METİN FEYZİOĞLU TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI

Bütün yetkiler, ya doğrudan ya dolaylı ama illaki başkanın elinde toplanıyor. Mesele, başkana güç vermek değil. Başkanlık sistemlerinde doğal olarak başkan, güçlü bir yürütme organıdır. Bizim meselemiz, başkana verilen bu yetkilerin tamamen denetimsiz bırakılması. Neden mi? Demokratik başkanlık sistemlerinde başkanın denetimi, iki farklı kanattan yapılır: Meclis ve yargı. Bizdeki sorun, Meclis'in de yargının da başkana bağımlı kılınması.

Demokratik başkanlık sistemlerinde başkanın Meclis tarafından denetlenmesini sağlamak için, başkanın tek bir milletvekilinin bile milletvekili olmasında bir etkisinin olmaması gerekir. Türkiye'deki duruma bakalım: Parti genel başkanı, başkan olabiliyor. Parti genel başkanı olarak, milletvekili adaylarını tek tek kendisi belirleyebiliyor. Ön seçim mecburi değil. Sonuç; milletvekili seçilen kişi, kendisini seçen millete değil, kendisini seçilebilecek yerden aday yapan genel başkana şükran duyuyor. Bir daha seçilebilmek için de 5 yıl boyunca genel başkanına hizmette kusur etmemesi lazım. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi aksine bir kanun çıkarabilirler mi? Gelelim yargı denetimi var mı sorusuna: Kanunları ve Cumhurbaşkanı kararnamelerini denetleyecek olan Anayasa Mahkemesi'nin 15 üyesinden 12'sini başkan atıyor. Başkan kim? Aynı zamanda iktidar partisinin genel başkanı. Bu atamaları Meclis'e onaylatma zorunluluğu var mı? Yok.