Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi 2017'nin ikinci gününe katıldı. Başbakan Yardımcısı Şimşek, burada  "Ulusal Varlık Fonu" panelinin açılışında yaptığı konuşmasında, Türkiye Varlık Fonunun kurulmasında 3 kilit sebep bulunduğunu belirterek, "Birincisi; Türkiye'nin değer zincirini yükseltmesi lazım. Türkiye'nin daha rekabetçi olabilmesi lazım. Değer zinciri içerisinde bilgi, teknoloji ve daha yoğun ürünler oluşturması lazım" dedi.

İkinci sebebin; Varlık Fonu'nun özel sektöre ya da hükümete altyapı yatırımlarını finanse edecek imkan kazandırabilmesi olduğunu dile getiren Şimşek, "Üçüncüsü ve en kritik olanı ise devletin sahip olduğu çeşitli kurumların kimisi uykuda ve bunları  Varlık Fonuna devretmekle Fonun bu kurumları yeniden yapılandırma imkanı olacak. Bu çok önemli çünkü yeniden yapılandırıldığında potansiyeli su yüzüne çıkartabiliyorsunuz" diye konuştu.

“İLK 2 YILI TÜRKİYE VARLIK FONU'NUN KENDİ, KENDİ ORGANİZASYONUNUN ÜZERİNDE DURUYORUZ"


Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bostan de , panelde soruları yanıtladı. Bostan panelde kendisine Varlık Fonu'nun yatırım programının sorulması üzerine, “Çok farklı varlık sınıflarının devraldık, bunların çok iyi çalışması, etüt edilmesi gerekiyor. Şu an üzerinde çalıştığımız konu, 'ülke fonunun nasıl çalışacağı, nasıl hedeflendirme yapacağı', bütün bunlar üzerinde çalışıyoruz. 10 yıllık bir dönemi kapsayan bir iş planı var.  Bunun özellikle ilk birkaç yılı, ilk 2 yılı Türkiye Varlık Fonu'nun kendi, kendi organizasyonunun üzerinde duruyoruz. Bundan sonraki süreçte her bir varlıkla ilgili bir teşhis dönemi geçireceğiz. Şu anda onun hazırlıklarını yapıyoruz. Bazı varlıklarımızı değerlemesi yapılmamıştı. Bunları yaptık. Bununla beraber bunların denetimleri, finansal durumlarının resmi çekiliyor. Bunların her biri ile ilgili nasıl tüm bu varlıklarla beraber nasıl bir değer oluştururuzun üzerinde çalışacağız. Varlıkların hemen hemen hepsi farklı sektörlerde olduğunu için bunların sektörü ile alakalı durumları da dikkate almak zorundayız" dedi

“BİZİM REKABET DİNAMİKLERİNİ DESTEKLEYİCİ BİR TAVRIMIZ OLACAK"


Bostan, “Türkiye'deki ve dünyadaki satın alma ve birleşme potansiyelleri bizim önemle üzerinde de duracağımız konular. Birinci konumuz Varlık Fonu'nun dizaynı, ikincisi varlıklarla ilgili gelişme alanlarının tespiti, üçüncü aşamada ise yeni alanlar, yeni fırsatlar ve yeni yatırım alanlarına odaklanma. Türkiye'nin öncelikleri bizim birinci dikkatimizi çeken nokta. İkincisi, özel sektörle beraber yine iş olanaklarının değerlendirilmesi önemli hareket olanlarımız. Bizim rekabet dinamiklerini destekleyici bir tavrımız olacak. Hiçbir zaman bize kanunun verdiği bir takım yetkileri piyasa işleyişini bozmak için kullanmayacağız. Bu anlamda şeffaflık ve hesap verilebilirlik bizim en önemli kriterlerimiz olacak. Biz özel sektörle beraber, özel yatırımcılarla beraber, yerel veya uluslararası hiç fark etmez, her türlü fırsatı Türkiye için ve tabi ki iş birliği yapacağımız taraflar için en iyi şekilde çalışacağız. Özetle bizim iş planımız, Türkiye Varlık Fonu'nun ana yapısının oluşturulması, bize devredilen THY, PTT gibi çok önemli markaların bir holding gibi yatırımcı gözüyle değerlendirilip 'nasıl daha iyi yapılacağı' üzerinde çalışmak. Sonuçta 200 milyar dolarlık bir bilanço ve yaklaşık 40 milyar dolarlık bir değerden bahsediyoruz. Bu ölçek avantajı da getiriyor. Bunu farklı piyasalarda özellikle sermaye piyasalarında, hem yerel hem de uluslararası sermaye piyasalarında çok olumlu bir şekilde değerlendirmeyi düşünüyoruz. Biz Türkiye Varlık Fonu olarak şeffaflığa azami ölçüde riayet edeceğiz. Zaten dünyada bu anlamda tüm varlık fonların benimsediği prensipler seti var" diye konuştu.

“VARLIK ALINIR OLABİLECEĞİ GİBİ TABİ SATIŞI  DA OLABİLİR"


Mehmet Bostan, “Yabancı yatırımlara da bakacak mısınız belli bir noktadan sonra? Özelleştirme sürecinde de rol oynayacak mısınız?" şeklindeki soruya ise şöyle yanıt verdi:

“Özelleştirme ile ilgili zaten şu anda devletin bir kurumu var. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bu görevi yerine getirecek. Bize varlıkların devredilme amacı, özelleştirme değil, satış değil. Ama sonuçta her hangi bir yatırımcı gibi bizler de çeşitli varlıkların alınması veya satılması konusu üzerinde çalışabiliriz. Bizim birinci önceliğimiz bunların değerinin ya da potansiyel değerinin ortaya çıkarılması, gerçek değerinin ortaya çıkarılması. Önceliğimiz bu olacak ama dünyadaki tüm varlık yöneten kurumlar gibi biz de dinamik bir portföy yönetimi yapacağız. Burada varlık alınır olabileceği gibi tabi satışı  da olabilir. Ama bu şu an gündemimizde böyle bir çalışma yok çünkü bunların üzerinde detaylı çalışılması gerekir ve bizim o aşamaya gelmemiz biraz zaman alacak. Bunları da değerlendireceğiz"

DHA