CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç TBMM'de düzenlediği basın toplantısında ABD Başkanı Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Engin Özkoç, CHP olarak bu kararı asla kabul etmediklerini vurgulayarak şunları söyledi: "CHP olarak bunu kesinlikle reddediyoruz. Karşısındayız. Onlarca insanın kanı aktı. Dinler üstü bir kent olan Kudüs'ün özel bir statüye kavuşturulması barışın sağlanması içindi. ABD 20 yıl aradan sonra her 6 ayda bir ertelenen kararın altına bir imza atarak Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etti. Burada tavır alınması gereken şeylerden biri de ABD'dir. Bu kararın altına imza atan Trump'ın kendisidir. Böylesine önemli bir konuda iç siyasete malzeme yapılacak konuşmalara tarafından bakmıyoruz. Bir taraf da olmak istemiyoruz. Ama bir şeyi öğrenmek istiyoruz. Trump bundan bir hafta önce Cumhurbaşkanını arayarak önemli bir telefon görüşmesi yapmıştır. Onunla birlikte Ürdün, Arabistan ve Mısır'ı arayarak görüşmelerini gerçekleştirmiştir. Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesinin arifesinde bu ülkeleri arayarak sadece Suriye meselesini konuşup konuşmadığını öğrenmek istiyoruz. Cumhurbaşkanna Kudüs' ü başkent ilan etmekle ilgili bir şey söylemiş midir?, söylememiş midir? Ne söylediğini merak ediyoruz. Cumhurbaşkanı bu kararla ilgili Trump ile böyle bir telefon görüşmesi yapacak mıdır? Son 15 yıl içinde Türkiye hem dışarda hem içeride itibarını kaybettiği için yıllardan beri alınmayan kararlar son 15 yıl içinde alınmıştır. Ermeni soykırımı kararı, Kudüs'ün başkent ilan edilmesiyle ilgili karar 15 yıl içinde alınmıştır. Türkiye Ortadoğu'daki saygın duruşunu kaybetmiştir. Türkiye'nin derhal toparlanması gerektiğine inanıyorum. AKP, CHP, MHP'siyle tüm yurttaşlarımızla alınan bu kararın karşısında dimdik durmamız gerektiğini söylüyorum. Derhal dış politikayla ilgili konularda ciddiyete davet ediyorum. İstikrarlı bir tutum sergilemesini istiyoruz Türkiye'nin."

engin-ozkoc

"KILIÇDAROĞLU ARI KOVANINA ÇOMAK DEĞİL ELİNİ SOKTU"


Engin Özkoç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yolsuzluk belgeleri olduğunu iddia ettiği açıklamasını anımsatarak şöyle devam etti: "Kılıçdaroğlu arı kovanına çomak değil elini soktu. Bunun da karşısında o kirli sofrada oturanlar birden feveran etmeye başladılar ve ayağa kalktılar. Diyorlar ki bu belgelerin sahte olup olmadığıyla ilgili cumhuriyet savcılığına verdiğimiz halde o belgeler sahtedir diyemiyorlar artık. Bir para alışverişi olmasına rağmen artık ticaret yoluyla da yaptık diyemiyorlar. Bu para girdi mi çıktı mı? Bu para hep girdi hem çıktı hem de soruyor CHP lideri kendi yandaşları ve kardeşi, oğlu, dünürünün kurduğu şirketlere aktarılan bu paralar nereden geldi. Bunları sorduk ya bunları sorunca birden bakanlar ayağa kalkıyor. Hani o meşhur darbe olduğunda uçakta Kemal Kılıçaroğlu'nun yanında oturup eli titreyerek Kılıçdaroğlu'nun elini tutan Hayati Yazıcı, Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığının kaldırılmasını istiyor .Orada kendisine 'Merak etme biz darbe nereden gelirse gelsin karşısında olacağız' diyen, kendisinin de ona 'Çok teşekkür ediyorum efendim, sağolun' dediği Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığının kaldırılmasını istiyor. Arkasından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu. Başta bir partide olduğu dönemde 'Namuslu insan şerefli insan bu olaylardan sonra istifa eder. Yolsuzluklarla mücadele edeceğim diye yolsuzluk çukurlarına bunlar battı' diyen Süleyman Soylu, kabadayıcılık yapıyor İçişleri Bakanlığı makamından. Derhal istifa etmelidir derken yanında yakıştırmalarda bulunuyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu'na bu yakıştırmaları yapan Soylu'ya soruyorum: Bu kadar kirli gördüğünüz bir siyasi partiye niçin geçtiniz? Neden onun bakanlığını kabul ettiniz? Size ne vaat ederek yolsuzluk yaptığına inandığınız bir siyasi partinin bir ferdi olmayı kabul ettiniz. Siz bütün bunlardan sonra dönecek Kılıçdarolu üzerinden AKP içindeki koltuğunuzu sağlamlaştırmaya çalışacaksınız. Sizin Kemal Kılıçdaroğlu'na söylediğiniz söze diyorum ki elinizden geleni ardınıza koymayın. Ne yaparsanız yapın ister KIlıçdaroğlu'nun dokunulmazlığını kaldırın, ister partisine baskın yapın istediğiniz iftiraları atın duruşunda bir bozulma olmadan sizin yaptıklarınızı anlatmaya devam edecektir. Ucunda ölüm varsa Allah'a verilecek bir can borcumuz var onu da seve seve teslim ederiz ama mazlumun hakkını teslim etmeyiz."

"MİT MENSUBUNUN SİZE VERDİĞİ BU BELGELERİ NEDEN CİDDİYE ALMADINIZ?"


Kemal Kılıçdaroğlu'nun Reza Zarrab'ın ajan olduğu raporunu MİT'in 2013 yılında hükümete verdiği açıklamasına karşın bu raporu hazırlayanların MİT'teki FETÖ'cüler olduğu iddialarına Engin Özkoç şöyle konuştu: "O zamanlarda bu belgeleri veren kişi MİT mensubu, FETÖ'ye mensupsa neden onunla ilgili gereğini yapmadınız. Çok net soruyoruz. Sen bu belgeleri sahte belgeler olarak düzenliyorsun diyerek gereğini neden yapmadınız. O zaman bilmiyordunuz bu MİT mensubunun FETÖ ile ilişkin olup olmadığını. Bilmediğiniz halde bir MİT mensubunun size verdiği bu belgeleri neden ciddiye almadınız, madem bilmiyordunuz. Geçen gün Genel Kurul'da benimde Grup Başkanvekili olduğum toplantıda İsmet Yılmaz'a Mahmut Tanal 'MİT'in açıkladığı bu belgeleri Reza Zarrab ile ilgili belgelerin, neden gereğini yapmadınız' diye sordu. İsmet Yılmaz, 'gereğini yapmalıydık devlet olarak yanlış yaptık' dedi. Verilmesi gereken cevabı hükümetin yetkilisi vermiş." (DHA)