Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü. 24 Kasım 1928, Mustafa Kemal Atatürk’ün 'Millet Mektepleri'nin Başöğretmenliği'ni kabul ettiği gün. Türkiye'de öğretmen denilince ilk akla gelen, 'atanamayan öğretmenler' oluyor. Ancak, 'Öğretmen Strateji Belgesi 2017-2023'e göre, tam 1 milyonu aşkın kişi öğretmen olabilmek için sırada beklerken, devletin öğretmen açığı ise yaklaşık 100 bin civarında bulunuyor. Özetle, mesleğe talep fazla, ihtiyaç az...

Öte yandan kadro şekilleri, ücret, çalışma koşulları da öğretmenlerin en önemli sorunları arasında yer alıyor. Ancak bununla birlikte bunalara aldırmayıp, zorlu koşullar altında çalışmayı göze alan, mücadele eden ve onlarca çocuğun hayatını değiştiren sayısız 'Çalışukuşu' bulunuyor.

Çünkü, nasıl ki bir ressamın resimleri satmadığı için kötü resim yapması sözkonusu değilse, bir öğretmenin de koşullarının kötü olması, işini kötü yapacağı anlamına gelmiyor. Nihayetinde tüm eğitimciler, eğitim sisteminde en önemli noktanının öğretmen olduğu konusunda birleşiyor. Çünkü ister ilkokul öğretmeni, ister üniversitede akademisyen olun, maddi gelir beklemeden yapmanız gerekiyor bu işi... Sevilmeden yapılmayacak mesleklerden biri çünkü öğretmenlik...

nac4

Sıradışı bir öğretmen olan Ahmet Naç da mesleğini severek yapıyor. Öyle ki rap müzik ile ders yapıyor, sıradan bir sınıftan harikalar yaratabiliyor. Türkiye'de onu bu özelliği ile tanıdı. Öğretmenler Günü'ne özel SÖZCÜ'ye konuşan sınıf öğretmeni Naç, “Yapmak istediklerim, gerçekleşmesini umduğum hayallerim vardı. Öğretmenliğin tüm meslekleri aynı anda yapabileceğim tek iş olduğunu gördüm. Şimdi öğrencilerimle yapmak istediğim her şeyi yapıyor ve hayallerimi onlarla birlikte gerçekleştiriyorum. O sınıfın içinde tiyatrocuyum, yönetmenim, yazarım, şairim, konuşmacıyım, sporcuyum, müzisyenim, tasarımcıyım.. Daha iyisini hayal bile edemezdim” dedi.

“Bizler eğitime verdiğimiz değer kadarız. Yani öğretmene, öğrencilerimize verdiğimiz değer kadarız. Geleceği konuşuyorsak bunun tam merkezinde çocuklarımız var. O merkezin etrafını saran ise öğretmenler. Eğer ki öğretmenlik mesleğini hak ettiği yere koyamazsak, gerekli önemi gösteremezsek gelecek için yapacağımız tüm yatırımlar boşa gidecektir. Her meslek kendi içinde sadece hayal gücü ve yaratıcılığı yüksek, hedef koyan, iç motivasyonu fazla, kendini geliştirmek isteyen bireyler arar” diyen Naç, o bireyleri de öğretmenlerin yetiştireceğini söyledi.

nac5

"KENDİ BAŞLARINA ÖĞRENMELERİNE İZİN VERİN"


Naç, öğrencilerinin kendisini sıradışı gösterdiğini, kendisinin bir şey yapmadığını belirterek, şöyle devam etti: “Onların yapmasına izin veriyorum. Eğer ki onların kendi başlarına öğrenmelerine izin verirseniz, hayata karşı yaşadıkları problemlerde çözüm yollarını bulmalarını sağlarsanız, kendileri için en doğruyu öğrenmelerine müsaade ederseniz hiç kimsenin hayal bile edemeyeceklerini gerçekleştirirler. Onlar için yanlış bilinen doğruları yapmak yerine onların doğasına uygun hareket ettim sadece. Çocuklar sokaklarda oynadıkları oyunları neden bu kadar isteyerek oynuyorlar ve kolayca öğreniyorlar diye sordum kendime mesela. Ve neden bunu sınıfın içine taşımayayım dedim. Öğrencilerim kendilerini keşfediyorlar her yönleriyle. Bunu isteyerek, keyif alarak yapıyorlar. Bunu yapmalarının sebebi benim ve ailelerinin buna izin vermesi. Onların yerine bir şeyler yapmaya çalışmaması. Çünkü siz onlar yerine bir şeyler yaparsanız her zaman yapmak zorunda kalırsınız. Eğitim modelim onlara güvenmekten geçiyor. Bizlerin zorlayarak yaptıracağımız şeylerden çok daha iyisini başarabilirler. Onlara güvenin ve hepsi kendileri için en doğru rol modelini yaratsınlar.”

nac8

EN İYİ DERS ANLATAN, EN KÖTÜ ÖĞRETMEN...


Naç'a iyi bir öğretmenin nasıl olduğunu sorduğumuzda, “Kötü öğretmenin tanımını yaparak bu sorunun cevabını bulabiliriz” diyerek, şöyle yanıtladı: “Dünyanın en kötü öğretmeni en iyi ders anlatan öğretmendir, en çok konuları tekrar eden öğretmendir. En çok onlar yerine fedakarlık yapan öğretmendir. Bu size şaşırtıcı gelmesin. Siz dünyanın en iyi ders anlatan öğretmeni olursanız onların öğrenmesi sizin ne kadar iyi ders anlattığınıza bağlı olur. Ne kadar çok konuyu tekrar ederseniz onların öğrenmesi sizin konuları ne kadar çok tekrar ettiğinize bağlı olur. Yani kendi başlarına nasıl öğreneceklerini düşünmezler. Nasılsa konuları bir çok kez tekrar eden bir öğretmenleri var, dikkatlerini verip öğrenmeye çalışmalarına gerek yok. Bir kez daha anlatır. Öğrenemesem de sorun yok diyeceklerdir. Nasılsa öğretmen harika bir şekilde dersi bana anlatmanın bir yolunu bulur. Bir yere kadar bu şekilde idare ettiniz diyelim. Peki sizden sonra ne olacak? Her zaman konuları tekrar eden öğretmen mi olacak yanlarında? Herkes sizin kadar iyi ders anlatacak mı? En güzeli kendi başlarına iç motivasyonlarıyla öğrenmeyi öğrenmeleri, öğrenemeseler de bir yolunu bulmaları değil midir? Biz onlara iyilik yaptığımızı zannederken aslında onlara kötülük yaptığımızın farkında değiliz. En iyi öğretmenlik sen varken olan değil; sen yokken gelecekte olacak olandır. Tek düşündüğüm onların yanında olmadığımda hayata karşı hazır olup olmayacakları. Sadece bu düşünce benim iyi bir öğretmen olmama yeter.”