mesele' değil, 'uluslararası mesele' olarak görmesi gerekiyor.

Peki bölgede tüm bu gelişmeler yaşanırken Ortadoğu’ya giderek yerleşen Rusya, Kudüs krizinde nasıl bir siyaset izliyor?

"ABD siyaseti, Putin'i güçlendiriyor"

Mısır ve Suriye ziyaretlerinin ardından 11 Aralık pazartesi günü Erdoğan ile görüşmek üzere Ankara’ya gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kudüs krizi konusunda temkinli bir dil kullandı. Kudüs’ün statüsüne Filistin ve İsrail halklarının ortak karar vermesi gerektiğini vurgulayan Putin’in Müslüman halklar içerisindeki popülaritesini artırdığı yorumları öne çıktı. İİT zirvesine Türkiye adına katılan delegelerden biri olan İstinye Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın’a göre ABD’nin bölgede art arda yaptığı hatalar, Rusya’nın daha fazla güç ve itibar kazanmasına neden oluyor. Baltık ve Karadeniz’de NATO’ya üstünlük sağlayan Rusya’nın şimdi de Doğu Akdeniz’de giderek güçlendiğini dile getiren Prof. Caşın, "Rusya, Suriye’den bir miktar asker çekeceğini açıklasa da Ortadoğu’dan çıkmayacak. Kudüs konusunda bölge halklarının ortak kararını destekleyen ve Trump’ın siyasetini tehdit olarak niteleyen Putin, Soğuk Savaş sonrasında bölgede Rusya’nın yeniden popüler olmasını sağladı. Şimdi bölgedeki tüm Ortodoksları da temsil edecek noktaya geldi" diyor.

"Kudüs sorunu BM gündemine gelebilir"

İİT zirvesinden çıkan kararların kısa vadede uygulanamasa da Kudüs sorunu konusunda yeni bir sayfanın başlangıcı olacağını kaydeden Caşın, "Belki pek ihtimal dahilinde değil ama Filistin devletinin tüm İİT ülkeleri tarafından tanınmasına dönük bir karar çıkabilir" diyor. Kudüs'ün statüsünün yakın zamanda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne gelebileceği öngörüsünde de bulunan Caşın, UNESCO’nun 18 Ekim 2016’da aldığı bir kararla Mescid-i Aksa’yı yalnızca Yahudilerin değil 3 dinin ortak sembolü olarak nitelediğini hatırlatıyor. Caşın, “Rusya ile birlikte İngiltere ve Fransa da Kudüs’ün başkent yapılmasına karşı. Çin ise bu meseleyi uzaktan seyrediyor. Yani ABD şu an için Güvenlik Konseyi’nde bu konuda dezavantajlı duruyor. Yeni dönem pek çok ilginç gelişmeye sahne olabilir” şeklinde konuşuyor.
DW Türkçe- Sözcü.com.tr