RÖPORTAJ: Nil SOYSAL

Siyasetin öncelikli gündem maddesi TBMM’de devam eden bütçe görüşmeleri. Vatandaşın öncelikli gündem maddesi ise geçim derdi ve artan enflasyon. CHP’nin ekonomi kurmaylarından Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak’la vatandaşın gündemi üzerinden ekonomiyi ve 2018’de bizi nelerin beklediğini konuştuk. Görünen o ki; 15 yılın en zor yılını yaşayacağız!...

- Her yıl kasım ayında düşen enflasyon bu yıl ters köşe yaptı ve zirveye oturdu. Bu artışı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kasım ayında 12 aylık tüketici enflasyonu yüzde 13’e çıkarak, mevcut enflasyon serisinde yeni bir rekor kırdı. Türkiye Arjantin’le beraber kendi liginde en yüksek enflasyona sahip iki ülkeden biri oldu. Ekonominin koordinasyonundan sorumlu bakana sorarsanız; sorumlu sebze-meyve! AKP Genel Başkanı’na sorarsanız; sorumlu yüksek faiz. 15 yıldır ülkeyi yöneten kadroların geçen bunca yıla rağmen enflasyonun sebebi konusunda uzlaşamadıklarını görüyoruz. Teşhis konamayınca haliyle tedavi de mümkün olmuyor. Enflasyondaki artışı durdurmak, beklentileri olumluya döndürmek için önce vatandaşa güven vermek gerekiyor. Yatırımın, üretimin önünü açmak gerekiyor. OHAL rejimiyle yönetilen bir ülkede kimseye güven veremezsiniz. Hangi yapısal önlemi alırsanız alın, para politikanızı ne kadar sıkarsanız sıkın, faizleri yükseltir, büyümeyi düşürürsünüz ama güven vermediğiniz için ne enflasyonu, ne işsizliği düşüremezsiniz. Hukukun üstünlüğünün hiçe sayıldığı, insanların canının ve malının güvende olmadığı bir ortamda üretici de, yatırımcı da, tüketici de geleceğe güvenle bakamaz, ekonominin çarkları dönmekte zorlanır.

TULUMBADA SU BİTTİ

- Yeni bir ekonomik kriz kapıda mı? Yoksa Türkiye adı konmamış bir krizi zaten yaşıyor mu?

Kriz lafını kullanmayı çok sevmem ama çok ciddi ekonomik sorunlarımız olduğu bir gerçek. Dünyada en yüksek enflasyona sahip 19’uncu ekonomi haline geldik. Etiyopya, Liberya, Gana gibi ülkelerin enflasyonları bile bizden düşük. G-20 içinde en yüksek cari açığa sahip ülke biziz. Parası dolar karşısında en fazla değer kaybeden ülkelerin başında geliyoruz. Sıcak paraya tefeci faizi vermemize rağmen, o bile döviz kurunun ateşini kontrol edemiyor. AKP Genel Başkanı ekonominin durumunu “tulumbada su bitti” diye kendisi özetlemişti zaten. Geçtiğimiz günlerde Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de 2018 için 210 milyar dolar dış finansman ihtiyacımız olduğunu söyledi. İşte 15 yılın sonunda AKP iktidarının ülkeyi getirdiği yer burası. Yılda 210 milyar dolar bulamazsak çarkları dönmeyecek bir ekonomi!

- 2018’de 2008’i arayacak mıyız?

2008-2009’da yaşanan küresel krizde ekonomi büyük hasar aldı ama çabuk toparlandı. 2009’da yüzde 4.7 daralan ekonomi, 2010’da yüzde 8.5 büyüdü. Çünkü 2008-2009 krizinin hemen ardından gelişmiş ülke merkez bankaları piyasalara trilyonlarca dolar pompaladı. Bu paraların önemli bir kısmı bizim gibi gelişen ve yükselen ekonomilere aktı. Ama 2013 Mayıs ayı itibarıyla durum değişti. FED para musluğunu kapattı. Havuzda biriken suyu da çekmeye başladı. Su çekildikçe havuzdaki yüzücülerin kusurları da görünür hale geldi. Dolayısıyla bu yönüyle 2008’e göre daha az şanslıyız.

Gelirimiz düşüyor zenginimiz artıyor


- Faik Öztrak, Türkiye’de özellikle 2014’ten bu yana gelir dağılımının giderek bozulduğuna dikkat çekti.

“2014’te nüfusun en zengin yüzde 5’inin geliri ile en yoksul yüzde 5’inin geliri arasındaki fark 20 kattı. Bu 2016’da 23 kata çıktı” diyen Öztrak şunları söyledi:

“2016 yılında Türkiye’de 500 milyon doların üzerinde serveti olan kişi sayısı 64’tü. 2017 itibarıyla bu rakam 76’ya çıktı. Son bir yılda gelir ve serveti düşerken, ultra zengin sayısı artan birkaç ülkeden biriyiz. Bu, büyümenin sürdürülebilirliğini de tehdit ediyor.”

CEZAYI VATANDAŞ ÖDEYECEK


- Peki bu Reza Zarrab davasının ekonomimize yansımaları ne yönde olacak?

Zarrab’ın ifadelerinden 5 banka ile iş yürüttüğünü öğrendik. Bu bankalardan bir tanesi olan kamu bankasının ise kurulan sistemin göbeğinde yer aldığı iddia ediliyor. Mehmet Şimşek bu konularla ilgili olarak ABD Hazinesi’nin bu kamu bankası hakkında bilgi talep ettiğini ve soruşturmanın davaya dönüşebileceğini söyledi. AKP kanadından gelen açıklamalara baktığımızda bu kamu bankasına bir ceza yazılacağının kabullenildiği anlaşılıyor. Nitekim ilk önce Başbakan Binali Yıldırım, ardından Mehmet Şimşek ve son olarak Maliye Bakanı Naci Ağbal, ‘Bankaların yanındayız, her türlü desteği vereceğiz’ mesajı verdi. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da grup toplantılarında; ‘Ekonomik suça ekonomik yaptırım olabilir’ mealinde bir cümle kurdu. Gelişmeler bu kamu bankasına bir para cezası yazılacağına ve hükümetin bu cezayı ödemeye razı olduğuna işaret ediyor. Geçmiş uygulamalara baktığımızda bu tür cezaların birkaç yüz milyon dolardan, birkaç milyar dolara kadar çıktığını görüyoruz. Yani milletin cebinden çıkacak büyük paralardan bahsediyoruz!