İnşaatlarda işçi olarak çalışan İbrahim Barık (38), 21 yıl önce amcasının kızı Sevda Barık (40) ile evlendi. Yakın akraba evliliği yapan Barık çiftinin, bu evlilikten 1996'da Esra ismini verdikleri bir kız çocukları oldu. Ancak Esra'nın 9 yaşından sonra sürekli burnu kanamaya başladı.

Aile, çocuklarını doktora götürdüğünde dalak ve karaciğer büyümesi olduğunu öğrendi. Ancak geç başvurulduğu için hastalık ilerlediğinden kız çocuğu 2 yıl tedavi görmesine rağmen 2007'de 11 yaşındayken hayatını kaybetti. Bu arada, Rabia (15), Suna (13), Şule (8) Esra (7) ve 2.5 yaşında İbrahim isimli çocukları olan Barık ailesi, kızlarının acısını yaşarken 2 yıl önce kızları Şule'de de dalak ve karaciğer büyümesi olduğunu öğrendi.

Bu hastalıktan ilk çocuğu ölen baba İbrahim Barık, işten de ayrılarak kızının tedavisi için mücadele etmeye başladı. İki yıldır işsiz olan baba ve ailesi iki odalı, üzeri çinko ile kaplı, bazı pencerelerinde ise cam yerine naylon bulunan bir evde yaşam sürdürüyor. Kızının sağlığına kavuşması, ilk kızı gibi çocuk yaşta ölmemesi için mücadele eden baba Barık, 2.5 yaşındaki oğlu da sürekli kaşınmaya başlayınca götürdüğü doktorda İbrahim'de de dalak ve karaciğer büyümesi olduğu ortaya çıktı.

BEŞ KARDEŞ DE SİROZ HASTASI...
Bu arada, Barık ailesindeki çocuklarda neden dalak ve karaciğer büyümesi hastalığı çıktığı yönünde yapılan araştırma kapsamında alınan örnekler, Almanya'ya gönderildi. Almanya'dan gelen raporda ise çocukların siroz hastası olduğu belirtilirken, "ailesel ilerleyici karaciğer" rahatsızlığı tanısı konuldu. Çocuklara ilaç tedavisi uygulanıyor ancak çocukların hayatta kalabilmesi için tek çarelerinin karaciğer nakli olduğu bildirildi.

Baba Barık, "Buradan Başbakanıma sesleniyorum. Başbakanım, Cumhurbaşkanım, Emine annem sizin ellerinizden öpüyorum çocuklarıma çabuk el atılmasını istiyorum. Çocuklarım gözlerimin önünde eriyor" derken, anne Sevda Barık ise "Ben bir çocuk kaybetmişim onun acısı içimden daha gitmedi kabrine dahi gidemiyorum. Bu 2 çocuğumun duygusu da içimdedir boşaltmak istiyorum ama boşaltamıyorum çocuklarımın yanında ağlamak istemiyorum ama her gün de ağlıyorum" diye feryat etti.

Ölümle pençeleşen Şule Barık da, "Nakil olmazsam ne olacağını biliyorum. Ablam gibi ölmek istemiyorum. Hastalıktan okula gidemiyorum ama gitmeyi çok istiyorum. Oyun oynamak istiyorum" diyerek gözyaşlarına boğuldu.