Dövizdeki dalgalanma cuma günü Merkez Bankası’nın örtülü faiz artırma ve sıkılaştırma adımları ile şimdilik durdu. Ancak, kurların kontrolden çıkmasına neden olan tüm gelişmeler yerli yerinde duruyor.

7 Kasım’da seçim yarışını kazanarak ABD Başkanı olmasıyla dünya piyasalarını sarsan Donald Trump 20 Ocak’ta resmen ABD Başkanı olarak göreve başlıyor. Trump’ın söyleyeceği her söz piyasaları dalgalandırmaya devam edecek. Trump’ın korumacı bir ekonomiyi işaret eden her kelimesi, altyapı yatırımlarına ağırlık vereceğine yönelik her hareketi doları hareketlendirmeye aday. Donald Trump’ın 45’inci ABD Başkanı olmasıyla birlikte tüm dünya için yeni bir dönem başlayacak. Yatırımcılar Turmp’ın konuşmalarında izlenecek politikalara dair ipuçlarını duymak ve bunların Kongre’den onay alma ihtimalini değerlendirmek istiyor. Trump’ın görevi devralma töreni sırasında fazla bir bilgi vermesi beklenmezken, yatırımcıların esas olarak 21 Şubat’ta yapacağı Ulusa Sesleniş konuşmasının dikkatle takip edileceği belirtiliyor.

KAZANAN WALL STREET OLDU


Piyasalar, 8 Kasım seçiminden bu yana fiyatlanan “güçlü dolar, dalgalar halinde yükselen hisse senetleri ve artan tahvil getirileri” politikasının akıbetinin ne olacağını görmek istyor. İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times, Trump’ın en çok Wall Street’teki yatırımcıları sevindirdiğini vurguladı. Kasım ayındaki seçim zaferinden bu yana, faiz oranlarının artacağı, vergilerin düşürüleceği ve denetleyici düzenlemelerin kaldırılacağı beklentisiyle Standard&Poor’s 500’de işlem gören banka endeksinin yüzde 24 yükseldiğine dikkat çekti. Haberde ABD’de en büyük 63 grubun hisse senetlerinin 8 Kasım’dan bu yana 459 milyar dolar değerlendiğine işaret edildi.

Dünyanın en büyük gelire sahip yatırım bankası JPMorgan Chase, son çeyrekte net gelirini bir önceki yıla göre yüzde 96 artırarak 3.43 milyar dolara çıkardı. Aynı dönemde Bank of America da bir önceki yıl 171 milyon dolar olan çeyrek dönem gelirini 658 milyon dolara yükseltti. Beyaz Saray’da, kabinede ve diğer üst düzey makamlarda ABD merkezli yatırım bankası Goldman Sachs’tan en az 5 ismin yer alması da dikkatli bakışlardan kaçmıyor.

GÖZLER ÇİN VE ABD'DE


Piyasaların dış kaynaklı yoğun  bir veri trafiği ile karşı karşıya olduğunu aktaran Alan Yatırım Menkul Değerler Kıdemli Analisti Eda Önder Öztürk, yıl boyunca Çin’in en kritik ülke olacağını kaydetti. Bu hafta açıklanacak rakamlarla birlikte Çin büyümesinde yüzde 6.5’in de altında bir oranın beklendiğini belirten Öztürk, “2017 yılının başlarında Trump’ın ABD başkanlık koltuğuna oturacak olması sonrasında Çin ekonomisi yine önemli ölçüde değişime uğrayacağa benziyor. Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Çin ekonomisi 2017 yılında akibeti en belirsiz olan ekonomi olabilir. Trump ABD’nin dış ticaretinde korumacı bir politika izleyeceğini uzun süredir belirtmekte. Söz konusu korumacı duvarları örmeye de Çin ile yapılan ticarete set çekerek başlayacak gibi görünüyor. ABD’nin dış ticarette Çin’in mukayeseli üstünlüğünü bozacak olması Yuan’ın değer kaybetmeye devam edeceği anlamına gelebilir” dedi. Haftanın ikinci kritik verisinin ise Avrupa Merkez Bankası’nın faiz kararı olacağını söyleyen Öztürk,  “2017 yılının neredeyse tamamını seçimlerle  geçirecek olan Avrupa’da siyasi risklerin telaffuz edilmesi de bankaya manevra alanı yaratmıyor” dedi.

TL'NİN KADERİ ÜÇ KARARA BAĞLI OLUR


KapitalFX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan anayasa süreci, Merkez Bankası’nın faiz kararı ve kredi derecelendirme kuruluşu Fitch tarafından açıklanacak Türkiye’nin kredi notunu TL’nin kaderini belirleyecek üç kritik gelişme olarak yorumladı. Erkan, ABD’de ise 20 Ocak’ın küresel piyasalar açısından 8 Kasım’a benzer bir etki yaratacağını dile getirdi. Trump’ın ekonomik paketi ile FED’in faiz politikasının çok ilişkili olduğuna dikkat çeken Erkan, “Paket bir yandan bütçeye yük getirirken, bir yandan da doların güçlenmesine neden olacak. Yüksek ihtimalle dolar, ABD hisse senetleri ve tahvil faizleri beraber yukarıya doğru gidecekler. Trump’ın paketinin reel ekonomiye etkilerini görmeye başladığımızda da Fed düşük faiz politikasını daha hızlı bir şekilde terk edecektir. Halen resmi beklenti 3 faiz artırımı olacağı şeklinde” yorumunu yaptı.
Türkiye’de ise yabancı yatırımcılarda hisse senetlerinin, özellikle banka hisselerinin çok ucuzladığına dair yanlış bir algı oluştuğunu dile getiren Erkan, şöyle devam etti: “Borsa İstanbul’da her şirket dolardan aynı şekilde etkilenmiyor. Bankalar biraz daha korunaklı görünüyorlar. Kur banda oturmadı, dolayısıyla hissede uzun vadede alım için yeterli cesareti vermeyecek” diye konuştu.

DOLARIN KÖPÜĞÜNÜ ALMA ZAMANI GELDİ


XTB Menkul Değerler Araştırma Müdürü Arzu Toktay,  TL’nin güçlenebilmesi için öncelikle hükümet kanadında Merkez’in politikalarının destek görmesi ve piyasadaki yüksek kur bekleyişinin kırılması gerektiğini dile getirdi. Bu hafta İngiltere ve Amerika tarafında enflasyon verilerinin açıklanacağını kaydeden Toktay, şu değerlendirmeyi yaptı: “FED ve üyelerin beklentilerine bakılırsa, Amerikan ekonomisi orta vadeli enflasyon hedefi konusunda sorun yaşamayacak. Trump, NAFTA ve ticari anlaşmalar konusunda esip gürlese de 20 trilyon dolarlık ekonomiyi yönetmek o kadar kolay olmasa gerek. Bugünlerde Dolar (DXY) Endeksi’nde yaşanan geri çekilme, tahvil faiz oranlarında düşüş de bu beklentiyi yansıtıyor. Aşırı alım bölgesinde olan ve doygunluğa erişen  dolar 3.65 lira seviyesine, Euro  3.95 liraya doğru geri çekilebilir. Euro/dolar paritesi ise uzun zaman sonra ilk kez 1.0700 üzerine tırmanırken ons başına altın 1225 dolar serüvenine devam edebilir. Kurlardaki köpüğün alınma zamanı geldi geçiyor ancak mevcut riskler düşünüldüğünde kısa vadeli olmaktan öteye gitmeyecek bir düzeltme bekliyoruz.”

FAİZ ARTIRMADAN TL TOPARLANMAZ


IşıkFX Başanalisti Gizmen Nalbantlı, Merkez Bankası tarafından geçen hafta gerçekleştirilen örtülü faiz artışının piyasalar açısından tatmin edici olmadığını dile getirdi. Gelişmekte olan ülkelere göre, negatif reel faiz veren tek ülke olmasıyla birlikte TL’nin kırılganlığının arttığını vurgulayan Nalbantlı, şu değerlendirmeyi yaptı: “Reel faizleri pozitife çevirmeden TL’de kalıcı bir yükseliş beklemek çok doğru değil. Ekonomik aktivitenin zayıfladığı bu ortamda Merkez Bankası’nın işi oldukça zor. TL’deki değer kaybını durdurmak için faiz artışı gerekiyor, faizi artırsa bu sefer ekonomi daha da yavaşlayacak.”
Anayasa görüşmeleri, Fitch’in açıklayacağı Türkiye’nin kredi notu ve ABD’de Donald Trump’ın koltuğa oturduktan sonraki hamlelerinin piyasalar tarafından yakından takip edileceğini anlatan Nalbantlı, “Özellikle Trump’ın ekonomi paketi FED’in yol haritası içi önemli olacak. Kurda 3.70-3.75 lira bölgesi önemli destek. Merkez Bankası’ndan önemli bir hamle gelmemesi durumunda yukarı istek artabilir” dedi.

ÖRTÜLÜ FAİZ ARTIŞI LİRAYA GÜÇ VERDİ


Bu hafta Merkez Bankası’nın örtülü faiz artışına devam etmesi halinde piyasalarda TL’nin pozitif fiyatlamaya döneceğini dile getiren Destek Menkul Değerler Araştırma Müdürü Murat Tufan, 20 Ocak’ta  ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump’ın görevi resmen devralması ve yapacağı açıklamaların piyasaların odak noktası olacağını dile getirdi.  Tufan, “Trump’ın açıklamalarında seçim vaatlerini ve uygulamayı planladığı mali politikalarını  yerine getirip getirmeyeceğine dair mesajlar aranacak. Trump’ın özellikle büyümeye ve iç talebi canlandırmaya dair vereceği sinyaller Amerika Merkez Bankası’nın faiz artırım sürecinde daha agresif olmasına zemin hazırlayacağından dolar varlıklarında güç kazanımı görülebilir” dedi.