İşte Beki'nin bugünkü yazısının ilgili bölümü:

Devlette paralel kadrolaşmaya dikkat çektiğinde Kadri Gürsel’e, “Milletin evladı kendi devletinin kurumuna sızar mı hiç” diyerek tepki gösteren, gövdesini eleştirilere siper eden kendisi değilmiş gibi... Bugün Kadri Gürsel’in FETÖ’cülükten sanık olduğu davada, kendisi tanık olabildiği için üstüne gidiyorlar.
Ergenekon-Balyoz kumpaslarında kendisi sahte ihbarla suç uyduran kumpasçılara kanarken... Kanmayan, mağdurların hakkını arayan Sözcü’nün, kumpas kurbanı Cumhuriyet’in FETÖ’cülükten yargılanmasına tanıklık ve ihbarcılık yapmaktan geri durmadığı için yükleniyorlar. “Tek atımlık mermiyim, beni istediğiniz yere sıkın” diyerek kendisini emrine verdiği yapıyı, onca sene iç içeyken tanıyamamış olabilir.

Bunu savunabilirim.Kandırıldığı için geçmişte kendisini paralelcilere adadığını, gerçek niyetini bilmeden amaçlarına hizmet ettiğini, istemeden kurşun askerlik yaptığını kabule müsaitim.
Dünün hızlı Fetullahçısıyken bugün anti-FETÖ’cünün önde gideni rolünü kapmasına değil itirazım. Saldırganlığını aldatılma psikolojisine veririm; agresifliğini kandırılmanın hıncı, hırsı, öfkesiyle açıklarım. Harbiden saflığının kurbanı olmasına bağlarım.

O KADAR UZUN BOYLU DEĞİL


Fakat dün engel çıkardığı, karşı durduğu, mücadele ettiği için FETÖ’ye hedef olan, darbesini yiyen, bedelini ödeyenleri... Bugün iş terse döndüğünde FETÖ’cülükle suçlamaya, bir darbe de FETÖ’cülükten vurmaya... Üstelik sen kurşun askerken sipariş verdiği pideci, tatil rezervasyonu yaptırdığı tur şirketi, üç otuz para ödediği parkeci ya da oto tamircisi üzerinden ilişkilendirmeye kalkarsan ‘orada dur’ derim.
Kendi günahlarının kefaretini daha ödememişken FETÖ’yü koruyup kollama, önünü açıp destekleme, işbirliği ve amaç birliği içinde hareket etme günahlarını başkalarına bulaştırma, ona buna sıçratarak yayma gayretkeşliği bu kapsama girmez.

Saldırdığın FETÖ değil çünkü, FETÖ’nün dünkü kurbanları. Savaştığın FETÖ değil, savaşmaya senden önce başlayan FETÖ’nün azılı düşmanları...
Baykal’a kaset kumpası kurulurken siyaseten nemalanmaya, kasetle parti dizaynı ve genel başkan değişikliği projesinden yararlanmaya bakacaksın...
Sonra da aynı kaseti Kılıçdaroğlu’na çevireceksin, kasetle geldiğini söyleyerek FETÖ’nün adamı olmakla suçlayacaksın.
Ve her iki durumda da sen haklı, sen doğru, sen temiz çıkacaksın. Yağma yok!

[old_news_related_template title="Ahmet Hakan'dan Hüseyin Gülerce'ye sert eleştiri" desc="Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan bugünkü köşe yazısında Hüseyin Gülerce'nin FETÖ ile ilgili yazdığı 'Ben yanıldım. Cumhurbaşkanı yanıldı. Başbakanlar yanıldı' ifadesine yer verdiği yazısını eleştirdi. Hakan yazısında, 'Diğerlerinin günde sadece bir kere “Yanılmışız, Allah affetsin” demesi yeterlidir. Ama senin ahkâm mahkam kesme işlerini falan tamamen bir tarafa bırakıp uzlete çekilmen ve ömrünün sonuna kadar tövbe istiğfar etmen gerekir' ifadesini kullandı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/07/huseyin-gulerce.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/ahmet-hakandan-huseyin-gulerceye-sert-elestiri-1951587/"]

[old_news_related_template title="Gazetecilere iftira atan Hüseyin Gülerce darbeyi önceden biliyor muydu?" desc="Yakın zamana kadar Fethullahçı terör örgütünün en önemli elemanlarından biri olan, Zaman gazetesi yayın müdürü ve başyazarı Hüseyin Gülerce, bugünlerde Sözcü ve Cumhuriyet davalarında 'ihbarcı-tanıklık' yapıyor. Hürriyet gazetesinden Mehmet Yılmaz köşesinde, gazetecilere çamur atmaya çalışan Gülerce'nin o günlerini hatırlatarak, 15 Temmuz'u önceden nasıl 'bilebileceğini' analiz etti." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/07/feto-gulerce-manset.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/gazetecilere-iftira-atan-huseyin-gulerce-darbeyi-onceden-biliyor-muydu-1950569/"]