Yıllardır tartışma konusu olan Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne ait Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı için 2011 yılında alınan özelleştirme kararı 2013 yılında Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun (ÖYK) Resmi Gazete’de yayınlanan kararı ile yürürlüğe girdi. Bu karara göre 115 bin 821 metrekarelik dolgu alanı ve 319 bin 306 metrekarelik iki yat limanı olmak üzere toplam 435 bin 128 metrekare yüzölçümlü alan özelleştirilecekti.  Geçtiğimiz kasım ayında ise Özelleştirme Yüksek Kurulu bu kararında önemli bir değişikliğe gitti. ÖYK kararı ile  özelleştirilecek alan  478 bin 507 metrekareye çıkartıldı. ÖYK'nın  6 Kasım tarihli bu kararı  10 Kasım 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. İmar planları askıya bile çıkmadan 36 yıl süreyle işletilmek üzere ihaleye çıkılacağı da duyuruldu. Son teklif verme süresi 15 Şubat 2018 olarak belirlendi.

HEMŞEHRİ DAVASI AÇILDI


Kadıköy Kent Konseyi de bu son kararı “hemşehri” davası açarak mahkemeye taşıdı. Kadıköylü 14 hemşehri, 11 Aralık 2017 tarihinde Danıştay’da  Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı ile ilgili kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemi ile dava açtı. Dava dilekçesinde bu bölgenin özelleştirilmesi ve özel bir işletmenin tasarrufu altına girmesi durumunda, Anayasal düzeyde koruma altına alınmış olan yaşama hakları, maddi ve manevi varlıklarını koruma hakları, sağlıklı bir çevrede yaşama haklarıyla, kıyılardan herkesin yararlanma haklarının ihlal edileceği belirtildi.

1700 YAT KAPASİTESİ


Dava dilekçesinde “Planlar ile kara alanı yaklaşık 22 bin 751 metrekareden yaklaşık 30 bin metrekareye, mevcut  deniz  alanı  300 bin metrekareden 355 bin 859  metkeraye, mevcut marina alanındaki yaklaşık 7 bin metrekare olan inşaat alanı da 15 bin metrekareye çıkartıldı. 700 olan yat bağlama kapasitesi de 1700 'e çıktı” tespiti yapıldı.

YAT LİMANI BÜYÜDÜ YELKEN ALANI DARALDI


Özelleştirme Yüksek Kurulunun kararında ifade edilen yeni planlarda, yat limanı alanının büyütülmesi ile deniz alanında ekolojik dengenin bozulacağı, yosunlaşmanın artmasının  doğal su akımlarının ortadan kaldıracağı vurgulandı. Denizdeki oksijenin azalacağı, doğal yaşamın tehlikeye gireceği, yelken sporunun yoğun olarak yapıldığı alanın küçüleceği ve hava koridorunun kesileceği ifade edilerek “Kadıköy ve çevre ilçelerde yaşayan hemşehrilerin sosyal çevre alanlarının yok olmasına sebebiyet verecektir” denildi.

PARK ALANLARI YOK EDİLDİ


Alınan kararın Çevre Düzeni Planına aykırı olduğuna da dikkat çekilerek park alanlarının yok  edildiği,  bölge  nüfusunun ve trafiğinin arttığı, bölge ekolojisinin tahrip olduğu, 3. Derece Arkeolojik, 2.Derece Doğal  Sit Alanını içerisinde ve 1. Derece Doğal Sit Alanı olan Fenerbahçe yarım adasının komşuluğunda olan bölge için alınan kararın şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve hukuka aykırı olduğu kaydedildi. Dilekçede yapılması planlanan düzenleme ile; halkın kıyı kullanımının engellendiği, bölgenin karakteristik dokusunun bozulduğu, kıyı siluetinin olumsuz etkilendiği belirtildi.