Röportaj: Nil SOYSAL

Umut Oran’la en son 1 Kasım seçimleri öncesinde konuşmuştum. CHP 24. Dönem Milletvekili ve Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı Oran için “Seçilse de, seçilmese de halkın vekili” demiştim. Bugün de aynısını söylüyorum. Genel Merkez’den görev beklemeden kolları sıvamış, ‘Hayır’ için onlarca il ve ilçeye gitmiş...

- Hayırlı günler dilerim öncelikle... Nasılsınız?
Hayırlı günler size de. Ben hayırlı günler geleceğini umut ediyorum her şeyden önce. Geleceğe umutla bakmak istiyorum ve umutla bakıyorum. Türkiye’nin bugünkü durumunu sürdürülemez bir durum olarak görüyorum. İşler hiç iyi gitmiyor.

DARBE RİSKİ HÂLÂ VAR

- Biz bu noktaya nasıl geldik?
Cumhuriyet tarihimizde 15 yıldır aralıksız, koalisyonsuz, tek başına iktidar olmasıyla aslında Türk Milleti bu iktidara büyük teveccüh göstermiş ama bu iktidar Türkiye’yi yönetemiyor. Türkiye’nin içi yanıyor, dışı yanıyor, ciğeri yanıyor. Darbe girişiminin failleri tam olarak yakalanmadı. Darbe riski hâlâ devam ediyor. Milletimiz can derdindeyken, polisimiz, askerimiz şehit olurken, AKP Türkiye’yi kişiye özel, Erdoğan’a özel ısmarlama bir başkanlık krizine soktu.

- Bu işin sonu nereye varır?
İçinde bulunduğumuz bu uzay çağında Türkiye maalesef Orta Çağ’a doğru gidiyor. OHAL ortamında anayasa değişikliği de yapılamaz, seçim de yapılamaz. Bugünkü anayasanın ruhu, DNA’sı, eti, kemiği parlamenter sistemdir. Siz buna başkanlık formatı ilave ediyorsunuz. Ortaya çıkacak olan model, bir Frankeştayn, bir Zombi oluyor aslında...

“BASKILAR ARTACAK”

- Ortak kanı şu ki; bu anayasa geçse bile yüzde 51’le geçecek. Peki yüzde 51 ile geçen bir rejim değişikliği sürdürülebilir mi?
Askerlerin yaptığı 1982 Anayasası yüzde 92 ile geçmişti. O da beğenilmedi belki ama benimsendi. En azından ülkeyi bölmedi. Bu ülkeyi bölüyor. ‘Evet’çiler ve ‘Hayır’cılar diye toplum bölündü. 80 milyonun kaderini bir kişinin iki dudağı arasına verirseniz, bunun adı demokrasi olmaz.

- Referandum sürecinde ortam daha da gerilir mi?
Benim gördüğüm; iktidar partisi bu süreci de bir korku ve baskı ortamında yönetecek. Muhalefeti sokağa çıkarmamaya, propaganda yaptırmamaya çalışacaklar. CHP olarak yapmamız gereken; ulusal seferberlik ilan etmektir. Cumhuriyet yıkılıyor, vatan bölünüyor. Burada bir rejim meselesi var. Kuvayı Milliye ruhundan kaynaklı milli kuvvetler merkezi oluşturmalıyız. Sanatçıları, sporcuları, aydınları bir araya getirip, ‘Hayır’cıları birleştirmeliyiz.

CHP, YSK’daki hakim ve savcıları gözden geçirmeli


- Sandıktan ‘Hayır’ çıkarsa Türkiye normalleşir mi?
Sandıktan ‘Hayır’ çıktığı zaman 17 Nisan sabahından itibaren Türkiye’de normalleşme süreci başlar. Ama bence ‘Hayır’ çıkar çıkmaz, hemen ertesi gün seçimi konuşmak da doğru olmaz. CHP olarak bizim Türkiye’nin alternatifi olduğumuzu ortaya koymamız lazım ilk önce...

- Sandık güvenliği konusunda endişeleriniz var mı?
Sandıklara sahip çıkmak zorundayız. Bu hepimizin görevi. Ancak şöyle bir durum daha var… Ben Yüksek Seçim Kurulu’na bir soru sordum; “Her kurumda FETÖ’cü var, YSK’da yok mu” dedim. YSK da bana yazılı cevap gönderdi. Dedi ki; “Bizde de 298 FETÖ’cü çıktı. Bunlar görevlerinden ihraç edildi, haklarında soruşturma açıldı. Şu anda tutuklu yargılanıyorlar. ”Demek ki bu 298 kişi, 15 yıl boyunca birçok seçimi manipüle etmiş! Şu anda onların yerine muhtemelen AKP’lileri atadılar. Yani her ilin ve ilçenin YSK’daki hakim ve savcılarını CHP’nin gözden geçirmesi lazım.