CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, 24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde yaptığı basın açıklaması ile öğretmenlerin yaşadıkları sorunlara dikkat çekti.

Açıklamasına Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözüyle başlayan Karabıyık, “Türkiye’nin aydınlık geleceğinin mimarı değerli öğretmenlerimizin bir toplumun gelişmesinde ne kadar önemli olduğu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün 'Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır' sözüyle açıkça görülmektedir” dedi.

Eğitim emekçilerinin karşı karşıya kaldıkları sorunlar nedeniyle bugünü buruk bir şekilde kutladığını ve 24 Kasım’da sadece hatırlanmak değil, sorunlarına çözüm bulunmasını istediğini kaydeden CHP’li vekil, “21. yüzyıl Türkiye’sinde eğitimin kalitesi arzu edilen seviyede değildir ve unutulmamalıdır ki öğretmenlerin sorunu çözülmeden, eğitimin sorunları çözülemez” şeklinde konuştu.

Geleceği şekillendiren, gençleri yetiştiren öğretmenlerin hak ettikleri değeri görmesi gerektiğinin de altını çizen Lale Karabıyık, “Öğretmenler sindirilmiş değil, yeniden toplumsal gelişmenin öncüsü olmalıdırlar. Bu nedenle öğretmenlik mesleğinin yeniden toplumun en saygın mesleklerinden biri haline getirilmesi konusunda tüm gayretler sarf edilmelidir. Ancak, 15 yıllık AKP iktidarında 6 kez Bakan değişmiş, defalarca değişen sistem ile kaotik bir yapıya sürüklenmiştir. İşin acı yanı ise, bu değişiklikler yalnızca siyasi kaygılarla yapılmış, eğitimin paydaşlarının görüşleri önemsenmeden hayata geçirilmiştir ve bu değişikliklerden hiçbir sonuç alınmamıştır” sözleriyle eğitim sistemimizdeki sorunlara da dikkat çekti.
Yapılan araştırmaların öğretmenlerin ekonomik, mesleki ve sosyal açıdan çok zor günler geçirdiğini ve bu saygın mesleklerini icra etmekten memnun olmadıklarını net bir şekilde ortaya koyduğunu da kaydeden Karabıyık, Eğitim-İş Sendikasının 26 ilde yaklaşık bin öğretmenle yaptığı son araştırmasından önemli veriler de sundu:

  • Araştırmaya katılan öğretmenlerin %21’i ek iş yaptığını belirtmiştir. Yani, her 5 öğretmenden biri ek iş yapmaktadır.

  • Araştırmaya katılan öğretmenlerin %44’ü en az üç kredi kartı olduğunu belirtmiştir. Öğretmenler borç batağındadır.

  • Araştırmaya katılan öğretmenlerin %36’sı annesinden, babasından, birinci derece yakınlarından ya da arkadaşlarından maddi yardım aldığını belirtmiştir.

  • Araştırmaya katılan öğretmenlerin yaklaşık %75’i mesleğinden elde ettiği gelirlerin yetersiz olduğunu ifade etmiştir.

  • Araştırmaya katılan öğretmenlerin %82’si borçları nedeniyle mesleki veriminin düştüğünü belirtmiştir.

  • Araştırmaya katılan öğretmenlerin %79’undan fazlası gelir yetersizliğinin psikolojisine olumsuz etki yaptığını belirtmiştir.

  • Öğretmenlerin neredeyse %70’i çocuklarının gıda ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumdadır ve sadece %15’i çocuklarının eğitim ihtiyaçlarını tam olarak karşılayabildiğini belirtmiştir.

  • Araştırmaya katılan öğretmenlerin nerdeyse %75’i daha çok para kazanacağı bir iş imkanı olduğunda mesleğini bırakabileceğini ifade etmiştir.

  • Araştırmaya katılan öğretmenlerin %62’si imkan bulduğunda başka bir meslek yapabileceğini ifade etmiştir.

  • Araştırmaya katılan öğretmenlerin sadece %14’ü gelecekten ümitli olduğunu belirtmiştir.

  • Araştırmaya katılan öğretmenlerin %75’i görevden alınma korkusu yaşadığını ifade etmiştir.

  • Araştırmaya katılan öğretmenlerin sadece %4’ü devlet okullarında niteliğin düşmediğini belirtmiştir.


Araştırma sonuçlarını değerlendiren Karabıyık, “Çocuklarımızı emanet ettiğimiz kıymetli öğretmenlerimiz borçlarla mücadele etmektedir. Yaptıkları mesleğin saygınlığını yitirdiği kaygısının yanı sıra, geçim sıkıntısı kaynaklı psikolojik sorunlar yaşamakta ve gelecekten ümitlerini kesmektedir” dedi.

Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 7056 TL olduğu ülkemizde, 15 yıl deneyimli bir öğretmenin net 3040,23 TL, en üst kademede bulunan bir öğretmenin ise net 3144,30 TL maaş aldığını hatırlatan Lale Karabıyık, “Geleceğimizi yetiştiren öğretmenler, yoksulluk sınırının yarısından az maaş almaktadır ve ailelerinin ve kendilerinin temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta güçlük çekmektedir. Öğretmenlerin ekonomik gelirlerinin yetersizliği, eğitimin niteliğini de düşürmektedir. Eğitimde nitelik sorununun çözülebilmesi için öncelikle öğretmenlere insanca yaşayabileceği ve geçim derdi yaşamayacağı bir ücret ödenmelidir. Öğretmenlerin maaşları yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana yaşanan ekonomik sorunlar ve zamlar nedeniyle öğretmenlerin alım gücü büyük oranda düşmüştür. Toplu İş Sözleşmesinde 2018 yılı için kamu çalışanlarına 4+3,5 zam verilmiştir; ancak bazı aylarda gıda enflasyonunun yaklaşık %3’e ulaştığı düşünüldüğünde yapılan zamların yetersiz olduğu ve öğretmenlerin geçim sıkıntısını çözmediği görülmektedir” açıklamasında bulundu.

CHP’li vekil açıklamasını, “Yarın öğretmenler günü; ancak ataması yapılmayan 455.119 öğretmen yine atanamadı ve Milli Eğitim Bakanlığı bu yıl da kadrolu atama yapmak yerine tüm il ve ilçelerde ücretli öğretmen alımı yaptı. Öğretmenler ücretli ve sözleşmeli değil, kadrolu atanmalı, statü, ek gösterge ve ek ders ücretleri iyileştirilmelidir. Öğretmenlerin özlük hakları da özel bir yasa ile güvence altına alınmalıdır. Hiçbir öğretmen ve yönetici üyesi bulunduğu sendikaya göre değerlendirmeye tabi tutulmamalıdır. Okul yöneticilerin atamaları ideolojik yaklaşımlarla yapılmamalıdır. Eğitim sistemindeki bunca soruna ve yaşadıkları zorluklara karşın evlatlarımızı yetiştirmek için Anadolu’nun dört bir yanında heyecanla görev yapan bütün öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyorum. Başta, Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ebediyete intikal etmiş tüm öğretmenlerimizi saygı, sevgi ve minnetle anıyor; Atatürk ilke ve devrimleri ışığında, gecesini gündüzüne katan kıymetli öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum” sözleriyle tamamladı.