Kaynarca'da geçen 6 Temmuz meydana gelen olayda, Suriye'de yaşanan iç savaştan kaçarak gelen Halid Al Rahmun'un 9 aylık hamile eşi Emani Al Rahmun'a tecavüz edildi. Emani Al Rahmun, ardından 10 aylık bebeği Halaf Al Rahmun ile birlikte vahşice öldürüldü. Kadının eşi Halid Al Rahmun'un komşusu ve aynı zamanda aynı fabrikadan mesai arkadaşı olan Birol Karacal ile Celal Bay olayla ilgili tutuklandı.

Tutuklu sanıklar, bugün 3'er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası ile Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başlanacak. Duruşma öncesi, sivil toplum kuruluşları Sakarya Adalet Sarayı önünde açıklama yaptı. Çok sayıda kadının katıldığı açıklamada, 'Kısasa kısas', 'Adalet için idam istiyoruz', 'Zalimler için yaşasın cehennem, 'İdam', 'Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun', 'Vahşete sessiz kalmayacağız' ve 'Müslümanlar kardeştir' yazılı dövizler açıldı, cinayete lanet yağdı.

 

Basın açıklamasında acılı eş Halid Al Rahmun, kardeşi Muhammedi Al Rahmun ve babaları Muhammed Abdulhadi Ali Al Rahmun ile birlikte ailenin avukatı Cihad Gökdemir de yer aldı. 50 sivil toplum kuruluşu adına Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Uğur Yıldırım, Eğitim Bir Sen Kadın Komisyonu Başkanı Özlem Bağcı, Hüda-Par İstanbul Kadın Kolları Başkanı Esra Türk ve Kadın ve Demokrasi Platformu Genel Merkez Hukuk Komisyonu Başkanı Esra Hatipoğlu ayrı ayrı basın açıklamaları yaptı.

'NEFRET SUÇUNA KARŞI MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ'


Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Uğur Yıldırım, sivil toplum kuruluşları adına şu açıklamada bulundu: "Suriyeli mültecilere yönelik ırkçı ve nefret içerikli söylemler, ne yazık ki 20 yaşında genç bir kadın ve biri henüz doğmamış 2 bebeğinin öldürülmesine neden olmuştur. Hamile bir kadın ve bebeklerini katledecek kadar gözü dönen şahısların hak ettikleri cezayı en üst sınırdan almaları için her türlü mücadeleyi sürdüreceğimizi ifade etmek isteriz. Suriyeli mülteciler aleyhine beyan edilen nefret söylemlerinin Türkiye toplumunun merhamet ve vicdani anlayışı ile bağdaşmadığı, bu propagandaların şiddete varan daha büyük sorunlara yol açacağı uyarılarını defalarca dile getirmiştik. Gelinen noktada kendilerine profesör unvanı verilen ve siyasetin içerisinde yer alan kimi şahısların dahi, savaşın vurduğu insanları hedef tahtalarına oturtmuş olduklarını gözlemlemekteyiz. Kardeşimiz Emani'nin başına gelen dehşet verici olayda bu gibi nefret söylemlerinin payı büyüktür. Emani ve ailesi ülkemize sığınmış mültecilerdi. Ancak bazı kesimlerin özellikle benimsediği Suriyeli lincinin kurbanı oldular. Zalim bir diktadan kaçarak ülkemize sığınan ve halkımızın da bağrına bastığı ailenin başına gelen bu utanç verici olayla ilgili faillerin yargılanma sürecine dahil olarak, insani görevimizi yerine getirmeyi umut ediyoruz."

Vahşetin faillerinin cezalandırılması için olayın başından bu yana sürecin takipçisi olduklarını belirten Yıldırım, şunları kaydetti: "Bugün burada görülecek ilk duruşmada avukatlarımız acılı ailenin tüm haklarını savunmak amacıyla hazır bulunmaktalar. Katillerin cezalarının bir daha böyle bir hadise yaşanmaması açısından örneklik teşkil etmesini umut ediyoruz. Bu saldırının mağdurlarının yanında yer alarak faillerinin cezalandırılması sürecini takip etmekle beraber bu gibi olayların asıl sebebi olan provokasyonları ve yalan yanlış bilgileri körükleyen kişi ve kurumların da hukuki ve toplumsal yaptırımlarla karşılaşması gerektiğini vurguluyoruz. Sivil toplum kuruluşları olarak özelde Suriyelilere genelde tüm mültecilere karşı yürütülen linç kampanyasında payı olan ve böyle canice olayların yaşanmasına kapı aralayan insanların gerekli cezayı almaları gerektiğini düşünüyoruz. Son olarak bilinmesini isteriz ki mültecilere karşı gerçekleştirilen her türlü nefret suçuna karşı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz." ADAPAZARI (Sakarya), (DHA)