Anayasa değişikliğinde seçilen cumhurbaşkanı partili olacağı için yapılacak referanduma dair kamu görevlilerinin “evet” oyu vereceklerini açıklamalarının dolaylı olarak siyasi parti propagandasını yapmakla eşdeğer hale geldiğine dikkat çeken İrgil, Bakan Yılmaz’a bu rektörler hakkında disiplin cezasına gidilip gidilmeyeceği sorusunu yöneltti. Rektörlerin bu çağrıları disiplin cezası gerektiren bir davranış olarak değerlendirilmeyecekse bunun da gerekçesini soran İrgil ayrıca Bakan Yılmaz’a şu soruyu yöneltti:
“Rektörlerin ‘evet’ demesi hususunda Bakanlığınızın bir hükmü yok ise, tüm üniversite rektörleri ve akademisyenler referanduma ilişkin ‘evet’ ya da ‘hayır’ yönünde oy vereceklerine dair görüşlerini açıklayabilir mi? Unvanları nedeniyle kamuyu yönlendirme ve bilim insanı saygınlığı vasfına sahip akademik çevreler referanduma ilişkin istedikleri gibi çağrıda bulunabilir mi?”
İLGİLİ MADDELERİ HATIRLATTI
İrgil önergesinin gerekçesinde geçen ay yürürlüğe giren MEB Teşkilat ve Görevlerine ilişkin yeni düzenlemelerin bulunduğu yasadaki ilgili maddeyi hatırlattı. Buna göre üniversitelerde akademik personele disiplin cezası gerektiren fiiller arasında“Yükseköğretim kurumları içinde siyasi parti faaliyetinde bulunmak veya siyasi parti propagandası yapmak” ifadesi yer alıyor. Ayrıca 657 Sayılı Kanununda disiplin cezası gerektiren haller arasında da “Herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunmak” ifadesi yer alıyor.
Geçen hafta içinde Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar ve Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağar Akça sosyal medya üzerinden “Ben de varım” dedikleri evet çağrısı içeren birer video yayınlamışlardı. Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay da Erdoğan’lı ve Arapça yazılı ‘evet’ afişlerini twitter hesabından paylaşmıştı.
