Eğitim-İş tarafından yapılan açıklamada, referanduma ilişkin propaganda çalışmalarını okullara kadar indiren AKP iktidarının, öğrencileri iradeleri dışında toplantılara katılmaya zorlayarak oy avcılığı yaptığı belirtilerek, “Şanlıurfa Birecik Belediyesi’nin 21-22 Mart tarihlerinde gerçekleştirdiği ve Birecik Belediye Başkanı, AKP İlçe Başkanı ve İlçe Milli Eğitim Müdürünün katıldığı toplantıya ilçedeki 12. sınıf öğrencileri istekleri dışında götürüldü. Yine benzer bir uygulama Nevşehir’in Acıgöl ilçesinde yaşandı. AKP’li Acıgöl Belediye Başkanı ve AKP Acıgöl İlçe Başkanı, belediye binasında, Acıgöl Kız Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Damat İbrahim Paşa Anadolu Lisesi, Acıgöl Anadolu İmam Hatip Lisesi idarecileri, öğretmenleri ve öğrencilerini toplayarak 'evet' propagandası yaptı.

Manisa Dündar Çiloğlu Anadolu Lisesi idaresi, öğrencilerini 'Seminer var' diyerek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın 'Yeni Nesil Yeni Anayasa' konulu paneline götürdü” denildi.

Üniversite tanıtımı ile alakalı bir seminere gittiklerini zanneden öğrencilerin, gördükleri manzara karşısında tepkisini dile getirdiğini ve panele katılmak istemediği kaydedilen açıklama şöyle devam etti:

“Okul idaresi de buna karşın, öğrencilere 'Panele katılmak zorunlu, katılmayanlar hakkında yasal işlem yaparız' diye tehdit etti. Ders saatinde derste olması gereken öğrencilerin bu tür toplantılara kendi iradeleri dışında zorla götürülmesi etik dışı olduğu gibi Ceza Kanunu kapsamında da suç oluşturmaktadır.  657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 7. Maddesi’ne göre “Devlet memurları, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar” Bu nedenle bir siyasi partinin faaliyetleri doğrultusunda hareket eden kamu görevi yürüten yöneticiler açıkça suç işlemektedir. Diğer yandan kamu görevlilerinin referanduma yönelik olarak giriştiği faaliyetler 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’a aykırılık oluşturmakta ve yasak faaliyetler arasında yer almaktadır.

Okullar gündelik siyasete alet edilmemeli, öğrencilerimiz siyasi dolgu malzemesi olarak kullanılmamalıdır. Öğrencilerin sosyal ve kültürel yönde gelişimlerini sağlamak, sanata karşı olan ilgilerini arttırmak amacıyla tiyatroya götürülmelerine dahi izin verilmezken, bir siyasi partinin propagandasının yapıldığı etkinliklere zorla götürülmeleri kabul edilemez.

AKP bugün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir hükümeti olarak görev yapmanın ötesinde, devletin imkanlarını sonuna kadar kullanmak amacıyla ülkeyi parti devleti gibi yönetmeye çalışmaktadır. Cumhuriyet tarihinde hiçbir hükümet döneminde yaşanmamış olan bu tür uygulamalarla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı gereğini yerine getirmelidir.

Eğitimin niteliğini yükseltmek ve çocukların özgür, akılcı ve sorgulayan bireyler olarak yetiştirilmesi için en küçük bir adım atmayan siyasi iktidarın, yandaş yöneticiler aracılığıyla çocuklarımızı siyasete alet etmesine izin vermeyeceğiz.

Çocuklarımıza baskıyla dayatılan bilim ve pedagojiden uzak bu tür uygulamalar, onların kişisel ve sosyal gelişimi açısından son derece sakıncalıdır. Eğitim-İş olarak siyasi iktidarı, çocuklarımızı kendi ideolojik hedeflerine ulaşmak için kullanmaktan vazgeçmeye çağırıyor, olayda sorumluluğu bulunanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı belirtiyoruz.”