Savunmasına başlamadan önce söyleyeceklerinin 'Devlet sırrı' olduğunu belirten Bayram, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 47'nci maddesine göre Mahkeme Başkanı Suat Alaca ile özel görüşmek istediğini söyledi. Bunun üzerine Bayram ile özel bir görüşme yapan mahkeme heyeti, sanığın anlattıklarının 'Devlet sırrı' niteliğinde olmadığını belirterek, duruşmaya devam etti.
TAHRAN'DA BAZI DEVLETLERİN İSTİHBARAT BİRİMLERİ İLE İRTİBATIMIZ OLUYORDU
Daha sonra savunması alınan Abdullah Bayram suçlamaları kabul etmediğini belirterek, "2013'te Tahran'da askeri ataşe olarak görev yaptığım sırada bazı devletlerin istihbarat birimleri ile irtibatımız oluyordu. FETÖ'cüler bu bilgileri bilselerdi, devletimiz aleyhine kullanırlardı. Ben FETÖ'cü olsaydım bu bilgileri kullanırdım. Onlar da kendi doğrultularında kullanırlardı. Bu tür bilgilere vakıf olduğum için ölüm korkusu yaşadım. Cezaevi'nde Tuğgeneral Abdülkerim Ünlü'nün benimle görüşme isteğini reddettim. Elazığ için kahraman ilan edilmem gerekirken cezaevindeyim. 15 Temmuz gecesi Tunceli'de kritik bir operasyon yapılıyordu. Harekat Merkezi'nde son kontrolleri yaptığım sırada o bildiri geldi. Abdülkerim Ünlü'nün Sıkıyönetim Komutanı olarak yazıldığı bildiri çok önemli bir konu olduğu için komutan imzasının olması gerekirken, imza yoktu. Yurtta Sulh Konseyi yazılı bir bildiriydi.
Hemen bildiriyi sıralı komutanlarıma bildirdim. Kurmay Başkanı Mahmut Altun bildiriye baktığında, Abdülkerim Ünlü'yü kast ederek, "Geleceği varsa göreceği de var." dedi. 8'inci Kolordu Komutanlığı'na bağlı birliklere verilen emirde benim imzam var. Darbeye karşı olduğumuz görülmektedir" dedi. Duruşma diğer sanıkların savunmalarının alınması ile devam ediyor.
(DHA)