Bugüne kadar binlerce beyin cerrahı yetiştiren Dünya Beyin ve Sinir Cerrahisi Dernekleri Federasyonu’nun Onursal Başkanı ve Baş Danışmanı Prof. Dr. Madjid Samii, geçtiğimiz hafta Üsküdar Üniversitesi’nin davetiyle İstanbul’a geldi. Üniversite tarafından kendisine Fahri Doktora unvanı verilen Prof. Dr. Samii, törende yaptığı konuşmasında beyin ve sinir cerrahisinde gelinen son nokta ile ilgili görüşlerini meslektaşlarıyla paylaştı.

‘7 MİLYAR İNSAN KAVGALI’

Samii, NP Beyin Hastanesi’nde gerçekleştirilen konferansta teknolojik gelişmeler sayesinde, beyin hakkında daha fazla bilgiye sahip olduğumuzu söyledi. Dünyaca ünlü profesör konuşmasında, “Bugün beyin haritalama, nöro görüntüleme ve nöronavigasyon gibi yeniliklerle müdahale etmek istediğimiz bir tümörün nerede olduğunu tam olarak bilebiliyoruz. Artık otomobilde kullandığımız navigasyon teknolojisini tıbba transfer edebiliyoruz. Ancak teknolojinin cerrahiye katkı sağlayabilmesi için cerrahların bu yenilikleri takip etmesi ve uygulayabilmesi gerekiyor” dedi. Beynin çalışma biçiminin insanlığa örnek olması gerektiğini aktaran Prof. Dr. Samii, “Beyinde mükemmel bir uyum var, 100 milyar hücre birlikte çalışıyor. Ancak 7 milyar insan barış içinde, işbirliği yaparak yaşayamıyor” şeklinde konuştu.

WFNS’DEN ONAYLI CEVAP

Etkinlikte sorularımızı yanıtlayan Prof. Dr. Samii, İtalyan cerrah Prof. Dr. Sergio Canavero ve ekibinin gerçekleştirmeyi planladığı ‘kafa nakli operasyonu’ ile ilgili değerlendirmesini de ilk kez bizimle paylaştı... Prof. Dr. Samii, bu sorunun daha önce Brezilyalı gazeteci Mr. Luis Filipe Silva tarafından Dünya Beyin ve Sinir Cerrahisi Dernekleri Federasyonu’na (WFNS) sorulduğunu ve başkanın bu soruyu kendisinin cevaplamasını istediğini söyledi.

Prof. Dr. Sergio Canavero, dünyanın ilk kafa nakli operasyonunu gerçekleştirmek istediği için eleştiriliyor. Canavero kafa naklini birkaç Çinli aday arasından seçilecek olan hastaya yapılacağını açıklamıştı. Prof. Dr. Sergio Canavero, dünyanın ilk kafa nakli operasyonunu gerçekleştirmek istediği için eleştiriliyor. Canavero kafa naklini birkaç Çinli aday arasından seçilecek olan hastaya yapılacağını açıklamıştı.


BİLİMSEL OLARAK ANLAMSIZ

“Ben WFNS’in Onursal Başkanıyım yani bu organizasyonun baş danışmanıyım. Bu nedenle Federasyon Başkanı bu soruyu, onursal başkan olarak benim cevaplamamı istedi ve ben de bunun üzerine bir bildiri yazdım. WFNS’in Başkanı da dahil olmak üzere bütün diğer üyeleri de bildirime katıldıklarını açıkladılar. Bu bildiriyi ilk kez sizinle paylaşıyorum” diyen Prof. Dr. Madjid Samii şöyle konuştu: “Bugün, teknolojik gücümüz kafa naklini gerçekleştirmeyi mümkün kılıyor. Kafa nakli sadece, beyindeki kan akışını sağlayacak, kafa ve vücut arasındaki ilgili damarların ameliyatla birleştirilmesi işlemidir. Bununla birlikte böyle bir prosedür uygulandığında, omurilik tamamen kesilir. Bu durumda nakledilen kafa ile vücut arasında asla sinirsel bir bağ kurulamayacaktır. Nakilden sonra, omuriliğin tamamen kopmuş sinir dokusunun yeniden oluşması durumunu tam olarak sağlayamadığımız sürece ise kafa nakli sadece etik olarak kabul edilemez değil, aynı zamanda bilimsel olarak da anlamsızdır. Etik açıdan bakarsak biz doktorlar, hastanın yararına yapılmayan herhangi bir cerrahi uygulamayı çok iyi ölçüp biçmeliyiz ama bu uygulama medyada ilgi yaratma ruhuyla yapılıyorsa bütün resmi kuruluşlar tarafından reddedilmelidir.”

BEYİN SAĞLIĞININ SIRRI

Prof. Dr. Madjid Samii, SÖZCÜ okuyucularına beyin sağlığının anahtarı ile ilgili çarpıcı şu bilgileri de verdi:
“Herkes kalp sağlığına odaklanıyor ancak kimse ‘Beynimin sağlık durumu nasıl?’ diye asla düşünmüyor. İnsanlar ancak hafızaları zayıfladığında ya da felç olduklarında beyinleri hakkında endişelenmeye başlıyor. Özellikle bu
iki durum başınıza geldiğinde ise artık çok geç oluyor. Bütün bunların sebebi, genç yaşlarınızda sanki bu sorunlar başınıza hiç gelmeyecekmiş gibi yaşamanız.
Beynin sağlık durumunu etkileyen ana sebeplerden biri beyindeki kan akışıdır. Herkes özellikle de 35-40 yaş aralığında, damarlarının tamamen sağlıklı olup olmadığına dikkat etmeli. Çünkü kanserden çok damar sistemimizdeki sorunlar yüzünden ölüyoruz.

‘DAMARLARI SAĞLAM TUTUN’

Damarlarınızdaki yağ oranını kontrol altında tutmanız gerekiyor. Eğer bu oran yüksekse derhal düşürmelisiniz. Bunun da birkaç yolu var: Birincisi beslenme, ikincisi hareketlilik ve üçüncüsü de kanda aşırı yağlanma varsa doktor tavsiyesiyle kullanmanız gereken ilaçlar. Her şeyi ama her şeyi küçük porsiyonlarda yiyebilirsiniz. Şekeriniz, kolesterolünüz yükselmediği sürece beslenmenizde sorun yok demektir. Ancak tüm bu kan değerleriniz ve kan basıncınız yüksekse, sadece beyin değil bütün organlarınız zarar görmeye başlar. Yapılan araştırmalar damar sağlığını önemseyen kişilerin, beyinlerinde bir problem oluşması riskinin yüzde 20 olduğunu söylüyor. Ancak bu konuya gereken önem verilmediğinde risk yüzde 80’e çıkıyor. Yani beynin tedavisi aslında damarların tedavisidir.

‘PARA BİR ZEHİRDİR’

Yeni cerrahlar, teknolojideki gelişmeler sayesinde işleri kolaylaşacak sanıyor. Oysa cerrahların iş yükü daha çok arttı. Artık hem uzmanlıklarını hem de teknoloji ile ilgili bilgi ve donanımlarını çok iyi bir seviyede tutmak zorundalar. Genç doktorlar kendilerini bu şekilde geliştirmezlerse, doğru tedaviyi bulabilmek için hastalar üzerinde gereğinden fazla teknoloji kullanmaya başlayacaklar ki bu, yeni teknolojinin dünyaya getirdiği bir risktir aynı zamanda.
Genç doktorlara verebileceğim diğer tavsiyem şu; cerrahlığı asla kısa sürede zengin olmak amacıyla seçmesinler. Çünkü para bir zehirdir. Bu zehir hastalarını da etkiler. Bu nedenle ilk olarak eğitimlerine odaklanmalarını tavsiye ediyorum. Eğer bunu yaparlarsa zaten hedefledikleri paranın 10 katını kazanırlar.”