IŞİD  terör örgütü üyesi İsmail Güneş, 1 Mayıs 2016 tarihinde Gaziantep Emniyet Müdürlüğü'ne yönelik bomba yüklü araçla intihar saldırısı düzenledi. Bomba yüklü minibüsün infilak ettiği saldırıda 3 polis memuru şehit oldu, çoğunluğu polis memuru 34 kişi yaralandı. Saldırının ardından başlatılan soruşturma kapsamında onlarca kişi gözaltına alındı ve sanıklardan 60'ı çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.

Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Organize Suçlarla Mücadele Bürosu Savcılığı da saldırıya ilişkin hazırladığı ve 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, 60'ı tutuklu 110 sanığın cezalandırılmasını istedi. Geçen pazartesi günü başlayan ve bugün de devam eden duruşmada, tutuklu 60 sanık savunmalarını yapmayı sürdürdü.

Mahkeme heyeti 'Piramit' kod adlı gizli tanığın ifadeleri doğrultusunda, savunma yapan sanıklara sorular yöneltti. Savunma yapan sanıklar ise kendilerine yöneltilen suçlamaları kabul etmedi ve saldırıyla ilişkilerinin bulunmadığını öne sürdü.

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanıklardan Gökhan Ö. terör örgütüne üye olmakla suçlandığı mahkemede, kendisini gözaltına alan polislerin ve tutuklayan hakimin terör örgütü FETÖ ile ilişkisi olduğunu iddia etti.  Bir işyerinde eşi ile beraber 80 öğrenciye Kur'an-ı Kerim eğitimi verdiklerini ve servis şoförlüğü yaparak geçimini sağdığını anlatan Gökhan Ö., "Beni göz altına alan polisler bana, 'senin suçsuz olduğunu biliyoruz' dediler. Ben sadece Kur'an öğretiyorum. Herhangi bir terör örgütüyle bağlantım yok. Beni gözaltına alan polislerin ve tutuklayan hakimin terör örgütü FETÖ ile bağlantılarının araştırılmasını istiyorum" dedi.

Soruşturma dosyasındaki gizli tanık 'Piramit'in ifadeleri doğrultusunda, örgüte lojistik destek sağladığı, eleman temin ettiği ve IŞİD adına Suriye'de faaliyetlerde bulunduğu iddiası bulunan Hanifi K., hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu söyledi. Evinde örgüt üyelerini sakladığı iddiası sorulan Hanifi K., "Benim iki evim var. Buralarda hem Suriyeli hem Türk kiracılarım oldu. Evinde Suriyeli kiracı olanlar terörist ise Türkiye'de çok sayıda terörist var" diyerek kendini savundu.

HAKİMDEN 'DOĞAN GÖRÜNÜMLÜ ŞAHİN' BENZETMESİ

Sanıklardan 19 Mayıs 2016 tarihinde polisin operasyonunda kendini canlı bomba yeleğiyle patlatan IŞİD'in sözde emiri Yunus Durmaz'ın evinde yapılan aramalarda parmak izi bulunan Hasan Y., izinsiz tehlikeli madde bulundurmak ve el değiştirmesini sağlamak suretiyle örgüt üyeliği ile suçlandı.

Gizli tanık Piramit'in ise, Hasan Y.'nin Suriye'nin Rakka şehrinde DEAŞ adına faaliyetlerde bulunduğunu ve Yunus Durmaz'ın Ömer isimli birisi hakkında konuşurken, "Ömer evi kendi adına tutsun zaten kısa süreli kullanacağız. Bana bir şey söyleyecekse Hasan ile irtibata geçsin" diyerek Hasan Y. ile ilişkinin olduğunu söylediği aktarıldı. Bunun üzerine savunmasını yapan Hasan Y., yaz dönemlerinde Antalya'da barlarda çalıştığını ve kendisinin DEAŞ ile ilişkisinin olamayacağını söyledi. Mahkeme Başkanı Hüseyin Pekşen ise, "FETÖ davalarında da böyle şeyler oluyor. Adam, örnek veriyorum 'Ben Aleviyim benim FETÖ ile bağlantım olabilir mi?" diyor. Bunların arasında Hıristiyanlar da var hepsi aynı. FETÖ de, DEAŞ da öyle. Doğan görünümlü Şahin gibiler" diyerek cevap verdi.

"BEN ESRAR KULLANIRIM"

Savunmasına devam eden Hasan Y., Suriye'ye hiç gitmediğini ve Yunus Durmaz'ı tanımadığını aktararak şunları dedi: "Ben esrar kullanırım. Genellikle de evimin yakınındaki Çağlayan Parkı'nda olurum. Parmak izimin o evde nasıl bulunduğunu bilmiyorum. Fakat şöyle bir şey hatırladım; ben yine esrar kullandıktan sonra yolda yardım isteyen bir adama yardım ettim. Arabaya bir şeyler koyuyordu. Bende onunla birlikte poşetleri araca yerleştirdim. Baktım içinde mutfak eşyaları ve erzak vardı. O zaman benim parmak izim o poşetlerde kalmış olabilir."

Sanıkların savunmalarını yaptığı duruşmaya yarın devam edilecek. DHA