ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü resmi olarak İsrail'in başkenti olarak kabul etme ve büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Bu kararın hayata geçirilmesinin hiç de öyle kolay olmadığını göstereceğiz Trump'ın açıklaması bizim için yok hükmünde. Zalim öz kardeşimiz de olsa, karşısına dikilmekten çekinmeyiz. Tarihimizde bunun sayısız örneği vardır. 1492 yılında ey İsrail, Yahudiler İspanya'dan göçe zorlandığında onlara kapılarını açan biz olduk. Bizim ecdadımız oldu" dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları...

Sevgili Sivaslılar, değerli dava arkadaşlarım, sevgili gençler sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Sizlerle bir araya gelmekten duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Tüm yiğidoları gönülden selamlıyorum. Her bir vatandaşıma selam ve muhabbetlerimi iletiyorum.

Son yıllarda bölgemizde meydana gelen hadiseler, millet ve ümmet olarak ne kadar ağır bir imtihandan geçtiğimizi ortaya koyuyor. Ülkemizin merkezinde yer aldığı coğrafya kasvetli günler yaşıyor. Irak meselesinde mesafe aldığımıza sevinirken ertesi gün Körfez'den sıkıntılı haberler geliyor, bir anda bu sefer Pakistan'da sıkıntılar yükseliyor. Somali'de açlığa çözüm bulduk derken bu kez Yemen, Arakan'daki mazlumların feryatları ile yüreğimiz dağlanıyor. Suriye krizini hal yoluna koymak için adım attığımız günlerde Kudüs'te yeni bir provokasyon önümüze çıkıyor. Türkiye barış, istikrar ve güvenlik için çalıştıkça birileri de çatışma ve savaş için gayret gösteriyor. Birileri İslam dünyasını gözyaşına boğmak için çalışıyor. Bu amaçla etnik ve mezhebi farklılıkları kışkırtıyorlar. Terör örgütlerini en modern silahlarla donatıyorlar. Kirli planlarını gerçekleştirmek için asırlardır altında kendi imzaları olan BM kararlarını dahi ayaklar altına almaktan çekinmiyorlar. Paçavraya çevrilmeyen prensip kaldı mı? Yapılmadık provokasyon kaldı mı?

İnsanlık son birkaç yılda gördüğü çifte standarda, tarihinin pek az döneminde şahit olmuştur. Sözde ileri demokrasi beşiği ülkeler, en temek hal ve özgürlükler katlediliyor. Bizden sessiz kalmamızı, köşemize çekilmemizi istiyorlar. Bizden değerlerimizi ayaklar altına alarak teslimiyet yolunu seçmemizi istiyorlar. Müslüman, hele de Türk ise cesur insandır. Bu böyle biline. Biz kim var diye seslenilince sağına ve soluna bakmadan ben varım diye haykırmayı hayatının merkezine yerleştirmiş insanlarız.

İSRAİL'E MESAJ


Tavrımızı muhataplarımızın kimliğine göre değil, haklı mı haksız mı olduğuna bakarak belirleriz. Zalim öz kardeşimiz de olsa karşısına çekilmekten çekinmeyiz. 1492 yılında, ey İsrail, Yahudiler İspanya'dan göçe zorlandığında onlara kapılarını açan biz olduk. 19. yüzyılda Yahudiler Rusya'da yaşadıkları baskılar karşısında yine kurtuluşu Osmanlı'ya sığınmakta buldular. Bu konuda bir Alman seyyah şöyle tespitte bulunuyor: "Yeryüzünde Yahudiler herhangi bir memlekette kovuldular mı, doğru Türkiye'ye sığınırlar."

Bu milletin geçmişinde asla holokost yoktur, soykırım yoktur, bunu böyle biliniz. Bu milletin tarihinde etnik temizlik yoktur. Katliam, zulüm, işkence yoktur. Sömürgecilik yoktur, çiğ süt içmedik ki karnımız ağrısın. Alnımız ak, başımız dik. Böyle yürüdük, böyle yürüyoruz. Bu millet tavrını birilerinin cüssesine göre belirlemeyecek kadar cesur bir millettir. Biz birilerinin tehditlerinden, şantajlarından yılacak bir millet değiliz.

"İİT TOPLANTISINDA KARARIN HAYATA GEÇİRİLMESİNİN KOLAY OLMAYACAĞINI GÖSTERECEĞİZ"


Biz mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz. Bu anlayış ile ilk kıblemiz gözbebeğimiz Kudüs konusunda tüm imkanlarımızı sonuna kadar kullanacağız. Amerika'nın kararını ilan edeceğini açıkladığı salı gününden bu yana yoğun bir telefon diplomasisi yürüttük. Amerika'nın bu adımının tamamıyla evangelist bir yaklaşım olduğunu da ortaya koymak durumundayım. Ne uluslararası hukukla, ne diplomasi ile ne de insanlıkla bağdaşmadığını dile getirdik. Çarşamba günü İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dönem başkanı olarak, İstanbulumuzda İslam ülkelerinin liderlerini, hükümet başkanlarını olağanüstü bir zirvede bir araya geliyoruz. Burada belirleyeceğimiz yol haritası ile kararın hayata geçirilmesinin hiç de öyle kolay olmayacağını göstereceğiz. Trump'ın açıklaması bizim için yok hükmündedir. Orayı başkent olarak ilan etmeniz, binanızı oraya taşımanız yok hükmündedir.

Yarın akşam sayın Putin ile de hem bu meseleyi hem de Suriye meselesini etraflıca değerlendireceğiz.

 

"İSRAİL TERÖR DEVLETİDİR, TERÖR"


1947-67 arasında Filistin küçülmeye başladı. 1967'de İsrail iyice büyüdü. Geliyoruz bugüne. Mevcut durum. Şu anda İsrail ne oldu, bugün ve Filistin ne oldu? Filistin mazlum, mağdur. İsrail tam bir işgal devleti. Dünyanın almış olduğu hiçbir kararı bugüne kadar bu İsrail tanımamıştır. Şimdi de Amerika ve İsrail 1980 BM kararı, Amerika ve İsrail'in dışında buna uyan yok. İsrail terör devletidir, terör. 14 yaşındaki çocuğu, gözleri bağlı olarak bu teröristler bakın ne halde sürüklüyorlar.

Kudüs, İstanbul'un kardeşi, Konya'nın, Sivas'ın, Diyarbakır'ın dostudur. Kudüs, bizim gözümüzün nurudur. Çocuk katili bir ülkenin insafına terk etmeyeceğiz. İşgal ve yağmadan başka hiçbir değeri olmayan bir devletin insafına da bırakmayacağız. Mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.